Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Perşembe, Aralık 18, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ümit SÖNMEZ

Estarabim Notlar

Ümit SÖNMEZ Yazar Ümit SÖNMEZ
27 Temmuz 2012
Ümit SÖNMEZ
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İnsanın Twitır'da 100 bin takipçisi olması ne ilginç. İnsan sokakta bile rahat yürüyemez; arkanızda 100 bin kişi. İnsan kendini tanrı bile zannedebilir. Hoş ki, tanrı Twitır'a gelse de bir hesap açsa ki buna gücü yeter, o bile bunalabilir; 100 bin kişinin veya 100 milyar kişinin onu tanrı zannettirmesine gerek kalmaz -zaten tanrıdır- bunalır tanrı. (…) Kısacası, takip edilmekten ziyade, bilinç duygu yolunda sessizce takip etmeyi yeğlerim; daha çok da kendimi.

 Tanımlardan konuşur olduk çok. Demek ki hayat bizi itmiş. Kendini yaşıyor hayat. Kesin, bir çıktığı var. Ne tuhaf; ona cinsiyet tanımlaması yapmadan itti bizi. Hayat'ın çıktığı kim ve ne acaba? Havayla çıkıyor olabilir. Veya kuşlarla. Dağlarla da olabilir. Keşke bu kadar çok tanımlardan konuşmasaydık, bu kadar çok aforizma yapmasaydık; itti bizi hayat tanımlara ve onun aforizması olduk. Tutunamayanlar, itilenlere döndü. Kafka olduk, Atay olduk. Afor afor söyle şimdi. Üfür üfür söylerdik hayattayken.

Ruh Hastası olmakla ruhun hasta olması arasında bir çizgi var ama o çizgi ince midir bilemiyorum. Martılar güzeldir ama insan leşi buldular mı gözünü oyarlarda olduğu gibi…ondaki çizgiyi de bulamıyorum. Belki de çizgi yok. Hayal görüyorum. Belki de bir martının hayaliyiz. Yüksekçe bir binanın tepesinden bakarken Haliç'e mesela, “krak”larıyla aniden beliren martılara ben aniden belirmişimdir belki. Hepimize bakan, başka bir yüksekte binanın tepesinde bir martının topyekun düşüyüz belki. Şiir yazınca ben ruhumun hasta olduğunu anladığınızda, olayın topyekunu ruh hastalığı da olabilir. Aradaki çizgi zor. Var ama nerde.

Küçük bir böcek bile, sonsuzluk hissi veren güzelliği ve merhameti sunabilir bize.Kötülüğün sınırı ise kendinden yoktur zaten; her şekle de girebilmesi sebebiyle hiçbir şey onu tanımlamaya yetemez; yetemediği için bu kadar çok kötülük var ve belki de onu araştırdığımız için, deneysel bir saha olarak gördüğümüz için, farkında olmadan çoğaltıyoruz.

Zaman atlamaları olduğunda kafanızın içinde, kafanızın içinde bir şey hazırlık yapıyordur yeni bir şey için… Ya da canı sıkılmıştır, kayıtlarla dama oynuyordur kendince ve kendiyle…(…) Şu dakikada saatin 22.05'ten nasıl 23.24'e geldiğini anlamamış olmam, bu saatler arası neler olduğunu hatırlamıyor olmam ürkütüyor beni. Ya bir cinayet işlediysem? Peki ya kendimi öldürmeyi denediysem?..

"Sevgi dolu" demek… hele de biri için ifadeyi kullanmak, onu öldürmek anlamına geliyor gibime geliyor. Ağzına kadar dolu, işi gücü sevgi, her şeyi sever. "Sevgi dolu"nun değil bir insan için kullanılması devren yok edilmesi gerekir. Kim dolduruyor, neyle dolduruyor. Kafamızdaki "Onun sevgi dolu olması" tanımı, onun kızamayacağı anlamına da zorluyor kendini. Coşkunluk ayrı bir şey ama. "Hayat dolu" demek daha insaflı, bir insana sıfat üfürürken. "Hayat dolu" demek, onda her şey olabileceği anlam tanımına gelir. Hayat doluyum, öyleyse zaman zaman sevgi de duymayabilirim. Gerçekçi oldu bu. Her şeye sevgi duymak zorunda değilim. Sapıkça bir şey bu. Huylanıyorum.

Son zamanlarda okuduğum üç yazar: W.Wolf, Kafka, K.İskender.
Bir şeyden korkmaya başladım;fakat bu korkumun tatlı bir heyecan bileşeni de var ağır basan… Bu, detayları özgür kuşlara döndürmeyi başaran yazarlar… bir şey arıyorlar; bulduklarını iddia etmiyorlar: tek bir kelime, hürlüklerini onlara teslim edip, onları azad edecek bir kelime. Dünyevi varlık görüngülerinin, pırıltılarının, zevk ve sefanın uzağındalar bu insanlar, sanıldığının aksine.

Özgürlük hissini, etrafındaki insanlara fark ettirmeden veren insanlar vardır. Bunu veren sizseniz, her zaman iyi bir şey olmadığını bilecek kadar tepenize pislendiği de olmuştur. Özgürlük değil, onun hissi bile bazı insanları ayrıca ruh hötürüğü eder.

