İnsanda vicdan olmalı.
Çünkü vicdan, bizim gizli bir şahidimizdir.
Deprem olur olmaz bazı alışveriş ve mağazaların talan edildiğini; Tv’de izlerken okuduğum kitaptan bir bölüm aklıma düşmüştü.
Anımsadığım kadarıyla yazacağım
…
İkinci dünya savaşında düşen bir bomba Avrupa’daki bir şehrin kuyumcu dükkanının çok yakınına isabet ediyor. Dükkanın camları kırılıyor ve vitrinde bulunan altınlar, tüm mücevherler dağılıyor. Kimileri de dükkanın dışına savruluyor.
Bir Yahudi asıllı Alman vatandaşı kaçarken o dükkanın viran halini görünce, hiç düşünmeden dükkana yaklaşıyor. Eline geçirdiği bir çuvala dağılmış mücevheratla altınları dolduruyor. Bütün mücevherleri aldıktan sonra dükkanın içine tekrar giriyor. Yerde bulduğu kireç taşıyla duvara şöyle bir yazı yazıyor.
” Dükkanınızdaki altınları korumak amaçlı evime götürüyorum. Savaş sonrasında bu altınları size teslim edeceğim. Emanetiniz, emanetidir. Üzülmeyin!..”
Ve savaş bitiyor.
Yaralar sarılıyor.
Hayat normale dönüyor.
Birkaç yıl sonra…
O kuyumcu dükkanı da yine aynı caddede de, savaş öncesindeki gibidir. Onarılmış durumdadır.
Altınları alan adam kuyumcu dükkanından içeri elinde çuvalla giriyor. Diyor ki;
” Emanetinizi getirdim.”
…
İyi insanların varlığını hissedince duygulanmamak elde değil.
Yazarken bile sık sık yutkunuyor insan.
İnsanı insan yapan vicdanıdır.
Emine Pişiren/ Kocaeli