Bir öğretmen olarak bakmak istiyorum mevcut duruma. Tüm araştırmalardan uzakta, sadece kendi deneyimlerimle dar bir çerçeveden…
Bir panik havası yaşanırken tüm dünyada ben 4. Sınıfları okutuyordum. 2020’nin mart ayında bir program üzerinden uzaktan eğitime başladım. Amacım hem çocukların akademik olarak geri kalmaması hem de psikolojik olarak onları desteklemekti. İlk derslerime baktığımda sadece ekran paylaşımı yapabildiğimi, sayfalara düzgün şekilde metin dahi ekleyemediğimi görüyorum. Buna rağmen şimdi başarısız gördüğüm çabamı, haziran ayına kadar devam ettirmiştim. Tüm ders kitaplarını da bitirmeme rağmen geçen seneki eğitime dair içim hiç rahat etmedi.
Bu yıl yepyeni bir başlangıç yaptık. Salgının korkusuyla çocuğunu okula göndermek istemeyen endişeli ailelere rağmen tüm birinci sınıflar olarak canla başla çalıştık. Yarı uzaktan, yarı yüz yüze eğitim derken (biz bile kendimize inanamadan) okuma yazmayı öğrettik.
Burada çok önemli bir noktayı belirtmek isterim, sadece iki öğrencim uzaktan eğitime katılamadı. Okulumuz merkezi ve imkanları iyi olan bir okul. Ben de maksimum imkanlarla öğretmenlik yapan şanslı bir öğretmenim. Birinci sınıf kazanımlarımız bir şekilde tamamlanmış gibi. Ancak olumsuz tespitlerim de hayli fazla. Birkaçını yazayım.
On birinci defa yaptığım birinci sınıf öğretmenliğinde (bunlardan dört tanesi ücra köylerde idi) hiç bu kadar harfleri yanlış başlayıp, yanlış bitiren öğrencilerim olmadı.
Hiç bu kadar kötü okuyan öğrencilerim olmadı.
Hiç bu kadar kaygı yüklü öğrencilerim olmadı.
Hiç bu kadar teknolojinin olumsuz etkilerine maruz kalan öğrencilerim olmadı.
Hiç bu kadar kimyasal kullanan (dezenfektan, kolonya) öğrencilerim olmadı.
Hiç bu kadar kendi karbondioksitini solumak zorunda kalan öğrencilerim olmadı.
Hiç bu kadar arkadaş özlemi çeken öğrencilerim olmadı.
Hiç bu kadar uyku bozukluğu yaşayan öğrencilerim olmadı. (Yeterince enerji harcayamadıkları için uykuları gelmiyor.)
Hiç bu kadar internet bağımlısı öğrencilerim olmadı…
Hiçbir zaman çocukların okula başladığı bu zaman kadar kötü değildi.
Duyuyorum bazı insanlar, akran zorbalığının olmadığı, çocuğun yarış atı gibi koşturulmadığı bu ortamın iyi yönlerini parlatmaya çalışıyor.
Ama ne derlerse desinler biliyoruz ki bu dönem tüm dünyada fırsat eşitsizliğini pompaladı, birçok çocuğu eğitimin dışında bıraktı. Bizimle bir şekilde devam edenler bile sosyal, psikolojik ve eğitsel etkilerini yıllar sonra görecekler.
Madem bir ülkenin geleceği çocukları, artık geleceğimiz için daha çok önlem almalı gerekenleri bir an önce yapmalıyız.