Bazı insanlar ne kadar karışık; Taksim gibi. Herkesten, mesela her yazardan binlerce söz, dolaylarında. Dağılmışlık mı bu? Küçüklük mü bu? Korkaklık mı bu? Profil resimlerine Gölge de eklesek, insanları kendine getirsek. İnsanın gölgesi çok işe yarar günlük hayatta. İstinat duvarıdır gölge. Ben hariç, kimse bilmiyor.

Mesajlarımın birkaç tanesinde Berlin kelimesi geçtiydi. Birkaç saat içinde Facebook duvarımın sağındaki reklam sütununda "Berlin'e ekonomik Uçuşlar" şeklinde reklamlar çoğalmaya başladıydı. 7-8 gün sürdüydü reklamlar. Fakat Berlin'e gitmedim. Böylelikle Facebook'un Reklam Sistemini kandırmış oldum. Sen benim profil bilgilerimi ve dahası, mesajlarımı "kurcalan" mı Facebook! Ben de seni kandırırım böylece. Dahası: video başlarında cinsiyetin kadın mı erkek mi? sorusuna kadın cevabı veriyorum; yine kekliyorum sistemi. Google, gmail ise bazen hangi ilde olduğumu soruyor; Hakkari, diyorum, yine kekliyorum. Bak bak, şimdi de "kadınları çildirtin," afrodizyak reklamları çoğaldı. Profilimden bakıyorlar; bekarım ya. Benim, kadınları sinirden çildirtmam için afrodizyak gerekmiyor; doğal bir özelliğim var zaten.

Okur'un yazarı didiklemek gibi bir görevi var sanki; yazılanı değil; hatta, etkileşim kelimesini anmak bir lüks zihinler için. Okumak, alım değildir. Okumak… ve sonrasında onun hayatını çok farklı köklü meraklarla takip etmek… ve sonrasında olan şey: eylemsizlik; kişisel ve toplu insani eylemsizlikler. Çok okumaktan ziyade, okumanın işlevi üzerine düşünmemiz gerekir. Her yerde kol gezen "Dedikoducu merak"ın adını, sevdiğimiz yazarın hayatını merak etmek olarak değiştirirsek, ve sonrasında zihinde popüler bir şeyler olsun popülarizmiyle bilgi alımına- sadece düzgün konuşabilme faydasına götürürsek işi, rölanti bir eylem olur bu. Duruş. (…) Halbuki, sömürü makineleri, sömürü fabrikaları, sömürü .. yani karşıtlarımız harıl harıl eylemler içerisinde. Bana sabah sabah kampanya mesajları gönderen servisler, benim nasıl ve kadar süre konuşacağımı dahi söyleme cüretinde bulunuyor. Bu, onların örnek büyük eylemlerinden biridir. Kendimize entelektüelce bu durumu izah edebilmemiz bir eylem olmuyor; sömürüye katkı oluyor. Senin baz istasyonlarını havaya uçururum demek ve bunu yapmak; okumanın faydası ve gerçek işlevi bu oluyor.

Sanal sosyal mekanlar, aforizmal mekanlar, yapay zeka, düşüncede cinsiyetsizliğe de götürüyor bizleri. Evren içinde başka gezegenlere de vardığımızda sadece düşünceler konuşacak. Yemek de yemeyeceğiz artık. Düşünsel olarak üreyeceğiz. İyi gibi aslında. Bunun kökleri var aslında bizde: birbirimizin yanında olamasak bile zaten birbirimizin düşüncelerinde yaşamıyor muyuz-muyduk? Zaten etten sıkılmıştık, olmasa da olur'u ha dedik ha diyeceğiz. Ha.

Paylaş
Etiketler: Küçük İskenderSosyal ağlarwolfYazarlar
Önceki Yazı

Ramazan Hızır’ları…

Sonraki Yazı

“Hiç Kimseyi Melek Yapamazsın!..”

Ümit SÖNMEZ

Ümit SÖNMEZ

1976 Tokat doğumluyum. Bilim-Teknik konularına ve edebiyata karşı yoğun ilgim var. Öyle ki, taa çocukken alfabeden "A"yı öğrenir öğrenmez bulduğum her şeyi okurum. Bu dünyadan alabileceğimiz bir şey yoktur. Öyleyse, yazarak bir şeyler bırakalım.

İlişkili Yazılar

Berlin Günlükleri (IV) – “Almanya Bitmiş!”
Gezi Yazısı

Berlin Günlükleri (IV) – “Almanya Bitmiş!”

14 Kasım 2025
5k
Berlin Günlükleri (III) – Berlin Gezi Rehberi
Anı / Günce

Berlin Günlükleri (III) – Berlin Gezi Rehberi

03 Ekim 2025
5.1k
Berlin, Leda
Anı / Günce

Berlin Günlükleri (II) – Leda: Berlin’in En Ünlü Ressamı

15 Eylül 2025
5.1k
Berlin
Gezi Yazısı

Berlin Günlükleri (I) -İncir Ağacı Kafe’de Bir Elf Kızı

27 Ağustos 2025
5.2k
Sonraki Yazı

“Hiç Kimseyi Melek Yapamazsın!..”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020

Düz Dara Yâr Düz Dara

23 Mayıs 2020

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Kim Kırdı

Kim Kırdı

18 Aralık 2025
Korkuluk

Korkuluk

18 Aralık 2025
Yıllardır Süren Arazi Davası

Yıllardır Süren Arazi Davası

17 Aralık 2025
Karagöl

Karagöl

17 Aralık 2025
Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap