Şimdi bu da nereden çıktı diyeceksiniz. İktidarı devirme işleri, yeniden iktidarlar kurma işi, hiçbir zaman nihayet bulmaz.
Devrimler olur. Devrimin olduğu gün, karşı devrim hareketleri başlar. Hatta devrim yapan güçler, devrime hazırlanırken bile karşı devrim de, bir taraftan hazırlığını yapmaya başlamıştır.
Gerek iç cepheye, gerekse dış cephenin Türkiye’deki uzantılarının hareketlerine bakarsanız, bunu kolayca anlarsınız.
Erdoğan’ı devirme savaşı, dış cephe ile birleşince, Türkiye’yi parçalama aşamasına geldi. Erdoğan amaç olmaktan çıktı. Türkiye’yi parçalama işinin bahanesi ve aracı olarak kullanılmaya başlandı.
Dolayısıyla Erdoğan’ı devirme işi Türkiye’yi parçalama işine dönüştü.
Açılım Sürecinde, ABD yanlısı görünen Erdoğan, bugün tam bir ABD karşıtlığı noktasına geldi. Ve Amerika’nın maşası olan PKK ile savaşıyor. Yani ABD ile savaşıyor.
Açılım sürecinde yanlış yaptığında, en acımasız eleştirileri biz yaptık. Ancak o gün yanlış yapan Erdoğan, bu gün ABD karşısında durarak doğru yerde mevzilenmiştir.
Elbet gene yanlışlarını eleştirmeye devam edebiliriz. Ama vatanı niye savunuyorsun diye hesap soramayız.
Dış sermaye çevreleri, yani Türkiye’ye sıcak para vericileri; Goldman Sachs ve Merrill Lynch gibi para odakları yeniden harekete geçmiş görünüyor. (Aydınlık Gazetesi.)
Kartlar yeniden karılıyor. Yeni saflaşmalar belirginleşiyor.
AKP içindeki Erdoğan karşıtları, FETO’cular, CHP, HDP, PKK/PYD bir cephede buluşuyorlar. Tabi bunları iç cephede kim bir araya getiriyor, o çok bellidir.
Peki, bunlar Erdoğan’a karşı, ABD destekli bir darbe yapabilirler mi?
İrdeleyelim.
Darbe için silahlı bir kuvvete ihtiyaçları var. Bu güç yetersiz de olsa PKK gibi görünüyor.
PKK bir taraftan silahlı mücadeleye devam ederken, öte yandan Amerikancı cephe siyasi mücadele ile bu savaşı destekleyecek gibi görünüyor.
Darbenin şekli nasıl olacak bilemiyorum ama oturacağı zemin ABD destekli unsurların iktidara taşınmasını amaçlıyorlar.
Erdoğan bu darbeden kendisini nasıl korur?
Onu da irdeleyelim.
Öncelikle iç cepheye tarafsız mesajlar vererek, dış cephede İran, Irak, Suriye ve Rusya ile iyi ilişkiler kurarak, dış cepheden gelen saldırıları püskürtebilir.
Zaten Türkiye’nin parçalanmasına karşı savaşan ordu ile bütünleşerek.
Evet, Erdoğan’ın ve şer* cephesinin elindeki silahlar yukarıda anlattığım gibidir.
Amerikan Şer Cephesine karşı Türkiye Cephesini kurmak Türk halkının kendi meselesidir. Varlığı veya yokluğu bu cepheyi kurmasına bağlıdır.
*Amerikancı cepheye şer cephesi ismini çok öncelerden Perinçek koymuştu.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoğlu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr
Şimdi bu da nereden çıktı diyeceksiniz. İktidarı devirme işleri, yeniden iktidarlar kurma işi, hiçbir zaman nihayet bulmaz.
Devrimler olur. Devrimin olduğu gün, karşı devrim hareketleri başlar. Hatta devrim yapan güçler, devrime hazırlanırken bile karşı devrim de, bir taraftan hazırlığını yapmaya başlamıştır.
Gerek iç cepheye, gerekse dış cephenin Türkiye’deki uzantılarının hareketlerine bakarsanız, bunu kolayca anlarsınız.
Erdoğan’ı devirme savaşı, dış cephe ile birleşince, Türkiye’yi parçalama aşamasına geldi. Erdoğan amaç olmaktan çıktı. Türkiye’yi parçalama işinin bahanesi ve aracı olarak kullanılmaya başlandı.
Dolayısıyla Erdoğan’ı devirme işi Türkiye’yi parçalama işine dönüştü.
Açılım Sürecinde, ABD yanlısı görünen Erdoğan, bugün tam bir ABD karşıtlığı noktasına geldi. Ve Amerika’nın maşası olan PKK ile savaşıyor. Yani ABD ile savaşıyor.
