Bir dünya oluşturalım kendi etrafımızda ve içine neyi almak istiyorsak, onu koyalım. Hiç şüphesiz ve tertemiz bir gelecek oluşturmalı ki, savaş nedir bilmesin çocuklar. Dolu dolu hayatları seçelim ki “barış” sözcüğüne de gerek kalmasın. Hayal olsun her yanımız, uyanmayalım bu güzellikten, gerçek olarak kalsın yeter. Şimdi bir de isimsiz bir anıt dikelim bu hayatın tam ortasına. Bu güzel dünyanın simgesi olsun diye, güllerle süsleyelim her yanını.
Anlatırken çok hoş geliyor kulağa tabi, ama gerçek hayatta durum hiç de böyle değil. Zaman vardır ki, ağlamaların sonu gelmek bilmez. Acı bir darbe gibi her yaşanan ve ismen bulunamayan kocaman bir dert deryası. Bir bakış açısının yönü, bir de hayatın gidişat yönü vardır, önemli unsurları içinde barındıran. Kendi hayatımızın en önemli unsurunu soruyorum şimdi size. Biz bu hayatın neresindeyiz? Evet genciz ve biraz da coşkulu. Söyler misiniz, hayat neden karamsar bir şekle getirilmek istenir? Çok mu zor biraz hayatla barışık olmak? Aslında sandığımız kadar büyük değilmiş hayallerimiz demenin de faydası yok karamsarlığı yaratmak için, biliyoruz.
Eskiden diyemiyorum ben tam anlamıyla, henüz 20 yaşındayım ve eskiye dair sadece okuyabiliyorum, yaşamadıkça bilinmiyor bazı şeyler. Lakin okudukça da içinde yaşamışım gibi geliyor. Biraz daha kavramaya başlıyorum her şeyi. Hayatın içinde sakladıklarını bir nebze de olsa anlamak güzel bir duygu. Aynı hayatı ben de yaşıyorum nasıl olsa. Gülmeler, ağlamalar, sevinçler, üzüntüler, dertler, acılar, mutluluk, mutsuzluk… Hayat birçoğunu hiç aksatmadan gösteriyor aynı hassasiyetle ve zaman zaman. Bazen yaşamımın nasıl bir hâl aldığına şaşıp kalıyorum. İstediklerim ve istemediklerim bir arada bulunca beni ansızın, yaşamın acımasız ve bir o kadar da güzel yönünü keşfediyorum. Kanun gibi, kural gibi, yaşam yasası gibi…
Arzularım farklı, görüşlerim farklı, düşüncelerim, duygularım bambaşka. En verimli çağımdayım ve her şeyin birbirine dolanmasından fena halde korkuyorum. Hayat bazen öyle bir hâl alıyor ki, çileden çıkıyorum ya da korkuyorum. Yenemediklerim bunlarla sınırlı değil tabi, bazen durup düşünüyorum ve nefes almaya çalışırcasına çabalıyorum, hayatın gevşemek bilmeyen halatını koparmak için. Böyle bir hayatta bir de kalbime söz geçirememem var, söz konusu olan. Acıyor canım. Sen ne lanet bir şeysin ey hayat! Ve bir o kadar da, zamanlıca yaşamaya değer.
Zor kısmı yaşanır, kolay kısmı izlenir. Nedeniyse zor yaşadıkça kavranır, kolaya ise emeksiz varılır. Yaşamın kolay yerine varmak mıdır önemli olan ya da zoru yaşamak mı? Yoksa hayatın her yönünü keşfetmek mi? Kural: İnişler de olur, çıkışlar da. Benim göreceklerim ve öğreneceklerim daha çoktur bu hayatta, lakin elde ettiklerimi ise saklamam için zamana ihtiyacım var. Yorgun düştüğüm anlar çok oldu halen de öyle bir durumdayım. Benden istenilen neydi ve benim isteğim? Yaşamın her yönü makbuldür ve kabul etmek gerekir ki her konuda zorlanma olacaktır.
