Ben Müslümanım elhamdülillah… Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in Veda Hutbesi’ndeki düsturlarına kalbden inanırım. Aslâ ırkçı değilim zira ‘Arab’ın Arab olmayana üstünlüğü yoktur; üstünlük takvâdadır’. ‘Millet, milliyet, millîyetçilik’ gibi tâbirleri ‘İbrahimî’ anlamda
değerlendiririm. Lâkin, Hucûrat Sûresi’nin 13. Âyeti›nde Yüce Allah (c.c.), ‘Ey İnsanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için boylara ve kabilelere ayırdık (…)’ buyurmuştur. Bu durumda ‘Milliyetçilik’ anlayışı Batı’daki gibi ‘kavmiyetçilik’ değil, bir aidiyet ve mensubiyet duygusudur ve Batı’daki ‘patriotizme’ benzeyen ‘Vatanseverlik’ şeklinde algılanır.
Ben Türk’üm ve Türklüğümle de iftihar ediyorum. Zira, bu duâlı millet/kavim, on asır boyunca İslâm’ın bayraktarlığını yapmış ve Asr-ı Saâdet ile Endülüs medeniyeti haricinde îlâ-yı kelimetullah (Allah’ın ismini yayma) imanı ile İslâmiyet’e en şanlı devirlerini yaşatmıştır. ‘Türk Milleti’ üst kimliğini ırk ayırımcılığı yapmadan kabul ediyor ve bu kimlik altında Türkleri, Kürtleri, Arapları ve herkesi kucaklıyorum ‘Türkiyelilik’ soytarılığını da şiddetle reddediyorum.
Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şanlı mâzimizde olduğu gibi âtîde de İslâm’ı temsil etmenin mesuliyet ve mükellefiyetini omuzunda hissetmektedir. Türkiye, İslâm ve Türk Dünyası’nın tartışılmaz lideridir. Kimseyi küçümsemiyorum ama herhalde istikbalde İslâm Dünyası’nın liderliğini, bir petrol şeyhliği, Afrika ülkesi ya da Güneydoğu Asya’daki ada cumhuriyetleri taşıyacak değildir. Ben dünyada 60’dan fazla ülke gezdim ve hemen bütün Müslümanların bu kanaatimi paylaştıklarını müşahede ettim. İşte Sayın Davutoğlu’nun teoride kurduğu, lâkin uygulamasına geçemediği ‘stratejik derinlik’ anlayışının esası budur. Büyük mütefekkîrimiz merhum Cemil Meriç’in şu vecizesi ‘Yeni Türkiye’ hedefini ne güzel terennüm ediyor: ‘Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim.’
* * *
Sevgili okuyucularım, bu tespitlerimi bilmeden 15 Temmuz 2016 Darbe Teşebbüsü’nü anlayamazsınız. FETÖ’cü vatan haini köpeklerin ve darbeci alçakların misyonu, Türkiye’nin liderliğindeki İslâm’ın parlak istikbalini engellemek, Türkiye’yi parçalamak ve İslâm’ın yükselişine sekte vurmaktır. Ancak, kalleşçe düzenlenen bu oyun, liderini bulan Türk Milleti tarafından bozulmuştur. Artık, ‘Yeni Türkiye’ süper güç olma yolundaki şanlı mücadelesini daha büyük hızla devam ettirecektir.
Şimdi bir fütürolog olarak istikbale kayıt düşüyorum:
1. Türkiye, 15 yıllık stratejik perspektif çerçevesinde, önce Afrika’yı teşkilâtlandıracak; sonra Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle entegrasyon sağlayacak; bilâhare ‘Osmanlı Milletler Topluluğu’nu inşa edecek ve son olarak da Ortadoğu’ya nizâmat verecektir. Bu arada, başta Türk soylu olduğunu kabul eden Japonya ve Güney Kore olmak üzere, Malezya, Endonezya, Pakistan, Bangladeş ve İslâm Hindistan’ı ile de ekonomik entegrasyon sağlayacaktır. 2031 Türkiyesi dünyanın birinci süper gücü olacaktır.
2. Demokrasi misyonunu ırkçı, ayrımcı, Haçlı misyonuna terk eden Avrupa Birliği, gittikçe eriyerek önemini kaybedecek ve dağılacaktır.
3. Süper güç ABD, eyaletlerin bağımsızlık taleplerinin artması, ahlâkî yozlaşma, eğitimde kalitenin bozulması ve ekonomideki dekadans neticesinde ikinci plâna düşecektir.
4. Rusya Federasyonu, yeni Çar Putin’in otoriter yönetimi ve gayretlerine rağmen parçalanmaktan kurtulamayacak; Karadeniz’in kuzeyinde, Kafkasya’da ve Sibirya’da nüfusunun çoğunluğu Türk olan çeşitli bağımsız devletler kurulacak ve Rusya’nın süper güç olma iddiası ortadan kalkacaktır.
5. Çin, ne kadar güçlenirse güçlensin bölgesel bir güç olma statüsünü geçemeyecektir. Kaldı ki, zannedildiğinin aksine tek bir Çin Milleti ve ülkede birlik şuuru da yoktur. Çin, çok yakında, otoriter yönetim ve ucuz üretim organlarının sağladığı avantajlardan da mahrum kalacaktır.
6. Brezilya ve Hindistan ise bazı fütürologların tahminlerinin aksine dünya devleti olamazlar.
* * *
Bu tahminlerim, iyi niyetli temennilerden ve ‘düş’lerden ibaret değildir. ‘Yeni Türkiye’ idealine sahip ufku açık bir liderle ve bilim-teknoloji hedeflerine yöneltilmiş imanlı bir ‘Yeni Âsım Nesli’ ile bundan 15 yıl sonraki stratejik dönemde, geleceğin inşaallah süper gücü Yeni Türkiye olacaktır.