Hz. Adem’den günümüze kadar devam eden ve Kıyamet’e kadar da sürecek olan Hak-Bâtıl mücadelesinde FETİH önemli bir yer tutar.
Hakkın ve haklının safında cihad/mücadele edenler birer fetih kumandanıdır.
İslam’a göre fetih, asla bir işgal, sömürü ve köleleştirme hareketi değildir.
“Keşfettiği ve ele geçirdiği yerlerdeki insanları köleleştiren, onların zenginlik kaynaklarını sömürüp onları bunca zenginlik kaynaklarına rağmen yoklukla ezen batının istila anlayışının aksine İslam, fethettiği yerlerdeki insanların onurları ile asla oynamamış, onların inanç, dil ve kültürlerini zorla değiştirme yoluna asla başvurmamıştır.” Noktasında bulunan aydınlar, alimler, yazarlar, hatipler esas fethin gönülleri fethetmek olduğunda birleşirler.
“İmtisâl-i Cahidufillah oluptur niyetim,
Din-i İslâm’ın mücerred gayretidir, gayretim.”
(Ben, Allah yolunda cihad edin ayetini kendime düstur ederek çıktım bu yola, benim derdim tasam yalnızca İslam’ın hakim olmasıdır.) diyen Allah dostu, bunun gibi nice dostlar ve Allah’ın rızasını temel gaye gören Müslüman fatihlerin hedefi budur.
İslam’da fethin amacı, toprak, ganimet kazanmak, dünyalık elde etmek de değildir. Nitekim bir hadislerinde Peygamberimiz, kahramanlığını göstermek üzere savaşırken ölen şehit değildir, toprak, ganimet kazanmak için ölen şehit değildir. Asıl şehit, Allah ‘ın kelimesi en yüce olsun diye savaşırken ölen kimsedir.1 buyurarak fetih erinin hedefini net bir şekilde ortaya koymuştur.
Fetih Nesli, ibadetlerini alış veriş olmaktan kurtarıp alış verişlerini ibâdete dönüştürebilen nesildir.
Fetih nesli fetheder, ötekiler işgal eder. Fetih nesli inşa ve imar eder; onlar devirir, imha ve tahrip eder.
Fetih neslinin hedefi Allah’ın rızası ve Âhireti kazanmaktır; onlarınki dünya ve dünyalıktır.
Fetih nesli diriltir; onlar öldürür. Fetih nesli asla işkence yapmaz, onlar ise işkenceden zevk alır.
Fetih nesli, insanlara gerçek özgürlüğü sunar; onlar insanları köleleştirir.
Fetih, öncelikle iman, ilim, irfan, zühd ve takva ile olur; işgal silah ve kaba kuvvetle olur.
Fetih nesli sevgi ve takdir edilir; onlar kin-nefret ve öfkeye sebep olur.
Fetih eri, savaş öncesi, savaşta ve savaş sonrası hep Allah ile irtibatlıdır. O’nun için yola çıkar, O’nun için savaşır, O’na dua eder, O’ndan ister, O’nun ölçülerine göre hareket eder. Allah Allah sedaları ile yola çıkılır, fetih sırasında ibadet ve taatlar asla aksatılmaz.
Fetih neslinin savaş hukuku vardır, savaşın en az zayiatla sona ermesi en büyük hedefidir, asla işkence yoktur, savaşa katılmayan din adamı, kadın ve çocuklara dokunulmaz. Ötekiler ise sınır tanımazlar, onların savaş hukuku yoktur, acımasızca katliamlar, işkence, yağma ve talanlar onların işidir. Tarih bu söylediklerimizin en güzel ve canlı tanığıdır.
Bu konudaki ilahi ölçü son derece açık ve nettir:
“Allah’ın yardımı ve zafer günü geldiğinde insanların Allah’ın dinine akın akın girdiklerini gördüğünde, Rabbini överek tesbih et. O’ndan bağışlama dile, çünkü O, tevbeleri daima kabul edendir. ( 110 Nasr.1-3)-( Prof.Dr. Ali Akpınar )
Sahabeyle birlikte Mekke Fethinden dönen Cihan Peygamberi’nin, “Küçük fetihten, büyük fethe gidiyoruz..” Sahabeler arasında şaşkınlık meydana getirirken, en büyük fethin nefsi yenmek olduğunu söylemesi, bugün içinde en büyük ölçüdür. önce nefisler, sonra da gönüller fethedilmedikten sonra, fetih tamamlanmış olmaz. Fetheden Fatihler, bu ölçüler sayesinde başarını olmuş, Fetih Destanları yazmışlardır.
“Son pişmanlık fayda vermez” derler ya… Tövbe ile pişmanlığı birbirine karıştırmamak gerektir, her zaman tövbe kapısı açıktır.
“Eyvah!” şiirimizle yazımızı noktalayalım:
EYVȂH!
Hayatında bir sonu var,
Böyle buyuruyor Cebbȃr,
Gülün üstünde oluyor hȃr,
Ağustos’ta yağıyor kar,
GERÇEĞİ DUYMADIM EYVÂH!
Son değil, sadece bitiş,
Son için, nefsinle itiş,
Sondaki kavgaya yetiş,
Akıbet, ölümle bitiş,
GÜNLERİ SAYMADIM EYVÂH!
Sonda başlayan bir oyun,
Oyunun içinde oyun,
Oyun ismini siz koyun,
Aç kalın, değilse doyun,
DÜNYA’YA DOYMADIM EYVÂH!
Önünde son, varışta son,
İster eri, istersen don,
Sen yolcu, dünya istasyon,
Günahsız ol, kabrine kon,
HATADAN CAYMADIM EYVÂH!
Gençliğimin her çağında,
Zakkum var çiçek bağımda,
Yol geçmedi, aşk dağımda,
Acı duymadım bağrımda,
DOST KAPI ÇALMADIM EYVÂH!
Ömrüm sanki bitmeyecek,
Musallaya gitmeyecek,
İsmim/cismim itmeyecek,
Kulaklar işitmeyecek,
DEFTERİM ALMADIM EYVÂH!
Binlerce şiir eserim,
Ben de fȃni bir beşerim,
Tutuldu dilim, ezberim,
Hakkın huzurda ne derim?
KEMȂLİ BULMADIM EYVAH!