Her yönüyle baktığımız zaman hayata, bazı değişikliklerin gözler önüne serildiğinin farkında olacağız. Genç bir bakış olarak hayatın hep olumlu yönlerini keşfetmek istiyoruz. Dileğimiz her zaman güzel bir dünya yaratmak olmuştur. Görüleni ve görülmek istenileni sunmak için çabalıyoruz, tertemiz ve asil bir biçimde. Her aklı başında olan gençlerin diliyle ve tertemiz kalpleriyle. Huzurun olduğu her yerde biz gençler varız ve var olmaya devam edeceğiz, ta ki istediğimiz dünya oluşuncaya kadar.
Huzurlu ve güzel bir gelecek dileğiyle saygılarımı sunuyorum…
20 yaşında bu satırları yazan bir genci kutluyorum öncelikle.
Başarılara imza atabilecek bir kişinin satırlarını okudum ve insanlık adına umutlandım yine.
Yaşamınızda ilk önceleğiniz SORUN ÇÖZME YETENEĞİNİZİ GELİŞTİRİN derim.
Ayakta durmayı öğrendiğinizde düşmekten asla korkmazsınız.
Hayat bir deney labaratuarıdır deneyecek ve hatalar da yapacaksınız. Önemli olan hatayı telafi etme becerisidir.
Hata yaparım korkusuyla hiç bir şey yapmazsanız aslında en büyük hatayı yapmış olursunuz.
Geleceği inşa edin ve bilin ki gelecek inşa edilebilir. Gelecek bugün hayel ettiğimiz şeylerdir. Bugün hayel olan yarın gerçek oluyor. Önemli olan şey hedefiniz olsun. En önemlisi de HAYATTAN KORKMAYIN hayat sizden korksun
Sayın ÖZALTIN güzel latifeniz için öncelikle çok teşekkür ediyorum efendim. Ben gencim evet ve duyarlıyım bu topraklar üzerinde olan biten her şeye karşı. En büyük kaygım gençler ve onların sorunları idi. Bazı şeyleri yansıtmak için burada bu görevdeyim. Asla korkmam ve yılmam. Yaptığım şey geleceğe ve geleceğime dairse korku yersizdir. Bu konuda da haklısınız. Tekrar teşekkür ediyorum efendim.
Yaşamın her yönü makbul olduğunu söylemeniz çok güzel. Her konuda zorlanma olacağını öngörmeniz de.
Gerçeklerin altını ustalıkla çizmişiniz.
Genelde hayatı gözden geçirdiğinizde, genç bir bakış olarak hayatın hep olumlu yönlerini ortaya çıkarmak istediğinizi söylemişsiniz. Bu söylem hayata ne kadar çok bağlı olduğunuzu ve ümit dolu olduğunuzu da kanıtlıyor. Dileğinizin her zaman güzel bir dünya yaratmak olduğunu sizden duymak çok güzel. Size başarılar diliyorum.
Sayın Öztüfekçi, öncelikle güzel yorumunuzdan dolayı şükranlarımı bildiriyorum size efendim. Bu duyguları taşımak bir genç için hem güzelliktir hem de onur.Hayata genç gözüyle bakıyorum evet ve öyle de olmaya devam edecek emin olunuz. Dolu dolu ve her yönüyle… Böylesi güzel dilekleriniz içinse ayrıca teşekkür ediyorum.
Öncelikle Dostumu kutlar bu yazılarından dolayı…
Barış adının gerçekten geriği yok.
Hayat Gerçekten yaşanılacak bir ders diye görüyorum.
İsteklerininde karmaşık olmaması lazım ne istediğini bileceksinki hayattan zevk alasın.
saygılarımla…
gençlerimizin bu kadar duyarlı olması beni çok sevindirdi yazılarınızın devamını dilerim MESLEKTAŞIM HACER ATEŞE başarılar dilerim
Öncelikle sevgili dostum Eyüp’e çok teşekkür ediyorum böylesi güzel bir yorumu için…
Sayın hocam sevgili yazarmız Bengül Hocama da saygılarımı sunuyor ve gençler üzerindeki hassasiyetimi bir kez daha bildirmek istiyorum. Saolun hocam…