Fena-fillah cennetlik olmaktır de ey mutasavvıf…
İnsanın beklentisi cennet ve cemalüllah olsun …der Kur’an…Haddini bil ey mutasavvıf…
Fena-fillah cennetlik olmaktır de ey mutasavvıf…
Allah katında kıymetin olsun…Kabir kapısında biten değerlere talib olma…
Fena-fillah cennetlik olmaktır de ey mutasavvıf…
Allaha kulluğu beğenmiyor musun…Peygamberler bile kulum dediler…Aynasın kulsun sahib değilsin ve olamazsın…İlah ilah yaratsa ilahlığı yok olur…
Fena-fillah cennetlik olmaktır de ey mutasavvıf…
Suyun kaldırma kuvvatini bulmuştu…Arşimet…sevindi…rızadan başka hiç bir şeyle sevinme…Kul oldum diye sevin…nirvanaya da rıza için eriş…ruhbanlığı da rıza için seç…”Enel-Hak olmayı da rıza için dile…kibir için dileme insanlardan alkış için yaptıkların boş…insanlar varla yok arasında bir varlıktır…yok say…perde etme…
Fena-fillah cennetlik olmaktır de ey mutasavvıf…
Allahtan gelen her şeyi sev…anne tokatının da lezzeti var…çorbasının da…İlah tanı…Allahtan yine Allaha sığın…
Fena-fillah cennetlik olmaktır de ey mutasavvıf…
Fena -fillah rutbe ve makam değildir rıza için istememişsen…kibir derecesidir o…Kulluk derecesi rıza için yapılan emekle elde edilir…
İstanbla gitmek için İstanbula gitme İstanbul beyefendisi ol…Oku ticaretle meşgul ol idareci ol…Merteben olsun…Ruhban olmak rutbe değil…Rıza amaçlı rıza ülkülü olmak bir rutbedir…İman bir rutbedir…imanlı ruhbanlara ödül verileceğini beyan eder Kur’an…Ermiş evliya dediklerimiz ve de peygamberler…görevlidir görevlerinden sorumludur…Allah ben sana ruhbanlık nasib ettim Nirvana nasib ettim yani bir göreve hazırladım bana asker oldun mu…kibre mi …diyecektir…Yunus peygamberler adl sıfatından kurtula bildi mi…hz Adem zelle işleyince sen peygambersin mi dedi yüce Allah hayır…in dünyaya dedi…peygamberimiz veda hutbesinde “şahid ol yarab…”dedi…ermişlik rutbe değil Kur’ana göre…tarlayı sürmek…mahsul almak için yetmez…ekim de şarttır…Ermiş dediklerimiz…küreselcilere kafa tuttu mu hz Musa zamanındaki firavuna kafa tuttu…Peygamberlik görevdir ödül değil…ayna olmayan yok…aynayı esmaya tut…ayna olmuşsan esmaya yönel…makam esmaya yöneldiğin kadardır…”Enel-hak olmak bir ödül değildir bir görevdir bir aynalıktır…ayna görevini yaparsa ödüllük olur makam rutbe sahibi olur…der Kur’an insan olmak da bir rutbe değil der Kur’an esfel-i safiline yuvarlanmak da var…Rıza için ne yaptın…Ruhbanlık mürşitlik görevi içindir…de .İlim öğretmek için verildi sana…zenginlik zekat vermen içindir de…Kur’an bunu söylüyor…
Fena-fillah cennetlik olmaktır de ey mutasavvıf…bütün saçma algılara karşı çık değilse Kur’an ehli değilsin ey mutasavvıf…
Evet…Ebû Saîd fenâ halini üçlü bir derecelendirmeye tâbi tutmuştur. Mürid önce dünya ve âhiretle ilgili bütün haz ve duygularını kaybeder. Sonra Allah’ın kudretinin tecelli etmesi sebebiyle O’na duyduğu saygıdan dolayı Allah’la ilgili hazzını da yitirir. Son tecelli ile bu hazzını yitirdiğini dahi bilemeyecek bir noktaya ulaşır. Allah’ın hakikatinin bütün benlik ve şuurunu istilâ ettiği bu durumda (et-Taʿarruf, s. 153; Serrâc, s. 285-286) dışarıdan gelen herhangi bir uyarıcıyı idrak edemediği ve kendi varlığının da farkında olmadığı için “fenâü’l-fenâ” halini yaşar…”Bu halin kur’ana göre neresi ödüllük…askerlik eğitimi yap ama savaşı kaybedersen idam eder devlet…Allah fena fillah makamında olanları cehenneme atar Kur’ana göre…çünkü apuk supuk iddialarda bulunur bu halde olanlar…neresi makamdır bu halin Kur’ana göre…Kur’an mürşidi olursa ödülü hakkeder…fena makamından kurtulursa…Hint rahibi de kilise papazı da havra görevlisi de fena-halini yaşar…Tarlayı sürmek gibi bir şey sürdün rızaya esmaya hadim ol…der Kur’an…Hz Musa olan firavunla kavga etmeli der Kur’an .Hz İbrahim olan nemrudun ateşinde Allahı yanın da bulamaz rızaya esmaya hadim olmamışsa der Kur’an…Ruhbanlığı fena fillahı rutbe saymaz kur’an…
Evet..Kulluğa azmin kadardır rutben…rızaya aşkın kadardır makamın…der Kur’an…