Açılım sürecinde yanlış yaptığında, en acımasız eleştirileri biz yaptık. Ancak o gün yanlış yapan Erdoğan, bu gün ABD karşısında durarak doğru yerde mevzilenmiştir.
Elbet gene yanlışlarını eleştirmeye devam edebiliriz. Ama vatanı niye savunuyorsun diye hesap soramayız.
Dış sermaye çevreleri, yani Türkiye’ye sıcak para vericileri; Goldman Sachs ve Merrill Lynch gibi para odakları yeniden harekete geçmiş görünüyor. (Aydınlık Gazetesi.)
Kartlar yeniden karılıyor. Yeni saflaşmalar belirginleşiyor.
AKP içindeki Erdoğan karşıtları, FETO’cular, CHP, HDP, PKK/PYD bir cephede buluşuyorlar. Tabi bunları iç cephede kim bir araya getiriyor, o çok bellidir.
Peki, bunlar Erdoğan’a karşı, ABD destekli bir darbe yapabilirler mi?
İrdeleyelim.
Darbe için silahlı bir kuvvete ihtiyaçları var. Bu güç yetersiz de olsa PKK gibi görünüyor.
PKK bir taraftan silahlı mücadeleye devam ederken, öte yandan Amerikancı cephe siyasi mücadele ile bu savaşı destekleyecek gibi görünüyor.
Darbenin şekli nasıl olacak bilemiyorum ama oturacağı zemin ABD destekli unsurların iktidara taşınmasını amaçlıyorlar.
Erdoğan bu darbeden kendisini nasıl korur?
Onu da irdeleyelim.
Öncelikle iç cepheye tarafsız mesajlar vererek, dış cephede İran, Irak, Suriye ve Rusya ile iyi ilişkiler kurarak, dış cepheden gelen saldırıları püskürtebilir.
Zaten Türkiye’nin parçalanmasına karşı savaşan ordu ile bütünleşerek.
Evet, Erdoğan’ın ve şer* cephesinin elindeki silahlar yukarıda anlattığım gibidir.
Amerikan Şer Cephesine karşı Türkiye Cephesini kurmak Türk halkının kendi meselesidir. Varlığı veya yokluğu bu cepheyi kurmasına bağlıdır.
*Amerikancı cepheye şer cephesi ismini çok öncelerden Perinçek koymuştu.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoğlu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr
Şimdi bu da nereden çıktı diyeceksiniz. İktidarı devirme işleri, yeniden iktidarlar kurma işi, hiçbir zaman nihayet bulmaz.
Devrimler olur. Devrimin olduğu gün, karşı devrim hareketleri başlar. Hatta devrim yapan güçler, devrime hazırlanırken bile karşı devrim de, bir taraftan hazırlığını yapmaya başlamıştır.
Gerek iç cepheye, gerekse dış cephenin Türkiye’deki uzantılarının hareketlerine bakarsanız, bunu kolayca anlarsınız.
Erdoğan’ı devirme savaşı, dış cephe ile birleşince, Türkiye’yi parçalama aşamasına geldi. Erdoğan amaç olmaktan çıktı. Türkiye’yi parçalama işinin bahanesi ve aracı olarak kullanılmaya başlandı.
Dolayısıyla Erdoğan’ı devirme işi Türkiye’yi parçalama işine dönüştü.
Açılım Sürecinde, ABD yanlısı görünen Erdoğan, bugün tam bir ABD karşıtlığı noktasına geldi. Ve Amerika’nın maşası olan PKK ile savaşıyor. Yani ABD ile savaşıyor.
Açılım sürecinde yanlış yaptığında, en acımasız eleştirileri biz yaptık. Ancak o gün yanlış yapan Erdoğan, bu gün ABD karşısında durarak doğru yerde mevzilenmiştir.
Elbet gene yanlışlarını eleştirmeye devam edebiliriz. Ama vatanı niye savunuyorsun diye hesap soramayız.
Dış sermaye çevreleri, yani Türkiye’ye sıcak para vericileri; Goldman Sachs ve Merrill Lynch gibi para odakları yeniden harekete geçmiş görünüyor. (Aydınlık Gazetesi.)
Kartlar yeniden karılıyor. Yeni saflaşmalar belirginleşiyor.
AKP içindeki Erdoğan karşıtları, FETO’cular, CHP, HDP, PKK/PYD bir cephede buluşuyorlar. Tabi bunları iç cephede kim bir araya getiriyor, o çok bellidir.
Peki, bunlar Erdoğan’a karşı, ABD destekli bir darbe yapabilirler mi?
İrdeleyelim.
Darbe için silahlı bir kuvvete ihtiyaçları var. Bu güç yetersiz de olsa PKK gibi görünüyor.
