Öncelikli olarak Endüstri 1.0, 2.0, 3.0 ‘ın kısa tarihsel geçmişine bir göz atmakta fayda var. Gelin hep beraber zihinlerimizi yoklayalım. Bu kavramın dünya endüstri tarihi açısından önemi nedir?
Birinci sanayi devrimi 18. y.y sonunda ilk buharlı motorların ve su gücünün bulunması ve üretimde kullanılması ile başlamıştır. Mekanik üretim sistemleri insanoğlunun işini kolaylaştırmıştır.
- y.y sonlarında ise elektriğin bulunması ikinci sanayi devrimini doğurmuştur. Elektrik mühendisliği ve seri üretim yükselişe geçmiştir. Hareket eden ilk üretim bandının 1870 yıllarda ABD’nin Ohio eyaletinde bir mezbahada kullanıldığı bilinmektedir.1970’lere geldiğimizde ise dijital devrim, elektroniklerin kullanımı ve bilgi teknolojilerinin sanayide kullanımının artması üçüncü sanayi devrimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Üretim bilgisayar destekli sistemlerin denetimine teslim olmuş daha da otomatikleştirilmiştir.
Ve günümüz !
Endüstri 4.0 kavramı ilk olarak 1980’lerde dillendirilmeye ve öngörülmeye başlanmıştır. O tarihlerde gerekli teknolojik alt yapının uygun olmamasından kaynaklı Endüstri 4.0’ın hayata geçirilebilmesi mümkün olmamıştır. Ancak tarih yaprakları 2011 yılını gösterdiğinde Hannover Fuarı’nda ilk kez endüstri 4.0 tanımı kullanılmıştır.
Hemen belirtmekte fayda olan konu ise bunun henüz bir vizyon olduğu gerçeğidir. Çünkü uzmanlar ve başta Almanya olmak üzere gelecek 20 yıl içerisinde bunun gerçekleştirilebileceğine inanıyorlar.
Şuanda Almanya’nın Kaiserslautern eyaletinde yer alan yapay zeka araştırma merkezinde her şeyin birbirine kablosuz bir şekilde bağlı olduğu, akıllı fabrikalarda deneyimlenebilir bnir durumda olduğu bilgisi mevcuttur. Bu merkezlerde yarının sanayi üretiminin nasıl olacağı gösterilmektedir.
O halde endüstri 4.0 öz olarak bize neyi anlatmaktadır. Nesnelerin interneti, baskı teknolojilerinde ki yeniliklerle üç boyutlu yazıcılar, büyük veri, arttırılmış gerçeklik ve mobilite gibi kavramların birleşimi bizi endüstri 4.0 kavramı ile tanıştırmaktadır.
‘Nesnelerin İnterneti’ olarak da adlandırılan endüstri 4.0’a dünya çoktan merhaba dedi bile… Tabi Türkiyedeki farkındalık da hem özel sektör hem de siyasi politikalar açısından hiç de azımsanmayacak düzeyde.
Üretimden tasarıma, pazarlamadan sevkiyata kadar tüm süreçlerde birbirine bağlı ‘nesneler’ gelecek dünyanın kapısını ardına kadar açacak. Bu yenilikler şöyle gerçekleşecek.
1.Üretim Robotları
En aktif görev robotlara düşeceğinden üretim robotlara emanet edilecek. Endüstri 2.0 ve 3.0 da insanlar iyice mekanikleşmişti. Yani makinelerin yapması gereken işler insanların omuzlarında bir yüktü adeta. Artık bir anlamda iş ehlinin eline geçecek ve makinelerin yapması gereken işleri robotlar aracılığıyla gene makineler yapacaklar. Eski ile kıyaslandığında makineler daha otonom ve daha işbirlikçi hale getirilecekler. Düşünsenize birçok mesai arkadaşınız robot olacak. Birbirleri ile etkileşimli olan robotlar sayesinde üretim maliyetleri azalacak ve robotların üretim yetenekleri daha da gelişmiş olacak.
2.Simülasyonlar
İmalat mühendisliğinin bir parçası olarak ürün, malzeme ve üretim süreçlerinde kullanılan 3 boyutlu ‘modelleme’ metodu, yerini ‘simülasyonlara’ bırakacak. Üretilmesi planlanan her şey simülasyonlar aracılığıyla gösterilip, makine ayarları, kurulumları, araç –gereçlerin yerleştirilmesi sanal olarak test edilebilecek.
