Erkek egemen kabul edilen gayrimenkul, otomotiv, enerji sektörlerinde eğitimi, tecrübesi, iş ahlakı ve estetik bakış açısıyla kendine yer edinen kadınlar, duygusal zekâlarıyla da iş dünyasına farklı bir bakış açısı getiriyor.
Kriz sonrasında özellikle erkeklerin egemen olduğu sektörlerde kadınların varlığı daha fazla hissediliyor. Üstelik cinsiyetin iş yapılmasına engel olmadığını gösteren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor. Bu durum da, “Elinin hamuruyla, erkek işine karışma!” sözünün tarihe karıştığını gösteriyor. Uzmanlar, gayrimenkulün her bölümünde çalışan profesyonel kadınların, özellikle satış ve pazarlama konusunda erkeklerden daha başarılı bir grafik izlediğini söylüyorlar.
Kadın, istediği için bu sektörde yer alıyor: “İnşaat sektöründe satış ve müşteri memnuniyeti çok önemlidir” diyen Av, Yurdanur Koçal, “Haftanın 7 günü satış ofislerinin açık olması, özellikle pazar günleri mesai yapılması pek çok çocuk sahibi yetişmiş elemanın inşaat sektöründe barınamamasına sebep olmaktadır” diyor ve ekliyor: “Diğer sektörlerle kıyaslarsak kadın inşaat sektöründe isteyerek yer almaktadır. En önemli fark bence bu. Kadın yaşadığı evine ilk temelinden sahip çıkmak istemektedir.”
Kadınlar yönetimde neden önemli? •Doğaları gereği kadın: esnek, toleranslı, yaratıcı, kendine güvenen, hevesli ve çevresiyle baş edebilen kişilik özellikleri sergiliyor.
•İşe ve uygulamalara farklı bakış açıları getiriyor.
•Duygusal zekâ farklılığı bulunuyor.
•Daha verimli ve dinamik ticari yapı oluşturuyor. (Detaycı, titiz, üretken ve toparlayıcı yapı ile katkı sağlamak).
•Rekabet edebilirliği ve performansı artırıyor. (Konut satın alma kararını verenlerin yüzde 50’den fazlası da kadın olduğundan, onların karar verici noktada olmaları önemli).
•Yenilikçi ve çevre-aile duyarlılığına sahipler.
•İletişime açık, daha geniş vizyondan düşünüyorlar.
•Somut sonuçlar talep ediyorlar.
•Düz çizgide düşünmek yerinde, bir etkenler ağını göz önünde bulundurarak, düşünme yeteneğine sahipler.
Gayrimenkulde artık kadının sözü geçiyor: Kadınlar toplumumuzda zamanla birçok sosyal hakkı elde ettiler, ancak en önemli yatırım aracı olan gayrimenkulde kadınlar ne oranda söz sahibi?
Konut alırken son söz kadınların: Kadın emlakçıların pazarlama konusunda; daha yetenekli, takipçi, politik, sempatik, pratik, olmaları onları daha başarılı yapıyor. Dezavantajları ise teknik anlamda daha yetersiz olup, inşaatlara ve arazilere gitmekte zorlanmaları. Gayrimenkul satış danışmanları kadın müşteriler hakkında, genelde kendi sosyal çevrelerine yakınlığı ve manzarayı önemsedikleri görüşünde birleşiyorlar. Ayrıca kadınların evi beğendiklerinde kiralık ya da satılık olsun işi hemen bitirdiklerini, erkeklerin ise daha zor, ‘eşime sormalıyım, incelemeliyim, düşünmeliyim’ deyip uzatmalı ve sıkıntılı davrandıklarını söylüyorlar. Kendilerine gayrimenkul, özellikle de konut satın almak üzere başvuranların çoğunlukla kadınlar olduğuna dikkat çeken emlakçılar, “Başta erkek gelse bile, ikinci defa mutlaka hanımını da beraberinde getiriyor” diyorlar. En maço erkek bile eşine göstermeden ev satın almıyor. Hanımlar, ailenin yaşayacağı konutun seçiminde büyük ölçüde söz sahibi, hatta son sözü söyleyen olarak kabul ediliyor.
Kadın emlakçı ile pazarlık direnç kırar: “Beylerin işyerlerinin uzaklığı ev almada öncelikli kriterler arasında değil” diyen Turyap 4. Levent temsilcisi Nilgün Sunar, “Kadınların fırsatları görme konusundaki başarıları, risk almada erkeklerden çok daha cesaretli olmalarını sağlıyor” diyor. Kadınların, özellikle kiralamalarda konumu ve özelliği ne olursa olsun bakımsız bir daireyi görmek dahi istemediklerinin altını çizen Sunar, “Kadın emlakçılar, erkek emlakçılara göre iletişimi daha kolay kurabiliyor ve müşterilerin emlakçı karşısında oluşturduğu duvarların yıkılmasını sağlıyorlar” diyor. Müşterilerin pazarlık dirençlerinin kadın emlakçılar karşısında daha çabuk kırıldığını söyleyen Sunar, “Bir hanım olarak akşam yer göstermek bir dezavantaj sayılabilir. O durumlarda, eğer müşterimizi tanımıyorsak genelde yanımıza ofisten bir arkadaşımızı veya çalışanımızı alıp gidiyoruz” diyor.
Kadınların ev seçme kriterleri: – Çocukların okuluna yakınlık
– Sosyal hayata yakınlık (markete, yürüyüş yoluna, ev hanımları için samimi arkadaşlarının evlerine)
– Ulaşım imkânları
– Seçkin komşular
– Asansör
– Şık apartman girişi
– Ebeveyn banyosu
– Mutfak büyüklüğü ve dolaplarda küçük detayların düşünülmesi (mikrodalganın yeri-tepsi dolabı vs)
– Odaların ferah olması
-Dairenin cephesi
Kadın seçiyor, tapu erkeğe geçiyor:
Türkiye’de kadınlar tarlada, fabrikada, hastanede, okulda, gazetede, bankada çalışıyor, eve geliyor; evde çalışıyor, çocuk doğuruyor, büyütüyor, kocasına bakıyor, oy veriyor, seçiyor ve seçiliyorlar. Ortak yaşam alanlarını seçme konusunda da son söz her ne kadar kadınlara ait olsa da, tapu işlemlerini erkekler yürütüyor. Ülkenin yarı nüfusunu oluşturan kadınlar, hukuken eğitim görme, çalışma, mülk edinme gibi haklara sahipler ancak hukuki durumla fiili durum farklı. Aslında bu eşitsizliğin temeli ta ilk çağlarda atılmış. İlk çağlarda da adam ava gitmiş, kadın çocuklarıyla evde kalmış. Adam yiyecek getirirse kadın yemiş, başka bir deyişle erkeğe tabi olmuş. Feodal üretim tarzı içinde de, kapitalizmde de kadının erkeğe tabiiyeti sürmüş. Tarım ve küçük sanayide çalışması, durumuna bir değişiklik getirmemiş. Kadın, mülkiyet ilişkilerinden hariç tutulmuş. Düne kadar Türkiye’de mal ayrılığı rejimi uygulanıyordu. Eğer karı-koca arasında özel bir mukavele yoksa eşlerin gayrimenkulleri, boşanma halinde, kendi üzerlerinde kalıyordu. 22 Kasım 2001’de TBMM tarafından kabul edilip, 1 Ocak 2002’den itibaren yürürlüğe giren yeni yasayla durum değişti. Ancak ülkemizde hukuki durumla fiili durum her zaman aynı olmuyor.
Birol Polat Gayrimenkul Danışmanlık Şirketi
0542 737 54 54