Esnafın nabzı, korona kıskacında. Korona kıskacını esnafa öyle bir batırdı ki, her iki yandan kıpırdamaya hâli kalmadı. İşkence için domuz bağı ile bağlanmış insan misali.
Esnafın kıpırdamaya gücü kalmadığı gibi sesi de duyulmaz oldu.
Esnafın hâli perişan, esnaf çile üstüne çile çekiyor. Fakat çile esnafa çığ gibi geldi. Halkın güvencesi olan orta direği kendini hâlâ öyle zannetti. Dahası var. Esnaf, ahi ve loca teşkilatları gibi kendilerini hak sahibi bildi.
Tarihte “Ahi evren” teşkilatlarını, lonca ve ahi teşkilatlarını araştırırsanız, İmparatorluğun bunca yıl nasıl ayakta kaldığını görürsünüz. Her meslek erbabının en mükemmeli yapmaya çalışmasını dualarla usta olunmasını görürsünüz.
Türk Milletinin yüzyıllara yayılan lonca ve ahiliğini anlarsınız. Yalnız şu örneği vermek istiyorum. Askere giden, esnaf grubundan veya hasta olanın tüm ihtiyaçları teşkilatlar tarafından karşılanırdı. Bugün ahi teşkilatları üzerine araştırma yapan AB bilim adamları öğrendikleri karşısında hayranlıklarını gizleyemiyorlar. Savaşta şehit düşen askerimizin postallarını kapmak için yarış yapan Macar askerlerini Macar tarihçileri yazmaktadır.
Böyle bir teşkilatın kurduğu ve günümüze kadar gelen Beykoz Ayakkabı Fabrikasını kapatmak tarihe ihanettir. Bir de ecdat demezler mi!
Esnafımız maalesef daha önceden kaybetti. Düzelmesi mümkün görünmüyor. Çünkü, mahalle esnafı, bakkalı, ustası kalmadı. Esnaf teşkilatlarını AVM denilen 21. Yüzyılın manasını anlayıp sorgulasınlar.
Esnafımızın kan sülüklerine dikkat etmeleri gerekir.
Esnafımızın, kendisine dönüp bakması gerekir. Vergi kaçırdın mı? Kazanç yüzden 25 mi. Kazancını %150 ye çıkarır satarsan ve halkı kazıklarsan, boyunun ölçüsünü alırsın.
Esnafımızın en büyük hatasından birisi de kalitesizlik, hiçbir kalite yok hepsi taklit. İyisine lafımız yok.
Sonuç olarak hatalardan ders alınması gerekir. Hata yapmaya devam ederseniz ölçünüz telefonunuza gelir.