Önceki gün, tarım ve hayvancılık dengeleri açısından kritik bir toplantı İzmir’de yapıldı fakat nedense hak ettiği yankıyı yaratamadı.
Sekiz ilin buluştuğu Sektörel Ortak Akıl buluşmasında sofraları, cepleri, Ege’deki 3 milyon hektara yakın tarım alanı ile kayıtlı 334 bin çiftçiyi ilgilendiren konular tartışıldı.
Tarım Bakanı Faruk Çelik’in katıldığı toplantıyı maalesef izleyemedim. Oysa çizmeye uğraştığı farklı profili takip etmekteyim. Et, süt, gıda gibi hayatın ana kalemlerinde hızlı çıkışlarla görevine başladı Çelik.
Önceleri açıklamalarını cesur bulurken son günlerde Sayın Bakan’a acıma hissiyle bakmaya başladığımı fark ettim.
Sanki sözlerini tutamanın ezikliğini yaşayan bir yüz ifadesi ile “Ama beni dinlemiyorlar, oyuna almıyorlar” diyen kandırılmış çocuk gibi konuşuyor.
SİL BAŞTAN
Ya tecrübesizlikten ya da cesaretinden kaynaklı olarak Bakan ilk, tırmanan et fiyatlarını durdurmak için tavan rakamlar açıkladı. Kırmızı et sektörü temsilcilerini etrafına aldı karkas yağsız et tavan fiyatı 23.3 lira belirlendi. Kolay değildir bu dev sektörü yalnızca fiyatla regüle edebilmek. Nihayet bu çıkış ilk günden hayal olarak kaldı.
Çelik, “Bize ‘Tamam. Problem yok’ dendi. Ancak sözverdikleri fiyattan almıyorlar” diye dert yanıyor.Et fiyatları tabii yine eskisi gibi uçuyor. Hal böyle iken et ithalatı da gecikmedi. Yani dön dolaş yabancı ülkelerin çiftçilerini zengin etmeye başladık. Sektörün bazı ağır topları ise bilinçli bir ithalata alıştırma süreci yaratıldığını düşünüyor.
YİNE OLMADI
Yazık ki Bakan’ın, ne yapsa olmadığı bir konu daha var. Çiğ sütte taban fiyat 1.15 TL olarak belirlenmesine rağmen süt 75 kuruş-80 kuruşdan alınmaya başlandı. Üretici diplerde.
Bakan sütte de kendine verilen sözlerin arkasında durulmadığını vurguluyor. Yani keskin cümlelerle açıklanan politikaların sonucu henüz sıfır.
Ama hala çizdiği profilin samimi olduğunu düşünenlerdenim. Kıymetli çabaları var; tarımsal birliklere çeki düzen getirilmesi, Tarım Parsellerini Toplulaştırma Müdürlüğü kurulması vs. gibi önemli adımları sözkonusu.
Şüphesiz sektörleri tanıyıp nasıl güvenmesi gerektiğini öğrendikçe Sayın Bakan’ın uygulamaları isabetli sonuçlar getirecektir.
Yaklaşık 20 yıldır bozulan et-süt dengesini altı ayda “Çözdüm” diye ortaya çıkmanın yarattığı ironik hava, ister istemez vaadlere ‘inanalım mı’ sorusunu ortaya çıkarıyor.
Henüz ne sanayici, ne üretici ne tüketici bu soruya bir yanıt bulmuş değil.
Kalkan’ın doğru girişimi
Tarımdan söz etmişken, önemli bir gelişmenin altını çizelim. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), İzmir’de de kurulma kararı aldı. Kararda İzmir Milletvekili Necip Kalkan’ın girişimleri hayli etkili. Kurumun tarımsal işletmelerin modernizasyonu, köyden kente göçün önlenmesi ile kırsalda yaşayan vatandaşlara yönelik hibe programları mutlaka fark yaratacaktır.
Gelinen sonuç, iktidar-muhalefet İzmir’in her milletvekilinin sıkı takip edeceği bir konuyu benimsemesinin kente, bölgeye somut katkısı olacağının da bir kanıtı.