“FETULLAH GÜLEN VE AKIN İPEK MASON MU?”
“Bir kişinin, geçmişini, soyunu, sopunu, neslini, Mason olup olmadığını araştırmaktan daha önemli olan şu anda ortaya koymuş olduğu işler ve icraatlar nelerdir ona bakmak gerekir.” Diyenler, yazanlar haksız değildir.
Cenab-ı Hak, Mülk suresinde (Sizin hanginizin daha iyi işler ortaya koyacağınızı görmek için) âyetini indirmiştir. Yani insanın şu anda yaptığı işler onun karakterini ve Allah katındaki durumunun ne olduğunu yansıtır. Yaptığı işlerle değerlendirilir ve tartılır.
Bir insan Müslüman olmayan bir anadan, aileden doğabilir, nesebi bellisiz olabilir,Ana/Babası Yahudi, Ermeni, Hıristiyan, Ateist,bilmem ne olabilir. Önemli olan onun reşit olduğu çağdan itibaren sorumluluğu ve Allah katında yargılanmasıdır.
“Fetullah Gülen; minarelerinden ezan okunan, binlerce sahabenin-yüz binlerce şehidin yatmakta olduğu Anadolu topraklarından, dünyanın büyük şeytanı olan ABD’ye gidip yerleşmiş, özellikle Cizvit papazlarının yetiştirildiği Pensilvanya’yı tercih etmiş ve halen ikameti de oradadır.
İslam dininde Ulu-l Emre itaat farzdır. ULU-L EMRİN TARİFİ: Allah’a, Resulüne ve müminlerin seçtiği yöneticilere uymak manasınadır.
Kendi ülkesindeki idareyi, hükümeti, devleti ve ilk defa seçilen sivil Cumhurbaşkanını, Kur’an profesörü olan Başbakanı beğenmeyip, ULU-L EMİR OLARAK ABD’yi tercih eden Gülen’in ve İngiltere’yi tercih eden Akın İpek’in geçmişte Mason olup olmadığı önemli değil, şu anda ne olduğu önemlidir. AKIN İPEK, ULU-L EMİR olarak İngiltere’ye sığınmayı tercih etmiş, bağlandığı hocası da, 10 sene evvelinden, Amerikan vatandaşı olmak için müracaat etmiş ve bu zor işi sonuna kadar mücadele ederek kazanmıştır, şu anda ABD vatandaşı olmuştur.
Şefaat için araya giren dostları ise, CIA, FBI ve Vatikan’ın üst düzey yetkilileridir. Kılavuzu şeytan olanın yolu da Cehennem olur.
Kendi ülkesindekilerin kusurunu görüp de dünyanın en büyük firavunlarını ULU-L EMİR olarak kabul etmek ve onların koynuna girmek en büyük ihanettir. Gülen’in ve Akın İpek’in Mason olup olmadığını araştırmak, etnik kökeninin ne olduğunu sormaya hiç gerek yoktur. Şu davranışları itibariyle yaptıkları, şeytanı bile utandıracak kadar büyük yanlışlardır. Kendini rahatlatmak ve yanlışına ortak bulabilmek için, cemaate verdiği en son talimat; bütün imkanlarını ailesini malını mülkünü satıp, ABD’ye göç etme emridir. Sadece mütevellinin yüzde 10 kadarına Türkiye’de kalıp, bir lobi olarak göreve devam etmeleri talimatı verilmiştir.
Yurtdışında 1993’ten beri çalışmakta olan Cemaat’in ilk hizmet elemanları, 23 yıllık zaman içerisinde bir zemin oluşturmuş, o ülkenin aynen Türkiye’de olduğu gibi kan damarlarının içine girmiş ve örgütlenmiştir.
Şimdi Türkiye’den yurtdışına kaçan bütün örgüt imamları zaten var olan hazır kurulu zemin üzerine gidip, çok güçlü lobiler oluşturmuşlardır. Mali kaynak ayağı tamamlanmıştır, bu ülkedeki bütün kamusal ve siyasal alandaki örgütlenmeler tamamlanmıştır, bütün itibar ve irtibatlar sağlanmıştır. Buralardan Türkiye’ye gelecek olan hücumlar ve saldırılar planlanmaktadır.
Türkiye’nin bu lobilere karşı âcilen tedbiri almak ve ülkelerle olan münasebetlerini kuvvetlendirmesi gerekmektedir. Türkiye’nin içerisinde olduğu kadar rahat tasfiye ve operasyonlar yapılamayacağına göre, oralardaki çalışmalar Türkiye’dekinden daha sıkıntılı ve daha zorlu olacaktır.
Terörle uğraşılırken, paralel ile mücadele; ihmal edilmemesi gereken, hatta terörden 50 kat daha önemli görülmesi gereken bir mücadele sahasıdır.
Gülen’in kendi açık ifadesiyle 170 ülkede teşkilatlanmış bir örgütün tehlikesinden bahsediyoruz.
