Feneri sokakta yaktım, kaldırımlar aydınlansın aradım. Adım attım, tenha sokakta, ses çıksın diye. Fenerin ışığı alsın gözüme, taşların üzerinden geçip ulaşmak için enkaza. İleri ve yana adımlarla, enkazın sessizliğine; Sesimi duyan var mı? diye seslendim.
Sesimi duyan var mı? Fenerim yanıyor, bakanınız var mı?
Balkon ve pencereleri gözetledim…
Kaldırıma oturdum, toz ve duman içime işledi. Feneri salladım kırarcasına, bağırdım boğazım yırtılırcasına. Ellerimi çarptım ve kimse var mı? diyorum. Kimselerden ses seda gelmiyor. İnsanlar enkaz altında uyur uyanık.
İçimdeki kor parladı, yaklaşamadım enkaza, dizlerim tutuldu. Yardım eden yok mu? dedim. İşittim sesimi. Fark ettim sesimin gittiğini, heyecanıma yenildim ve kendimden geçtiğimi yanıma gelen bir köpeğim havlamasıyla anladım.
Bir taş düştü balkondan geceyi doldurdu. Düşen balkonun kendisiydi. Yaklaştım varamadım, enkaza taşlar koymadı. Demirler ayağıma takıldı. Feneri yaktım, ısınmak istedim. Enkazdan bir ses bekledim ve duymadım. Duymadım birilerinin geldiğini, bilmedim binalara deprem vergilerimizin ilaç olmasını.
Çaresizlik hareket kabiliyetim, çaresiz algılarım ve çaresizlik yönetim. Çare bulunmaz derdime bugün olmazsa hangi gün?
Çelme yedim, taşlardan çelme yedim, itibardan tasarruf etmeyenlerden, çelme yedim.
Binalar lüks, binalar en yüksek ve binalar cennet tapulu…Vatandaş saf ve aldanan. Aldandı boyuna bakmadan kader palanı diye aldanan.
Enkazda kör de olsa bir ışık aradım. Herkes uykudaki ışığı gören ve sese cevap veren yok. Bahçede hayallerinde ve rüya gibi köşklerinde, yalnız kimse farkında değil.
Fenerimin ışığını gören, sesimi duyan ve yıkımı hisseden yok. Gül bahçesini aydınlatan fener, giden canlara ışık olan feneri kalmadı anlayan.
“Doğruyu söylersen, dokuz köyden kovulursun,” anlayışını nasıl içimize sokmuşlar. Doğru yoldayız ama doğru yolu ters yönde ilerletiyorlar. Fenerin ışığında, yürüyoruz doğru, fakat ters yönde adımlıyoruz.
İnsanlar inandırılmış doğru yolda gittiğine, dikkatten uzak, adımlar tersine. İç güdüsel bir davranışı akıl yolu diye belletmişler. Elde fener, sokak sessiz ve adımlar ters yönlü.
Kimse var mı? Sesimi duyan var mı?
Fenerin ışık ve ısısına kaldım. Enkaz karanlık, ellerim ve ayaklarım buz kesti. Sesime cevap gelmiyor. İkinci gün hală kaldırımdayım, enkaza sesleniyorum.
Sesimi duyan var mı?
Doğru yolda ters yürümeyen insan bekliyorum. Sokağın öteki başında insan sesi duydum. Bir grup insan köpekleri önde geliyorlar. Köpeği enkaza attılar, feneri aldılar ve enkazı taramaya başladılar. Kaldırımdan enkaza üçüncü günde geçtik. Uyanmalarını bekledik.
Ses duymaya çalıştık. Bir cılız ses aradık. Bir cılız ürperti. Yaşlı gözler aradık.
Yüreğimiz neşe dolsun aradık.
Hasan TANRIVERDİ