Dünya çapında bir sosyal arkadaşlık sitesi olan Facebook -bir misyonu var mıdır bilemiyorum ama eğer varsa- misyonunu yitiriyor. Her ne kadar misyonu olmadığına veya nüfusu 200 milyona yaklaştıkça misyonunu yitirdiğine inansam da bu yazının yazılma gerekliliği var. Yazının kendini yazdırma gerekliliğinin nereden gelecek olduğunu sorarsanız yazı başlığına bakmanız yeterli olacaktır sanıyorum.
Facebook site ismini oluşturan iki kelimeye baktığımız ve dilimize çevirdiğimiz vakit sitenin adının anlamının ‘yüz kitabı’ olduğunu görüyoruz. Yani sitenin birincil amacı eski arkadaşlarını, dostlarını, sevgililerini bulmaktan ziyade halen ilişki içinde olduğun, selam alıp verdiğin kişilerle öteki yüzünü paylaşman, öteki yüzümüzü paylaşmamız. Ne diyor Facebook giriş sayfasında ” Facebook tanıdıklarınla iletişim kurmanı ve hayatında olup bitenleri paylaşmanı sağlar.”
İkinci paragrafın son cümlesinde malum siteden de alıntıladığım gibi öncekiler için değil şimdikiler için kurulmuştu özünde Facebook. Neyse biz asıl konumuza dönelim, ‘yüz kitabı’mıza. Ayrıca ben şunu da kabul ediyorum, öncekilerle de paylaşalım ama neyi? Yüz kitabımızı. Ama neyi? Kitap yüzümüzü. Neden misyonunu yitiriyor bugün sanal imparatorluk? Yüz kitabımızı, kitap yüzümüzü göstermediğimiz için. Facebook’u Facetube’a çevirdiğimiz için ve sitenin yöneticilerinin buna hiçbir ses çıkarmadığı, üye kaybederim-para kaybederim diye çıkaramadığı için. Yazı paylaşan, kültürel sohbet eden insanların yazı ekleme durumları engellenirken ben şu ana kadar kimsenin video ekleme özelliğinin susturulduğunu görmedim, duymadım!
Site yöneticileri ticari düşünüyor, düşünebilirler, haklarıdır, ekmek kapılarıdır bir şey diyemeyiz. Bilinçli internet kullanıcısına, bilinçli Facebook tiryakisinedir çağrım, geri dönüşüne inandığım yankım! Malum sitedeki ‘Bilgiler’ kısmını doldurun, kurulduğunda sitenin olan temel amacına böylelikle uyun! Bu yazıyı okumadan önce video üzerine video paylaşan insan, ders almış nitelikli, kaliteli, kimlikli, kişilikli insan helal olsun sana söylediklerime uyacağın için!? Bundan sonra daha az gireceksin Facebook’a, yer açacaksın kültüre, bilgiye ve hem sen kazanacaksın hem de dünya, Türkiye, yaşadığın il, ilçe, mahalle, sokak, apartman, daire, salon, mutfak, banyo…
Video izlemek, paylaşmak, yorumlaşmak istiyorsak çok güzelleri tabii ki yine Facebook’ta paylaşabiliriz. Ama her oturum açtığımızda arka arkaya videoları sıralamamak kaidesiyle naçizane. Başbakanımızın bile yasağı delip girdiği Youtube, İzlesene, Vidivodo ve neredeyse tüm sitelerin video bölümleri ne güne duruyor sanki. Ağlarlar yoksa onlar, Facebook abilerini / ablalarını -her neyse- kıskanırlar.
Şimdi soruyorum;
Facebook mu Facetube mu?