Bu kadar büyük bir teşkilatlanma büyük bir heyetin iç muhasebe yapıp, Gülen’in diktasından kurtulması ve profesyonel heyetler halinde kendini sorgulaması gerekmez mi? ikinci defa yapmış olduğu bu dengesiz beddua seansından Gülen’in psikolojisinin açıkça bozulduğu görülmektedir.
Eğer dünya çapında bir yapılanma varsa, bir tek kişinin iki dudağı arasında hareket eden, bu kadar aklı başında insanın devletlerin hepsini birden ele geçirmeye kalkışması, bir çılgınlıktan başka bir şey değildir.
Gülensiz bir hizmet hareketi ne ise; vakıf, dernek, STK olarak pozisyonunu almalı devletleri ele geçirme sevdasından vazgeçmelidir. Kur’an, İslam Davasının temsilcileri olarak sadece irşat ve tebliğ görevi ile hareket etmeli, öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nden özür dileyerek, hizmet Cemaati heyeti olarak masaya oturmalı, Gülen’i de tedavi olabileceği veya kenara çekilebileceği bir alanda sınırlı tutup, medyadan uzak tutmalıdır.
Yaptığı her hareket, pek çok insanın hayatına mal olmakta, yapılan tahribatı artırmaktadır.. Açıkça görülmektedir ki, Gülen artık kendisine ve etrafına zarar vermekten başka hiçbir şeye yaramaz haldedir, birilerinin kullanılmasına açık pozisyonlar sunmaktadır.”(Yeniakit-Nurettin Veren)
İfadeleri bana ait olmayıp, Nurettin Veren kardeşimizindir. Aynen katılıyor, hararetle bu görüşleri destekliyorum.
Bir insan ömrünün sonunda doğru yoldan sapıtabilir, Şeytani vesvese ve desiselere kurban gidebilir. Hidayetini istemek, dua etmek, bütün mümin kulların görevi olmalıdır.
Gülenin cemaati içinde gerçekleri gören, yapılanların büyük hata, hatta ihanet olduğunu söyleyen ve o cemaatten ayrılanların sayısı az değildir.
Biz de dua edelim, yoldan çıkanların ellerinden tutalım, içimizden,aramızdan dışlamayalım.
Hidâyet Allah’tan, Cennet/Cehennem yolu O’nun emir ve nehiylerinde saklıdır. Biz sadece bir kul, bir kıtmir, bir iyi Müslüman olabilirsek ne mutlu bize!…Ne mutlu tebliğ yapanlara, cihadı emir bilenlere…
Yazımı yine bir şiirimle bitireyim:
KELEPÇELER KIRILSIN!
Kelepçeler kırılsın, adalet yerin bulsun,
Düşman olan darılsın, tüm mazlûmlar kurtulsun,
Dostla/Yâren sarılsın, dâvâlar bayrak olsun,
Mermer kaya yarılsın, kurtuluş ruha dolsun,
Hak menzile varılsın,, kokmayan güller solsun.
KIRARSAN KELEPÇEYİ, TUZAKLAR DA YOK OLUR,
ÂDİL OLAN LEHÇEYİ, İSTEYEN HEMEN BULUR.
Doğan Güneş, Nûra bak, zaferler müjdeliyor,
Mâzideki maya ak, tarihler irdeliyor,
Mehmedime selam çak, siperlerden geliyor,
Gönül Bayramda kur tak, Sevgi/Sevdâ meliyor,
Sevdâlara bir mum yak, Feryâd-ı Aşk deliyor.
ALTIN ÇAĞLAR YAŞADIK, BİNLER SIRA ŞEHİTLER,
ZOR OLANLAR BAŞARDIK, BİLİR HAVLAYAN İTLER.
Türkü/Ağıt yakılsın, fermânlara bakılsın,
Yeni Destan yazılsın, Arz’a kazık çakılsın,
Topla gülle atılsın, zirvelere çıkılsın,
Emânet yaşatılsın, elde üstün akılsın,
Hâin olan satılsın, zalim tahtı yıkılsın.
YENİDEN DİRİLİŞ VAR, HAYKIR DA AYAĞA KALK,
EN GÜZEL VATAN DİYÂR, MİLLET GELİYOR BİR BAK.
Sen Şühedâ oğlusun, belli Ecdâdın/Atan,
Unutma Doğulusun, cânâna canlar katan,
Düşerken doğrulursun, Bâtıl sâdrına batan,
Gün gelir çağrılırsın, Bağ-ı Bahçen gülistan,
Cihat et kurtulursun, örnek al şehit yatan.
BASTIĞIN TOPRAKLARA, HÂZÂNDA YAPRAKLARA,
ALDIRMA AHMAKLARA, SIKLAŞTIR, GEL SAFLARA.
Kemâl kalem çağırır, devralın nöbetleri,
Ta… yürekten bağırır, çekelim kürekleri,
Kȇm olandan ayrılır, bırakın ürkekleri,
Kalem kılıç sayılır, parçala köpekleri,
KEMÂLİLER yayılır, biliyor istekleri.
HAYKIR AŞK DİLE GELSİN, RUHLARIMIZ UYANSIN,
ÂŞIK AŞKLA YÜCELSİN, SİBGATȖLLAH BOYANSIN.