3.Arttırılmış Gerçeklik
Bir tuşa tıklamayla makineler birbirleri ile etkileşime girecek ve parametrelerini değiştirebilecek.
4.Bulut Teknolojisi
Depolanan bilgilerin ve verilerin internet ortamında saklanması işlemine Bulut Bilişimi denmektedir. Bu daha fazla depolama alanı, hızlı veri transferi, maliyet tasarrufu yapabilme imkanı demektir.
İş gücünden ve zamandan tasarruf etmeyi sağlayan ve verilerin güvende olmasına olanak sunan bulut ile büyük şirketler için veri depolama işlemi daha kolay hale geliyor. Maliyetlerin düşürülmesi, altyapı karmaşasının ortadan kalkması, çalışma alanlarının genişlemesi, verilerin korunması ve bilgiye 7-24 ulaşabilme imkanı vermesi Bulut Bilişimin sağladığı en önemli faydalarıdır.
5.Siber Güvenlik
Yeni sanayi devrimi ile gelen bağlantı ve iletişim protokolleri ile birlikte önemli ölçüde artacak siber tehditlere karşı kritik endüstriyel sistemleri ve üretim hatlarını korumak büyük bir ihtiyaç olacak.
Gelişmiş erişim teknikleri ve kimlik denetimleri güvenliğin temelini oluşturacak.
Endüstri 4.0’ın Avantajları
- Sistemin izlenmesinin ve arıza teşhisinin kolaylaştırılması
- Sistemlerin ve bileşenlerinin öz farkındalık kazanması
- Sistemin çevre dostu ve kaynak tasarrufu davranışlarıyla sürdürülebilir olması
- Daha yüksek verimliliğin sağlanması
- Üretimde esnekliğin arttırılması
- Maliyetin azaltılması
- Yeni hizmet ve iş modellerinin geliştirilmesi
- İnsan, makine ve teknolojinin birbirleriyle uyumlu bir birliktelik ve bütünlük sağlaması
Robotların üretimin merkezine girmesi ile insanların daha entelektüel birikim sağlamalarının önü açılacaktır. En önemli etkilerinden biri de sektörler arasında ki sınırların kalkacak olmasıdır. Üç boyutlu yazıcılar, nesnelerin interneti ile KOBİ’ler büyük ölçekli firmalar ile rekabet edebilir noktaya gelebilecekler.
Türkiye Endüstri 4.0’ın Neresinde?
Türk tarihine bir göz attığımızda göreceğimiz en önemli gerçek Türk liderlerinin bilginleri baş tacı ettikleri dönemlerde küresel düzeyde devletler kurduklarıdır. Bir toplum ne zaman ki bilime ve teknolojiye sırtını dönmüştür işte o zaman tarihin derinliklerinde yok olup gitmeyi göze almış demektir. Çünkü robot biliminin ilk kurucusu Sibernetik biliminin babası olarak bilinen Cezer-i Artukoğulları döneminde yetişmiştir. Çağların en büyük tıp bilgini İbn-i Sina, Cebir biliminin kurucusu Harezmî, Mimar Sinan ve sayamayacağımız yüzlerce bilgin hep bu toprağın bağrından çıkmıştır.
Aslında söylemeye çalıştığımız; bu topraklar tarihi boyunca üretme gayesi taşıdığı için ayakta kalabilmiştir. Türkiye gelişmekte olan ve genç nüfusu yoğun bir ülkedir. Türkiye’yi gelişmiş ülkeler ile kıyasladığımızda Endüstri 4.0 ‘a hazırlıklı olmak için 30 yılı aşkın bir zamana ihtiyacımız olduğu görülmektedir. Bu da vizyonumuzun temel taşı olan gelecek yeni nesilleri bu farkındalık, bilinç ve bilgi ile donatmamızdan geçmektedir.
Almanya, teknoloji devleri ABD ve Japonya gibi ülkeler gelecek hedeflerini çoktan Endüstri 4.0’a uygun bir şekilde planladılar. Bizim de geleceğe topla tüfekle değil, bilgi, inovasyon ve teknoloji ile yön vermemiz gerekiyor.
Geleceğin dünyası; robotların üretimi tamamen devraldığı, yapay zekanın her yere yayıldığı, üç boyutlu yazıcılarla üretimin fabrikalardan evlere indiği, devasa miktardaki bilgi yığınını veri analizleriyle ayıklanıp değerlendirildiği bir dünya! Peki geleceğin mekanik dünyasına hazırlanıyor muyuz?