PKK bir taraftan silahlı mücadeleye devam ederken, öte yandan Amerikancı cephe siyasi mücadele ile bu savaşı destekleyecek gibi görünüyor.
Darbenin şekli nasıl olacak bilemiyorum ama oturacağı zemin ABD destekli unsurların iktidara taşınmasını amaçlıyorlar.
Erdoğan bu darbeden kendisini nasıl korur?
Onu da irdeleyelim.
Öncelikle iç cepheye tarafsız mesajlar vererek, dış cephede İran, Irak, Suriye ve Rusya ile iyi ilişkiler kurarak, dış cepheden gelen saldırıları püskürtebilir.
Zaten Türkiye’nin parçalanmasına karşı savaşan ordu ile bütünleşerek.
Evet, Erdoğan’ın ve şer* cephesinin elindeki silahlar yukarıda anlattığım gibidir.
Amerikan Şer Cephesine karşı Türkiye Cephesini kurmak Türk halkının kendi meselesidir. Varlığı veya yokluğu bu cepheyi kurmasına bağlıdır.
*Amerikancı cepheye şer cephesi ismini çok öncelerden Perinçek koymuştu.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoğlu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr
Şimdi bu da nereden çıktı diyeceksiniz. İktidarı devirme işleri, yeniden iktidarlar kurma işi, hiçbir zaman nihayet bulmaz.
Devrimler olur. Devrimin olduğu gün, karşı devrim hareketleri başlar. Hatta devrim yapan güçler, devrime hazırlanırken bile karşı devrim de, bir taraftan hazırlığını yapmaya başlamıştır.
Gerek iç cepheye, gerekse dış cephenin Türkiye’deki uzantılarının hareketlerine bakarsanız, bunu kolayca anlarsınız.
Erdoğan’ı devirme savaşı, dış cephe ile birleşince, Türkiye’yi parçalama aşamasına geldi. Erdoğan amaç olmaktan çıktı. Türkiye’yi parçalama işinin bahanesi ve aracı olarak kullanılmaya başlandı.
Dolayısıyla Erdoğan’ı devirme işi Türkiye’yi parçalama işine dönüştü.
Açılım Sürecinde, ABD yanlısı görünen Erdoğan, bugün tam bir ABD karşıtlığı noktasına geldi. Ve Amerika’nın maşası olan PKK ile savaşıyor. Yani ABD ile savaşıyor.
Açılım sürecinde yanlış yaptığında, en acımasız eleştirileri biz yaptık. Ancak o gün yanlış yapan Erdoğan, bu gün ABD karşısında durarak doğru yerde mevzilenmiştir.
Elbet gene yanlışlarını eleştirmeye devam edebiliriz. Ama vatanı niye savunuyorsun diye hesap soramayız.
Dış sermaye çevreleri, yani Türkiye’ye sıcak para vericileri; Goldman Sachs ve Merrill Lynch gibi para odakları yeniden harekete geçmiş görünüyor. (Aydınlık Gazetesi.)
Kartlar yeniden karılıyor. Yeni saflaşmalar belirginleşiyor.
AKP içindeki Erdoğan karşıtları, FETO’cular, CHP, HDP, PKK/PYD bir cephede buluşuyorlar. Tabi bunları iç cephede kim bir araya getiriyor, o çok bellidir.
Peki, bunlar Erdoğan’a karşı, ABD destekli bir darbe yapabilirler mi?
İrdeleyelim.
Darbe için silahlı bir kuvvete ihtiyaçları var. Bu güç yetersiz de olsa PKK gibi görünüyor.
PKK bir taraftan silahlı mücadeleye devam ederken, öte yandan Amerikancı cephe siyasi mücadele ile bu savaşı destekleyecek gibi görünüyor.
Darbenin şekli nasıl olacak bilemiyorum ama oturacağı zemin ABD destekli unsurların iktidara taşınmasını amaçlıyorlar.
Erdoğan bu darbeden kendisini nasıl korur?
Onu da irdeleyelim.
Öncelikle iç cepheye tarafsız mesajlar vererek, dış cephede İran, Irak, Suriye ve Rusya ile iyi ilişkiler kurarak, dış cepheden gelen saldırıları püskürtebilir.
Zaten Türkiye’nin parçalanmasına karşı savaşan ordu ile bütünleşerek.
Evet, Erdoğan’ın ve şer* cephesinin elindeki silahlar yukarıda anlattığım gibidir.
Amerikan Şer Cephesine karşı Türkiye Cephesini kurmak Türk halkının kendi meselesidir. Varlığı veya yokluğu bu cepheyi kurmasına bağlıdır.
*Amerikancı cepheye şer cephesi ismini çok öncelerden Perinçek koymuştu.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoğlu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr