“Ekonomisi zayıf bir millet fakirlik ve yoksulluktan kurtulamaz; toplumsal ve siyasi felâketlerden yakasını kurtaramaz. (1924)
Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekâyı geliştirmektir.
Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin özgür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha gönençli Türkiye ülküsünün belkemiğidir.
Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş uluslar; önce onurlarını, sonra özgürlüklerini daha sonrada geleceklerini kaybetmeye mahkûmdurlar…
M. K. ATATÜRK
“Pek çok metin, Türkiye’nin uluslararası turizm hareketleri içinde “layık olduğu” daha üstün bir yere sahip olabilmesini; saygın bir Türkiye imajı yaratılması zorunluluğuna bağlamaktadır. Gerçekten de turistleri belirli bir bölge ya da yöreye gitme konusunda harekete geçiren etkenler arasında bir dizi bilgilenme süreci sonucunda oluşan imge olarak tanımlanan, objektif bilgiler ya da sübjektif yargılardan oluşan imajın, tutum ve davranışlar üzerindeki belirleyiciliği bulunmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet TOLONGÜÇ
***
Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT, dünyanın en büyük beş turizm fuarından biridir.
EMITT Turizm Fuarı 27 yıldır, Türkiye’de pek çok yeni tatil ve turizm oluşmasına ortam hazırlayan, Türkiye’de kentlerin hatta köylerin markalaşmasına ve yerli yabancı turistle buluşmasına ev sahipliği yapan turizm sektörünün dünyaya açılan en önemli kapısı. Fuar, tüm katılımcılara, profesyonel yerli ve uluslararası ziyaretçilere yeni iş ve iş birliği olanakları sunabilen bir platform…
EMITT’e her yıl ülke tatil düzenleyiciler yaz ve kış turizmi oteller ve turist merkezleri, tur operatörleri ve acenteler katılıyor.
Bu yıl 6-9 Şubat 2024 tarihlerinde Tüyap’ta Emitt Turizm Fuarı, Ziyaretçilerin inceleme ve görüşlerine açıldı. Yurtiçinden olduğu kadar yurt dışından da kalabalık ziyaretçiler olduğu gözlemlendi.
Basın kartımla giriş yaptığımda kalabalığın akın ettiğini gördüm. Uğradığım, gezdiğim, incelediğim ve kimi yerlerde söyleştiğimiz oldu. İstanbul, Balıkesir, Mardin, Karaman ve Isparta uğraladığım ve belleğimde iz bırakan bölümlerdi. Kimi illerimiz upuzun yer edinmişler ve kimi ürettiklerini pazarlayarak satış yaptıkların gördüm. Bunu biraz garipsedim! Geçmiş yıllarda satış olmaz, ikram yapılırdı. Demek ki ekonomik durum onu gerektirdi, kanısındayım.
Karaman Belediyesi bölümünde Başkan Yardımcısı Sn Eyüp Hüsamettin Aslan ile göz göze geldik ve kucaklaştık. Geçmiş yıllarda Karaman ilini ziyaretimde yakın ilgisini gördüğümü özellikle belirtmeliyim. Köşede oturup özlem giderdik. Hal hatır sorduk. Haykırış adlı şiir kitabımdan adına imzaladım. Karamanoğlu Mehmet Bey heykeli yanı sıra paket içinde kimi armağanlarını verdiler. Mutlu oldum!
Karamanoğlu Mehmed Bey’in 13 Mayıs 1277’de “Bugünden sonra hiç kimse divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil konuşmayacak!” Buyuran bir ferman çıkartıp Türkçeyi “devlet dili” ilân ettiği söylenir ve her 13 Mayıs, senelerden buyana “dil bayramı” olarak kutlanır.
Isparta ili bölümü bir başka uğrak yeri oldu. İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı ile Eğıirdir Zabıta Müdürü ilgi gösterdiler. Bir masa çevresinde söyleşimiz sürdü. Eğirdir’in ünlü elmasından sundular. Akın gazetesinin yazarı olduğumu belirttim. (Yeri aydınlık olması dileğinde bulunduğum Eğridir’in en güzel insanı Süleyman Çelebioğlu’nun oğlu eğirdir Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Hakan Çelebioğlu’na selam gönderdim.
Zaman diliminde kimi tanıdıklarla kısa görüşmelerimiz oldu. Hattuşa levhası bir bönlümde gözüme takıldı. Hemen durdup görevlilerle görüştük. Geçmiş yıllarda Hattuşa Termal Otellerine gidip konakladığım günlere gittim.. Sahibi Doğan Doğan’ı anımsadım. Tekirdağ Saray Park Tesislerinde görevli olduğunu belirten cana yakın ve işini bilen Selma Özbay, kartını verdi ve “Buyurunuz, konuğumuz olunuz.” dedi Mutlu oldum… Doğan Doğan’ı gördüğünüzde selam ve sevgilerimi iletiniz! Dedim.
Tüyap’tan ayrılarak uzun zaman alan dönüş yolculuğumu toplu taşım araçlarıyla sürdürdüm.