Atlamış girmiştir hırsız içeri… Girilen ev sizin değildir. Görmezlikten gelmişsinizdir, size zararı olmayacağı düşüncesiyle.. Gaflettir bu .
Yalancıdır adam… Zarar görmemişsinizdir yalanından. Durmazsınız üzerinde. Gaflettir bu.
Kokuşmuş siyasetin melanetine batıp çıkmıştır adam… Allah’a havale edersiniz. Oysa, bu dünyanın pisliği bu dünyada temizlenmeli değil mi!?.Gaflettir bu.
Soygun, vurgun, talan…mal, makam… Kapanın elinde kalmakta. Beklentim yok der, sessiz kalırsınız!… Gaflettir bu!.
Daha somuttan gidelim:
FETÖ’nün göbeğindeki adam, ömrünün dörtte üçünü vermiştir hizmete… Bilgisi vardır iftiranın, kumpasın, kurgunun, tezgahın her türünden… Öküz mü ölmüştür de kurtulmuştur tasmadan, kaçmış mıdır da, kovulmuş mudur da, cephe değiştirmiştir adam. Bugün de mücadelenin muteber adamı konumuna yükselmiştir. Geçmişte FETÖ ile kavgalılar arasından parmak işaretiyle adam tutuklatır olmuştur. Cemazeül evveli, bilinir de bir kez olsun çekilmez sorguya!… Gaflettir Bu!… Hem de hukuk gafleti benzemez bir başka türe!…
Anayasanın ihanet saydığı yasaklarına medyan okuma üzerinden TC’ye meydan okuyan kişiye itibar iadesi savıyla makamlar verilirken, sesiz kalınıyorsa… gaflettir Bu!…
Devlet çarkı yayılan pis koklulara aldırmadan, bazılarına mal üstüne mal, makam üstüne makam, zenginlik ve servet üstüne hesapsız birikim sağlarken, çalıyor çalışıyor söylemiyle gayrimeşru ortama yandaş ağzıyla onay verilmesi… gaflettir bu!…
Keyfi ve peşin cezaya yönelik tutuklamalar sonrası, arada bir verilen kısmi salıvermeleri “adaletin tecellisi” ve “bireysel özgürlük hakkının” gereği gibi algılamak… da bir başka gaflettir!… (Bu, adaletin işlediği izlenimine inandırma kumpasından başka bir şey değildir özünde.)
***
Hırsızı görmezlikten gelme, gaflettir dedik!… Zira o hırsızın yarın sizin eve girmeyeceğinin garantisi yoktur!… Yılanı gördüğünde önlem almayan kişi, günün birinde, kendi adına da önlem alacak tek kişinin kalmadığını görecektir çevresinde.
Yalancının yalanından. Hırsızın çaldığından, kokuşmuş siyasetin çirkefinden, mal, para,ihale, iaşe, iş, makam, itibar… her ne türden bir beklenti içine girilmişse… dalalettir bu!…
Bilinen bir FETÖ’cünün geçmişte kurduğu, gelecekte kuracağı kumpastan, tezgahtan ihbarından, siyasi, ahlaki, dini, mali, adli, her ne türden olursa olsun, çıkar adına bir beklenti içine girilmişse… dalalet(sapkınlık)tir bu…
Bir düşünün: Devlete meydan okunmuş, anayasa hiçe sayılmış… Karşılığında, cezai yaptırım uygulanamamış, vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış!… Bu zata, vatandaşlık hakkı tanıyıp, meydan okuduğu devlerin temsilcisi olarak makam sahibi yapmak… dalalettir!…
***
Gafletle başlayan evrenin ikinci ayağı dalalet, bu basamakları tamamlayan son mertebe ise ihanettir!…
İhanet, hırsızla ortaklıktır..
Yalancıya yaltaklıktır!…
Kokuşmuş siyasete koltuk olmaktır!…
Devlete meydan okumaktır!…
Devlet malına, “devlet malı deniz, yemeyen domuz” muamelesi yapmaktır!..
Devletin makamlarını siyasi rant için “bi-şeyler” karşılığı satmaktır!..
Rüşvetçinin önüne yatmaktır!…
Milyarları “sıfırla” talimatları ile emirler yağdırmaktır!…
Vatanı mülk, milleti, teba – ümmet- kul yerine koyup hiçe saymaktır!..
***
Ey İsancık!….
Hürriyet, adalet, refah, eğitimde, sağlıkta ve sosyal yaşamda eşitlik ve güvenlik, kanun önünde eşitlik, adil çalışma fırsatı, çocukların geleceği, yorum ve düşünce hürriyeti… her ne var ise topluma ve insana dair… tümünün değerine sahip çıkma adına, tezelden bil nedir gaflet, dalalet ve ihanet!.. Bilin ki, önlem alınmazsa sonu felaket!…
Kaybetmemek adına verilecek savaş, kaybettikten sonra geri almak adına verilecek savaştan çok daha kolaydır!…
Ha gayret!…
Muhtaç olduğun kudret, ihanet içindekiler kadar cesaret!…
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com