Sözcük anlamı “bilgi sevgisi” demek olan felsefe; “Var olanlar üzerine yöntemli bir düşünme etkinliği.” olarak tanımlanabilir. Bu tanımında üç öğe vardır:
1) Felsefe “düşünme” etkinliğidir. (Akıl yoluyla özgür, bağımsız, eleştirel düşünme etkinliği)
2) Felsefe rastgele değil “yöntemli” düşünmedir. (Yöntem: Akıl ve mantık ilkeleri)
3) Felsefe “var olanlar” üzerine düşünmedir. (Var olanlar: Varlık, bilgi ve değer)
Felsefi düşünüşün başlangıçtan itibaren hiç değişmeyen temel alanlarından biri olan “değerler” alanı, “değerler felsefesi (aksiyoloji)” olarak adlandırılır. Değerler felsefesi iki bölümde ele alınır:
a) Ahlak felsefesi (etik); Bu alan, ilk kez İlk Çağ Yunan düşünürü Sokrates ile gündeme gelmiştir.
b) Sanat felsefesi (Estetik); Bu alan özellikle 18. yüzyılda bağımsız bir felsefe dalı haline gelmiştir.
Ahlak; bir toplumda bireylerin uymak zorunda oldukları davranış kurallarıdır. Ahlakın kaynağı toplumdur. İnsanların toplu halde yaşama zorunluluğu ahlak kurallarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Toplumsal yaşam; insanlarda zamanla karşılıklı yardımlaşma, dayanışma, korunma ve koruma duygularını geliştirdi. Doğruluk, değer, uyum, erdem, utanma gibi kavramlar ortaya çıktı. Bu kavramlar bir bütün olarak toplumun “ahlak düzeni”ni oluşturdu.
Ahlak düzenini oluşturan ahlak kuralları, toplumsal yaşamda insanların birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen kuralların önemli bir bölümünü içerir. Bu kurallar yazılı değildir. Bir toplumun ahlak anlayışının temelinde o toplumun âdetleri, gelenekleri, görenekleri, görgü kuralları, örfleri ve din kuralları vardır. Bu nedenle ahlak kuralları:
a) Hukuk kuralları gibi uymak zorunda olduğumuz yazılı kurallar değildir.
b) Ahlak kuraları bireylere ve toplumlara göre değişir.
c) Ahlak kuralları aynı toplumda zamanla değişir.
Etik; ahlakın temellerini araştıran felsefe dalıdır. Etik, ahlak felsefesi demektir. (Ahlak üzerine felsefe yapmak demektir.) Ancak etik kavramı ile kastedilen, belirli bir toplumda geçerli olan ahlak anlayışı değildir. Ahlak felsefesinde ya da etik alanda, ahlak kavramı genel olarak ele alınır. Ahlak kurallarının temelinde yer alan evrensel ilkeler araştırılır.
Bazı düşünürler ahlaki değerlerin toplumlara ve bireylere göre değiştiğini savunurlar. Onlara göre ahlak görelidir. İyi ile kötü, ahlaklı olan ile ahlaklı olmayan; toplumdan topluma, insandan insana değişir. Bazı düşünürler ise herkes için, her yerde, her zaman ve her koşulda geçerli olan mutlak ve evrensel değerler olduğunu savunurlar. Örneğin, yaralı bir insana yardım edilmesi bir ahlak kuralıdır. Bu kural her durumda ve her yerde geçerli olduğu için, aynı zamanda evrensel bir ahlak ilkesidir yani etik bir değerdir.
Etik, bir kimsenin davranışlarına temel olan ahlaklılık ilkeleridir. Bu nedenle etik değerler, insanlar arasındaki ilişkilerde ortaya çıkar; insanların olaylar karşısındaki eylemleriyle, tutum ve davranışlarıyla kendini belli eder. Örneğin çalmamak, yalan söylememek, doğaya ve canlılara zarar vermemek, güç durumdaki insanlara yardım etmek gibi davranışlar birer etik değer içerir. Bireylerin tutum ve davranışlarının bu değerlere uygun olup olmadığı karşılıklı ilişkilerde anlaşılır. Ayrıca bir doktorun, bir yargıcın, bir polisin mesleğini sürdürürken uyması gereken ilkeler, sahip olması gereken değerler vardır. “Etik” olarak ifade edilen bu değerler, o meslekler için her yerde, her durumda, her zaman geçerli evrensel davranış ilkelerini içerir.