Altıntepe maden şirketinin şu anda faaliyet gösterdiği bölgede çalışma süreleri konusunda ilgili kurumlara gerekli yazılar yazılmasına rağmen, gerekli cevapların verilmemesi yada geciktirilmesi kaygıyla izlenmektedir..
Maden şirketi rezerv bitiminde bölgenin rehabilite edileceğine dair taahhütleri vardır.. Bu taahhütler ÇED raporunda da belirtilmiştir..
nedir bu taahhütler.?
Faaliyete ilk başladıklarında verimli bitek toprak kazınarak bir yerde depolanacaktı.. Bu toprak şu anda ortalarda görülmüyor..
Diğer bir hususa gelince zehirli zemin ince bir çim tabakasıyla kamufle ediliyor..ve bu kamuflajın on taraflarına bölgenin karakterine uymayan çam türü fidanlar dikiliyor..
Bu faaliyetin ÇED raporlarına uyup uymadığı konusunu tartışılır hale getirmiştir..
Bizim bildiğimiz proje tanıtım dosyasında ve ÇED raporunda yazılan her husus taahhüttür… Bu taahhütlere uyulup uyulmadığını da yakında takip edeceğiz…demiştir, umarız yetkili organlar da gerekli teftiş ve kontrolleri yaparlar….
Altın Madeni mi, FATSA’nın GELECEĞİ Mİ.?
İş dünyasında her yatırım tabi ki kâr amacı taşır.. Gel gör ki bu günün idarecileri… Kâr unsurunu şirket öncelikle insanlık amacının üstünde tutmaktadırlar, bunun en bariz örneği bölgemizde kirli faaliyetine devam eden Altın madeni şirketidir… Kurulum ve işletim amaçlı verilen ruhsat ve raporlarda sadece şirket ve makineleri vardır… Bölgenin karakterini, faunasını, florasını, ekolojik düzenini ilgilendiren ÇED raporlarında bile insan yok, hayvan yok, ağaç yok, börtü böcek yok, temiz SU,temiz HAVA yok.. Varsa yoksa şirketin özgürce kirletebilme faaliyetleri var. Görünen o ki, canlı yaşam para hırsının çok çok gerisinde kalmış..
Uluslararası ÇEVRE sözleşmelerinde ÇED raporlarında olması gereken kriterlerin, bölgemizle ilgili hazırlanan ÇED raporlarında olmaması oldukça düşündürücüdür..
halbuki uluslararası cevre sözleşmelerinin altında TC hükumetinin de imzası var ve o olması gerek kriterlerin kendi ülkemizde de uygulanmasının taahhüdünü vermişiz..bu taahhütler aynen kanun hükmündedir, aksi uygulamalar suçtur. Uluslararası hukuk önünde de devletimizi suçlu duruma düşürür…
Şimdi sormak lâzım.
Bölgemizde Beş yıldır faaliyet gösteren şirket, ağır metal yüklü milyonlarca metreküp atık sularını nerelere pompalamıştır.?
LİC alanlarında kayıtlara geçmemiş birçok heyelanlara rağmen. deşarj eksi dışsallık raporları ve koy halkı için, patlatmalı faaliyetlerde, sağlık ve güvenlik riski ihtiyat önlem ilkesi oluşturulmamıştır.
Yine son beş yıla göre bölgenin ağır metal birikim raporu dahi çıkarılmamıştır. Ve en önemlisi, maden ocağında çalışanlarla birlikte bölge insanlarının BEŞ yıllık sağlık izleme raporlarınında hazırlanmadığını şaşkınlıkla izlemekteyiz.
Evet… Başta da dediğim gibi. Bölgemizde faaliyet gösteren maden şirketi, kendine tanınan yasal ve yasal olmayan özgürlüğü saygısızca kullanmaktadır…
Geçtigimiz hafta çok masum olduklarını bir basın açıklamasıyla ilan eden şirkete buradan yine sunu da sormadan geçmek istemiyorum…
İlk ÇED süreci faaliyet sonunda yapılması gereken rehabilitasyon çalışmalarını yakinen izliyoruz.
Masum olmadığınızı kamufle faaliyetinizle görüyoruz….