Sevgili okurlarım, 104 yıl önceydi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a ayak basmıştı. O gün karanlığa gömülen ülkemizin üzerine, Samsun’dan doğan bir güneş olarak aydınlanmaya başladı.
Sevgili okurlarım, Osmanlı Devletinin girmiş olduğu “Birinci Dünya Savaşı” sonrasında imzalanan Mondros ve Sevr antlaşmaları sonucunda, bağımsızlığımız tehlikeye girmişti. Böyle bir tehlikeyi bertaraf etmek üzere son Padişah Vahdetin, Gazi Mustafa Kemal Paşayı, Trabzon’da ve çeşitli yerlerde çıkarılan isyanları bertaraf etmek üzere görevlendirilmişti. Bu görev üzerine, 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan, deniz yoluyla hareket eden Gazi Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmıştı. Ulusumuzun birliğinin tehlikeye düştüğünü çok iyi bilen Gazi Mustafa Kemal Paşa, bu görevlendirmeği fırsat sayarak, Osmanlı İmparatorluğundan geriye kalan topraklarda, yeni bir Türk Devletinin kurulması yönünde çalışmalarını başlatmış oldu. Bu düşüncesini hayata geçmek maksadıyla, mülkü ve idari makamlara Amasya tamimiyle “Misak-i Milli Yemin” genelgesini göndererek, neler yapmak istediğini bildirdi. Bu bildiri sonucunda, gerekli hazırlıkların yapılmasına başlandı. İlk olarak Erzurum’da bulunan doğu cephesi Baş Komutan Kâzım Karabekir Paşayla bir araya gelerek, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında, Erzurum kongresini yapmış oldu. Bu kongrede alınmış olan kararda, Osmanlı İmparatorluğunun girmiş olduğu Birinci Dünya Savaşı sonrasında, işgale uğrayan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk Milletinin bağımsızlığını sağlamak amacıyla savaşmaktan başka çarenin kalmadığını, karar altına aldırmış oldu. Erzurum Kongresinde alınan bu kararın gerçekleşmesi için, ikinci bir kongrenin Sivas’ta yapılması yönünde harekete geçti. İllere göndermiş olduğu genelgesinde, belirlenen süre içinde, bir il temsilcisi seçilerek Sivas’a gönderilmesini istedi. Böylece Gazi Mustafa Kemal Paşa, bu duyurusu sonucunda, illerden seçilip gelen 38 temsilciyle 4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresini, gerçekleştirilmiş oldu. Bu kongrede Milli Kurtuluş Savaşının başlatılması için Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasının şart olduğunu da karar altına aldırmış bulundu. Bu kongrede, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri tek bir dernek olarak birleştirildi. 27 Aralık 1919 tarihinde, Sivas Kongresine gelen temsilcilerle birlikte Ankara’ya geldiler. Böylece İstanbul’dan gelen Vekillerle birlikte, 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da savaşı yönetecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisini açmış bulundular Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yanında, Baş Komutan olarak da görevlendirilmiş oldu.
Sevgili okurlarım, Gazi Mustafa Kemal Paşa ilk işi olarak düzenli bir orduya geçişi sağlamak ve ordunun finansmanı karşılamak için Tekâlif-i Milliye Kanunu çıkartarak, halktan bazı vergilerin alınmasını sağladı. O şartlar altında asker olmak istemeyen ve vergi vermekten kaçanlar hakkında da gerekli işlemin yapılması için, İstiklal Mahkemelerini kurdurdu. Anadolu halkı, yıllarca hastalıkla, yoksullukla, cehaletle ve bitip tükenmeyen savaşlarla yaşayan olmuşlardı. Böyle bir yaşam içinde olmalarına rağmen, onlar için Türk Milleti Adına Milli Kurtuluş Savaşı umut olmuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınan kararlar sonucunda, kadın, erkek, yaşlı, genç yekvücut olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya koşarak, cephede yerlerini aldılar. İşte bu vatan sevgisi sonucunda özgürlük ateşi, Kurtuluş Savaş’ının başarılı olmasını sağlamış oldu. Bağımsızlığımızın kazanılması ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhur Başkanı olması sonucunda, “Geçler, ülkemizin istikbalidir.” Diyordu. Her zaman gençler, benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenenler olacaktır! Bu düşünce ışığında, Türkiye Cumhuriyetini gençlere emanet etmiştir. Bizler her yıl olduğu gibi, bu yılda 19 Mayıs gününü, Türkiye Cumhuriyetinin varlığını düşünerek, ona sahip çıkarak kutlamalıyız.
Bu vesileyle gençlerimizin bayramını kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarına, vatan için canını feda eden şehitlerimizin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
Mürsel ADIGÜZEL
Halk Şairi ve Eğitimci Yazar