2025 Hoş gelmedi. Boş geldi. Asgari ücret artışından sonra büyük hayallerimiz zaten yoktu.
Öncelikle reel olarak açlık ve yoksulluk sınırını ifade etmek lazım. Sorun asgari veya emekliye verilen ücret değil. Toplumun çoğunluğunu oluşturan ücretli çalışanlar, onuruna yaraşır şekilde ücret karşılığında çalışmalı. Ekonomik büyümeden payını adilce alabilmeli. Maalesef ülkemizde gelir ve servet eşitsizliğini de dengeleyecek adil bir vergi sistemi yok. Bütünü kapsayan sosyal politikaların uygulanmasına acil ihtiyaç duyulmaktadır. Evine hiç et girmeyen aileler çoğunlukta. Kaliteli yaşamak için aylık gelirin giderleri karşılayabilecek oranda belirlenmesi gerekir. Adliyelerde ev sahibi/kiracı dosyaları ve icra dosyaları dolup taşıyor. Bunun müsebbibi kim?
Türkiye Cumhuriyeti, Anayasamıza göre, bir ”sosyal devlettir”. Nedir Sosyal devlet ilkesi? Vatandaşların refah durumlarıyla ilgili olan, onlara asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanır. Yüzde 30 oranında artışla net 22 bin 104 TL olarak saptanan yeni asgari ücret Nisan/Mayıs ayında aşınacak. Satın alma gücü eriyecek. Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olduğu kadar kesin bir tablo. SSK ve BAĞ-KUR emeklisine yapılan zam hayal kırıklığı.
Yürek dağlayan yakınmaları, yetmiyor diyen sözleri duyumsamazlıktan geliyorlar. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Mezitli Belediye Başkanı Ahmet Serkan Tuncer Mezitli Emekli Evini ziyaret ettiler. Emekli vatandaşların talepleri Belediyeden çok devletin karşılaması gereken isteklerle doluydu. Tasarruf tedbirleri ile Belediyelerin sosyal belediyecilik anlayışıyla yaptıkları yardımların önüne geçmeye çalışıyorlar. Belediyelerin sosyal yardımlarının devlet politikalarıyla engellenmeye çalışıldığı gözler önünde. Her şeye rağmen onlar için sıcak bir ortamda aktif yaş almaları için gereken koşullar sağlanıyor. Atölye çalışmaları, Aylık kültür gezileri, sağlık taramaları gibi birçok destekler sunulmakta. Sahaya inip o emekliyi dinleyen anlar.
Emekli yılı dedikleri 2024 Eziyet yılıydı. Emekleyerek yılı devirdik. Bir türlü yürümeye geçemedik.
Asgari Ücretli kaşıkla ver, kepçeyle al misali..
Az verdikleri yetmiyor gibi; Belediyelerin minimum ücretli çocuk bakım evlerini kapatmak istiyorlar. Bunun olabilmesi için tüm çocuklara kaliteli hizmet ama minimum ücretle bakım taahhüttü nü vermelisiniz. Özel kreşlerin aylık fiyatı asgari ücret fiyatı. Birçoğu asgari ücret miktarının da üstünde. Muhalefet olacağız diye vatandaşı sıkboğaz ediyorsunuz. Siyasi olarak baktığınızda hodbin düşünceyle hareket ediliyor. Başarıyı gölgelemek adına yapılan ketler vatandaşı gölgeliyor.
Arapça bir sözcük olan biat, yöneten ile yönetilenler arasında yazılı olmaksızın var olduğu kabul edilen itaat anlaşması anlamına geliyor. Tabi ve tebaa altına girmek. Teknolojiyi değiştirebilmek veya geliştirebilmek için bilimsel eğitim ve onun getirdiği özgür, sorgulayıcı, analitik düşünce sistemi biatın önüne geçiyor. Biat kültürü bilimselliği dışlayan daha çok geleneksel eğitime ağırlık veren bir ortam yaratıyor. Öyle olunca da buluş yapmak, teknolojiye katkıda bulunmak pek mümkün olamıyor. Hizmetinle, başarınla ve ortaya koyduğun projelerle başarı elde edersin. Bunu takdir eden vatandaştır. İnsanlar birbirine güvenmiyor. Herkes mutsuz. Ağzı olan konuşuyor. Eleştiri kültürümüzü yitirdik. Bunların sebebi ben duygusu, özgüven yetersizliği, bilgi birikiminin az olması ve korku politikası. Birlikte olmayı sağlayan en önemli özellik demokratik işleyiştir. Eleştirilebilirlik, özgürlükçülük, çoğulculuk ve katılımcılık gibi. Bunlar çocuk yaşta alınan eğitimlerle başlar. Nifak tohumunu atmak isteyenler bir gün kendilerinin de o tohumdan nasibini alacağını bilmelidirler. Toplumsal bölünmelerin iktidar aracı olarak kullanıldığına anlatan Aristo’nun mektubunu paylaşmak istedim.
Büyük İskender, büyük filozof Aristo’ya bir mektup yazıp sorar:
Zapt ettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım?’
1- Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?
2- Ülkenin ileri gelenlerini hapse mi atayım?
3- Ülkenin ileri gelenlerini kılıçtan mı geçireyim?
Aristo’dan cevap gelir:
1- Sürgünde toplanıp sana karşı başkaldırırlar. 2- Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar.
3- Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.
Aristo, çözüm olarak şu tavsiyede bulunur:
İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin. Birbirleriyle savaşınca, hakem olarak kendini kabul ettireceksin. Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın!