Soylularla patatesler arasındaki tek ortak nokta, her ikisinin de değerli taraflarının toprak altında olmasıdır.
Kök, her şeyin temeli anlamına gelir bilirsiniz.
Sebzelerin, bitkilerin en faydalı kısımlarıdır. Patatesinden soğanına, yerelmasından sahlepine, ginsenginden turp ve havucuna…
Atatürk “İstikbal göklerdedir” demiş ama, ben buna ilave yapmak istiyorum. “İstikbal köklerdedir” Hem de her zaman.
Kök topraktadır. Toprak güçtür, hakimiyettir, berekettir, kutsallıktır, zenginleştirici katalizördür. Matematikte bile kök, sayıların kategorik özetidir.
Bitkilerin, (sebze ve meyvelerin) en faydalı kısımları, toprak içinde olanları ve gün (güneş) görmüş olanlarıdır. Yani göğü gören göğe bakan yerleridir. Bu durumda Atatürk’ün de benim de dile getirdiğim birbirine tezat iki düşün zincirinin tereddütsüz doğruluğudur.
Doğrusu bu pazar bu konuya eğilmemin sebebi sevgili hocamız Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA olmuştur. Zira onun yazı başlığı da “Zıkkımın Kökü mü Rhodiola Kökü mü?” idi. Bu başlığı görünce beynimde şimşekler çaktı hemen. Çünkü yıllarca hep ertelediğim bir konuya girmemin gerektiğini hatırladım. Ama Ahmet Rasim Hocanın yazısı hiç te ottan çöpten hoşlanan, beğenen veya salık venen bir içerik taşımıyordu zahirde. Tam tersine alternatif tıbbı yeren, şifalı bitkileri görmek istemeyen bir içeriğe sahipti. Ahmet Rasim Hocamıza saygımız büyüktür malum. Lakin, günümüzdeki bütün ilaçların aslında ot, çöp ve mineral kökenli olduklarını kendisi de bilmekte. Ancak bu bitkilerin hangi oranda hangi şartta kullanılacağı, ve hangi bitki veya maddelerle kimyasal olarak sentezleneceği veya fermante edileceği önemlidir. Yoksa reçete olarak sunulan şifa, ZEHİR kusuverir hemen. Sanırım Ahmet Hocanın ota çöpe karşı çıkması ya da yermesi, önüne gelenin her bitkiyi kaynatıp veya rendeleyip rastgele kullanmaması gerektiği veya hangi bitkinin hangi çiçeğinin veya kısmının faydalı olacağı, hangi çiçeğin yılın hangi zamanında veya mevsiminde veya koparılması gerektiği konusunda bilmeden yapılan ve şifa angajmanına girilmesidir. Hele ki bu reçeteleri sunanların çoğunun, ehil olmayan kişiler olması gerçeğini görürsek, Ahmet Rasim hocamıza hak vermemek elde değil!
Yazımızın başında KÖK lere onca vurgu yapmamız ve ilave olarak bitkilerin güneş gören yerlerinin lezzet ve etkinliğinin fazlalığı şüphesiz doğrudur. Ancak bu otların ve çöplerin doğru hastalıkta, doğru kişilerde doğru miktarla alınması her şeyden daha önemlidir. Bu da yetmez, bunlar doğru yapıldıysa bir de bu bitkilerin doğru zamanda koparılması, doğru şekilde kurutulması veya hazırlanması, uygun bileşimlerle alınması veya uygun başka organik veya madensel maddelerle birleştirilmesi SON DERECE ÖNEMLİDİR.
Tabi ki burada ıhlamurdan veya adaçayından bahsetmiyoruz. Çünkü bunların toplanma zamanları da kullanım şekilleri de milyarlaraca insan tarafından çok iyi bilinmektedir.Burada irdelediğimiz konu, kimsenin bilmediği ot veya çöp hakkında, kaynatılıp suyunun içilmesi veya kurutup yemeğe katılması şeklindeki bodoslama tariflerdir.
Zakkumun Kökü mü Zıkkımın Kökü mü?
Burada şunu en başta dile getirmek gerek. Zakkum aslında bir zehirdir. Bu yüzden atalar sevmedikleri veya ölmesini istedikleri kişiye karşı hep “zıkkım yesin” diyegelmişlerdir. Buradan da anlaşılacağı gibi, zıkkımı kurutup çayını içerseniz veya kökünü kazıyıp yemeğe katarsanız, veya tütsü yaparsanız, sahiden de ZIKKIMI YEMİŞ OLURSUNUZ. BU DURUMDA NALLARI DİKMEYİ TERCİH EDEBİLİRSİNİZ AMA SİZİN NALLARI DİKMİŞ OLMANIZ DURUMUNDA ZATEN ÖLMÜŞ OLACAĞINIZDAN DOLAYI FARKEDEN BİRŞEY OLMAYACAKTIR. AMA GERİDE BIRAKTIKLARINIZI DA (çoluk çocuğunuzu, eşinizi dostunuzu da) bu APTALCA ÖLÜMDEN DOLAYI ÜZMEYE HİÇ HAKKINIZ YOK!.
Bu durumda başlığımızı iç rahatlığıyla yineleyebiliriz. Bodoslama şifalı bitkileri tüketirseniz, zıkkımın kökünü yemiş olursunuz. Tahtalı köyü sevmiş olabilirsiniz ama o köye giderken geride bıraktıklarınızı üzmeye hakkınız YOK.
O halde, son cümlemiz şu olsun.
BODOSLAMA ŞİFALI BİTKİ KULLANMAYA HAYIR.
Eeee, bu yazının sonunda bir pazar kahvesi iyi gider. Kahve sevmeyenler de ya çay içsin ya da sahlep. Ama Rhodiola kökü veya Zakkum kökü içmesin. Aklınızı başınıza devşirin derim.
Hepinize mutlu pazarlar efendim. Kalın SAĞLICAKLA!
İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004).
Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi.
ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir.
Eserleri:
Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.
Ahmet Bey,
Bitkilerle alıp veremediğim yok tabii ki. Ben de hastalarıma doğru ve tabii beslenme konusunda tavsiyelerde bulunuyorum. Amacımız insanların bitkiler aracılığıyla soyulmalarına dur demek.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.
Ahmet Bey,
Bitkilerle alıp veremediğim yok tabii ki. Ben de hastalarıma doğru ve tabii beslenme konusunda tavsiyelerde bulunuyorum. Amacımız insanların bitkiler aracılığıyla soyulmalarına dur demek.