Kimseden ses çıkmıyordu. Herkes hipnotize olmuş gibiydi. Oturdukları iskemleleri bile kımıldatmaya cesaret edemiyordu.
Seçkin bir topluluğa karşı, kürsüdeydi. Ne var ki başkalarının hatalarını gören kişi, olaylar azıcık başını döndürse çoğunlukla aynı hatayı kendi de yapardı.
Kaçınılmaz kusurlarını talihsizlik olarak gördü. Bu nedenle sevdiklerine sağlayabileceği desteğin, önemini biliyordu. Onun için desteği vermek ona büyük zevk verecekti.
Emeklilikte yakaya takılanlar, “Ay yıldızdı” Ay yıldız, Türk bayrağını temsil ediyordu. Çalışmış ve yılını doldurmuş olanlar yaşa takıldığı için yakasına ay yıldız takamıyordu. Ay yıldız takanlar maaşa geçebiliyorlardı. Takamayanlar ise maaşa geçemiyor ve mağdurları oynuyordu.
Problem nereden kaynaklanıyordu. Erken emeklilik, uzun yıllar Ülkemizde geçerliydi. Bu tür uygulamaya göre çalışma iş gününü dolduran emekli olabiliyordu.
Yakaya takılan Ayyıldız için insanlar, her yerde yollara düşüyor ve dertlerini anlatıyordu. Bir yola girmişler ve sapmadan gidiyorlardı. Yürüdükçe de Ayyıldız’dan araları açılıyor ve yakaları da boş kalıyordu. Tükenmiş bir görüntü veren Ayyıldız taşıyan rozet, yakalarına ulaşamamıştı.
Günü doldurup emekli olsan da yakanda takılı rozetin yoksa yapılacak bir şey yoktu. Bu durumdan rozetler de rahatsızdı ve işsiz güçsüz dolaşıyordu. Dolaşıyordu hayalleriyle işe ulaşmak için. Varmak istedi, çiçekli parklara, yeşil vadiye ve dalgalı denize. Hayata selam durdu, hayat kapısı diye.
Fırtınadan çıkamadı denize, varamadı ufkun çizgisine. Zambak ve sümbüllerle olmak istedi. Buruk bir yolculuktu yaptığı. Boşlukta hissetti kendini. Kimse bakmıyordu, taraflarına. İki mavi arasında su üzerinde kalmak istedi.
Güneşin pembe ışınları aldı gözüne, ufka mı varmıştı, yoksa bir yanılma mıydı? Anlayamadı. Şafak yeri tatlı bir kızıllığa boyanırken, gökyüzü açıldı. Açıldı önlerinde bir bayrak.
Yaşları yetmemişti, takamamışlardı bayrağı, kenara yaklaştıklarının farkında değillerdi. Deniz berrak dalgalar sinmişti, karaya az kalmıştı. Bekliyorlardı kendilerine verilen zamanı takmak için yıldızı. Bir ağızdan söylüyorlardı, istiklal marşını.
Kendilerini ifade ettiklerine inandıkları için mutluydular.
Gelecekte hayat kapısı açılacak ve Ayyıldız takmış olacaklardı.
Hasan TANRIVERDİ