Tamam anladık: Siz sinema/tiyatro sanatçısınız. Her rolü oynayabilirsiniz. Rol seçme hakkınız vardır. Rolünüzü doğru oynayıp dürüst konuşun yahu!
Gözümüzün içine baka baka yalan söylemeyin bari..!
Bir gün bir bakıyoruz ” Yatakta tutku kaliteli uyku” diyor, TUTKU marka yatağı seyirciye pazarlıyorsunuz.
Birkaç ay sonra bir bakıyoruz ki ” Kaliteli uyku için ben ARMİS’i seçtim. Siz de seçin…” diyorsunuz.
Yahu hangisine inanalım?
Hangi insan ayda bir yatak satın alır?
Veya izleyicinize ;
” Demek ki övdüğü, önerdiği bir önceki yatak iyi değil ki bize şimdi bu yatağı öneriyor,” diyerek yanlış algı sunuyorsunuz.
Kadir İnanır yaptığı gafın farkında mı acaba?
Bir de şu durum çok tuhafıma gidiyor.
Sanatçıyı severek izliyorsunuz. Hatta özleyerek tam onu bir hafta bekliyorsunuz.
Örneğin; Çukurova Dizisindeki Kerem Alışık…
Ama gün geliyor o da bir şekilde ölüyor.
“Keşke ölmeseydi.” Diye üzüldüğünüz de oluyor.
Çok değil bir saat sonra öldüğü için o üzüldüğünüz sevilen sanatçının beyninizdeki yas süresi henüz bitmeden, bir reklamda o sanatçı diriliyor.
Hoppala!..
Sanatçımız sizi ya X bankaya kredi için gitmenizi öneriyor. Ya da filanca ürünü satın almanızı şiddetle öneriyor.
Tabi şoklamaya o dakika giriyor seyirci..!
Yahu bir saat önce o sanatçı ölmemiş miydi?
Ne de çabuk dirildi de reklamlara çıkıp oynuyor?
Bari birkaç gün geçseydi de duygusal olarak yeni rolünüze alışsaydık…
Sizler de benim gibi sanatçıların reklamlardaki böylesi gaflarını yakaladığımız da şaşırıyor musunuz?
Emine Pişiren/ Akçay