Dünya bir kaşık suda boğacağını sansa da Ülkem tarih sayfasında olacak hep, hemde zenginliğiyle, kültürüyle, edebiyatıyla… Her sahada yiğit, cefakar insanları var bu ülkenin…
Bizi bir kaşık suda boğmak isteyenler utansın…
Ülkem şanslı bir ülke, insanı yiğit bir ülke… O yiğit ecdadın torunlarıyız üzerimize geldiklerinde öğrenecekler…
Tarih boyu güneşi balçıkla sıvamak isteyenler çıktı. Yıldızları nefesleriyle söndürmek isteyenler çıktı ama bu ülkenin hiç bir sayfasında yıldızsız an yok. Ülkemin insanı yıldızlar gibi her tarih sayfasında .
Geceye direnen yıldız gibi insanlar vardır. Gönülleri yıldız insanlar… Beğenmezler onları kalplerinin kiri gönlerine taşmış insanlar, ama onlar sadece Allah’ı razı etmek derdindeler. Hizmetlerine hep devam ederler…
Bu ülkenin bayrağındaki yıldız da geceye direniyor ,bu ülkenin insanı gibi… Bayrağımı göklerden indireceğine inananlar utansın…
Bu ülkenin insanı kahramandır, destanlar yazmış dedeleri. Yıl 1914 ülkenin üzerine dev bir karanlık devrilmiş… Çanakkale savaşına koşmuştu on dört yaşındaki evlatları bu ülkenin. Gökteki yıldızlar gibiydiler…
Sen ülkenle ve insanıyla gururlan… Çanakkale’ler bitmez biz de… Zaferlerimiz bitmez… Ülkeme saldıran tek dişi kalmış canavarlar her seferinde, utanacaktır…
Eylüllere direnen çiçek insanları var olmuş bu ülkenin… Gecelere direnen yıldız insanları olmuş… Onlar sayesinde dimdik ayakta bütün değerlerimiz. Bütün güzelliklerimiz.
Ve hep var olacak bu ülkenin yıldız insanları, yüreği yıldız insanları… Karamsar olma sen… Bütün güzelliklerimizle hep tarihin içinde olacağız. Tek dişi kalmış canavarlara rağmen, kışlara eylüllere rağmen çınar gibi varlığımızı koruyacağız…
Bir şiirimde ülkemin bir yiğit evladını konu ettim. O Geceye direnen bir yıldızdı…
Geceye Direnen Yıldız
Geceye direnen yıldız
Bir mezarı anlatır bir seni gölgende ki şu zambak
Geceye direnen yıldız
Ne kaldı güneşin ışıklarından
Baharın çiçekleri
Denizin mavisinden
Son bahar gör nasıl kırık dallar
Kökler taşı yalıyor açlıktan
Kuşlar mahzun
Kapıda ölümü bahçenin
Şu kışa yakın açan gül gönlün’dür
Meydan okuyor kışa
Ah nerede şarkıları
Nerede ışıkları
Nerede mavi gök…
O kan rengi yapraklarını
Deli bir fırtına yırtacak
Toprakta bir ateş kalır belki
Eşelenir belki o ateşin külleri
Geceye direnen yıldız
Sahilde unutulmuş saat
Vakti kime haber veriyorsam
Zamanın körlüğü alay ediyor sevginle
Geç bu göletleri var denize
Bir gece bir sert kaşlı ağaç
Bir masa,bir kara yazan kalem
Gönlüne tabut giydirilmiş
Bir mezarı anlatır bir seni zambak
Güz geldiğinde,susar,sararır ve ağlar
Senin derdini duyurmak istiyor yaprak