Karşıdan bir ses.
– Yusuf Öğretmenim. Gel bir çayımı iç, biraz da sohbet ederiz.
– Merhaba Muhtar.
Sarıldık birbirimize. Bir geçmişimiz vardı onunla.
Ben Çorumda öğretmendim. Dört yıl olmuştu. Yeni evlenmiştim, annem yalnızdı, memlekete tayin yapmak için uğraşıyordum.Bir türlü olmuyordu. Nereye müracaat etsem elim boş dönüyordum.
Bir gün evin önünde çaresiz bir şekilde garip garip otururken:
– Ne o Yusuf Hoca, Karadeniz’de gemilerin mi battı?
– Tayinim olmuyor kaldım Çorum’un dağında.
– Bizim köyde çalışır mısın?
Her zaman oturup çayını kahvesini içtiğimiz komşuluğa çok değer veren, alçakgönüllü, mütevazi, yardımsever kardeşim bir Hızır gibi gelmiş:
– Şaka mı yapıyorsun?
– Yo gayet ciddiyim, amcaoğlu bakanlıkta çalışıyor, köyümüze öğretmen arıyor, he de hemen yapayım tayinini.
İnanamıyordum.
– Sicil numaranı ver hemen telefon edeceğim.
Bir hafta sonra kararnamem geldi. Eşyalarımı köye bağışlayıp bir valizle vedalaşıp hüzün ve sevinç gözyaşlarımla Mislerovacığı İlköğretim Okulundan ayrılıp Kalegüney İlköğretim Okulunda göreve başladım.
Muhtar, şimdi beni çay içmeye çağıran Gartuğun Ali. O sıralarda da köyde sayım yapıyorum, ne kadar çok adam yazarsan az yazılan köy nüfusu çok olana bağlanacak.
– Yusuf hoca tavukları bile yazacaksın yoksa başını uçururum!
– Tamam muhtar merak etme.
Ahbaplığımız böyle başladı.
Köyde yol var ama bazı yerlere gitmiyor, Yer kıymetli. Yol vermek istemiyor kimse.
Muhtar Gartuğun Ali kadınları topluyor.
– Bakın şu karşıki mahalledeki kadınların evine kadar yol geliyor, sizin kocalarınız “Bizim kadınlar yükümüzü taşır biz yol istemiyoruz” diyorlar. Siz ne diyorsunuz?
– Bunun hesabını akşam olunca sorarız onlara!
Yarın olur, o yol vermeyenler “Bak Muhtar Gartuğu yolu doğru vur rampa olmasın” demeye başladılar. Yolu vurduk,
şimdi hep dua ediyorlar bana.
– Muhtar sen yaşını aşağıya mı çekiyorsun? Bunun sırrı ne?
– Bak Yusuf Hoca kimisi yokuş yukarı , kimisi iniş aşağı git der sana, ben kimseyi dinlemem hep afguru giderim!
Zeki Ağabeye sordum Gartuğu ne demek?
– Gartuğu; tecrübeli, yardımsever, bildiği doğrudan şaşmayan kişilere verilen addır.
Bizim muhtara neden Gartuğuun Ali dendiğini şimdi daha iyi anladım.
ŞARAPNEL PARÇASI
Bir hafta günüydü. Gartuu Ali Ağabey her zamanki babacan ve güler yüzüyle beni görünce.
– Yusuf Hoca çay içelim mi?
– Hem de nasıl özledim seni.
– Biraz da dertleşek.
– Ali ağabey senin oğlun biraz aksak yürüyor, ne oldu?
– Uzun hikaye…
Askerlik yoklaması gelince; Trabzon’da komutan Doğuya gidecekleri ayırmış bir kenara. Bizim oğlanda jeoloji mühendisi yeni mezun. Gruba katılmak isteyince komutan:
– Oğlum sen mühendissin. Bir yerde vazife al vatana, ailene faydalı olursun.
Bir fırsatını bulup o grubun arasına girer.
Yoklama yaparken komutan,
– Ben seni seçmedim ne işin var burada.
Boynunu büktü.
– Peki sen bilirsin.
Şırnak bölgesinde Osman Pamukoğlu’nun birliğine teslim olurlar.
Terörün en yoğun olduğu zamandır.
Jeoloji mühendisi olduğu için vurulması gereken yerleri başarılı biçimde tespit eder.
Evde oturuyorum. Hanım dedi ki: ”Bir telefon geldi. Oğlun iyi.” Kapattı.
İçime bir kuşku düştü. Karakola gittim. Dedim böyle böyle…
Aradılar buldular oğlumu.
– Baba ben iyiyim.
– Gelip göreceğim seni.
-Sahra çadırındayım,buraya ulaşamazsın.
Sesini duydum ya içimden geçti “Oğlum sağ ise bir kurban keseceğim.”
Koçu kurban ettim dağıttım .
– Gartuu, kurban kesmişsin bize bir şey gelmedi.
Gittim Kadırga’ya bir kurbanlı koç daha aldım.
Oğlum terhis oldu.
Birliğin komutanı oğlumun yanına gelmiş. ”Seni doğuran annenin , babanın ellerini öpeceğim”
O sıralarda da ben yayladayım. Görüşemedik.
Bir ara geldi oğlum:
– Oğlum bu ne hal, sen gitmeden terör vardı. Gittin bitireceğiz dedin, bitmedi. Aradan yirmi sene geçti yine bitmedi.
Koca bir savaş on sekiz pkk lı etkisiz hale gelmiş. Bizim de beş şehidimiz var.
Canım öyle sıkkın ki sorma.
– Baba bunların kökünü kazımak çok kolay değil. Adamlarla sohbet ediyorsun, çay içiyorsun bir çatışma oluyor bakıyorsun cesetlerin arasında o tanıdığın adam. Dış destekli. Her türlü yardımı alıyorlar.
– Ayağın nasıl?
– O benim şeref madalyam!
Ey gidi günler!
Hoş bir seda kulaklarımda.
Yolun açık olsun Gartuu Ali Ağabey.
Mekanın Cennet, Rahmetin bol olsun.