Rüstem usta küçük yaştan beri, marangoz atölyesinde çalışırdı. Usta, atölyede iş olmadığında, dışarıda bulduğu işe de koştururdu.
Yapılı, orta boylu ve güçlü bir fiziğe sahipti. Siyah ve gür saçları her zaman kısaydı. Babasından kalma gecekondudan başka bir tarafa çıkamamıştı.
Gençlikte yük taşımacılığına gücüm, kuvvetim yeterdi. Akşama kadar koşturur, yorgunluk nedir bilmezdim. Saçıma bir tek beyaz konmamıştı. Öğle paydosunda, terminale iki defa yük getirdiğimi biliyorum, dedi.
Şimdi ise öyle mi? Bavulu el arabasına kaldırırken zorlanıyorum. Kaldırıyorum ama soluk soluğa kalıyorum.
Rüstem usta samimi ve dürüst çalışırdı. “Hayat dürüst olmazsan, sarmalına alır, beklentilerini boşa çıkarır,” derdi.
Yaş ilerledikçe, zaman seni hastalık etkenleriyle buluşturuyor. Bu etkenlere bir şekilde dirensen de bazıları şansını kullanıyor. Bana karşı şanslı olan astım, şeker ve tansiyon gibi yaşadığın olumsuzluklar oluyor. Yıllardır kapı ve pencereleri onarırım ama kendimi onarmak için ne yaptıysam olmadı. Düzenli ilaç kullansam ve diyet uygulasam da olmuyor.
Gençliğimde bir öğünde yediğim ekmeği bugün günde yiyemiyorum. Zaten doktorlar da yediklerine dikkat et diyorlar ama zamanında depoyu genişlettik. Kafamda saçlarımın uzamasına daralıyorum. Omuzlarım çöktü, sırtım kamburlaştı ve dizlerim artık çekmiyor. Çalışmam gerekiyor, biraz yürüsem yoruluyorum. Uyandığım her sabah, dünü aratıyor. Fiyatlar aldı başını gidiyor. Büyük oğlumu evlendirdim ev almaya kalktık, yıkımı yedik. Büyük borca girdik ve çırpınıyoruz.
Yıllara boyun eğerken, aynı olaylı günler karşına çıkarıyor. Gün içinde yorgun düşüyorum. Şehrin her geçen gün ki karmaşası da işin cabası.
Rüstem ustayı mahallede tanımayan yoktu. İş için herkes, Rüstem ustaya baş vururdu. Kimine iş bulur, kiminin işini yapardı. Bu hâliyle atölyeyi ve yük taşımayı aksatmazdı. Yeni göçle gelenlere yardım ederdi. Şehre göç olayını olumsuzluğunu çok iyi biliyordu. Maalesef köyler bir şekilde boşanmış, toprakların kimsesiz kaldığını söylüyordu.
Atölyede arkadaşının desteğiyle, yük taşıyabilen el arabası yaptı. Arabaya taksi tekerleri taktı. Bu sayede daha rahat ve çok yük taşıma şansına sahip oldu. Rüstem ustanın semeri, el arabası oldu.
Rüstem usta, komşusunun bavul ve kolilerini arabaya yükledi. Dar sokaklardan geçip caddeye çıktı. Caddeye çıkınca, iyice kenara sıkıştı, hatta bir tekerini de kaldırıma çıkarttı. Dizleri sabahtan beri ilaçlara rağmen keyifsizdi. Her adımımı aksatmayıp ağrıyor, dedi. Ağrılarına aldırış etmeden, ağır usul terminalin yolunu tuttu.
Eşyalar bir tarafa kayınca, durdu ve eşyaları düzeltti. Öne geçmeye yöneldiği anda büyük bir gürültüyle iki üç metre öne doğru savruldu. Bir taksi olanca hızıyla Rüstem ustanın el arabasına çarpmıştı. Usta çarpmanın etkisiyle kaldırıma yüzü koyun düştü. Öyle ki Rüstem usta tanınmayacak hâle geldi. Çünkü başındaki kalpağı, sırtındaki paltosu parçalandı. Ayağındaki botları bir tarafa gitti. Sonuçta usta baygın kaldırımda yatıyordu. Bavul yanında fakat koliler daha ileride duvara yaslanmıştı.
Çarpmanın etkisiyle el arabasının parçaları, usta gibi caddeye ve kaldırıma serildi. Havaya fırlayan tekerler caddenin karşısına geçti.
Çevreden gelenler Rüstem ustanın yanına vardılar. Ustaya seslendiler ve ustadan inilti şeklinde cevap aldılar. Yüzü ve elleri kan içerisindeydi. Rüstem ustayı omuzlarından tutup bavula yasladılar. Usta kaldırım değil bavulun üzerine düştüğünü fark ettiler. Böylece daha büyük darba almaktan kurtarmış oldu. Usta gözlerini açtı. Göz yaşı yüzünün kanını yıkıyordu. Ustanın yüzünü ve ellerini temizlediler. Alnından ve yüzünden kan geliyordu.
Ambulansın gelmesi gecikmedi ve ustayı hastaneye kaldırdılar. Bu arada polis geldi. Taksi yoldan çıkmış ve olanca hızıyla, Rüstem Ustaya çarpmıştı. Taksici direksiyona sıkışmış ve kendini kurtaramıyordu. Taksiciyi sıkıştığı yerden çıkartılar ve alnındaki kanı temizlediler. Kendini savunsa da polis konuşturmadı. Polis tutanağını yazdı ve taksiciyi de hastaneye kaldırdı.
Kaza Rüstem Ustaya hazin bir son olabilirdi. Komşular hastaneye koştular. Ustanın sağ bilekten kolu kırılmış ve kafasından darbe almıştı. Ayrıca omuzu incinmişti.
Rüstem usta bu kadar büyük kazadan yine sağ salim kurtardım diyor ve haline şükrediyordu. Yalnız dizlerinin ağrıları dayanılacak gibi değildi. Hanımı başında çocukları da babalarını bırakmıyorlardı.
Polisler ustayı ziyaretlerinde müjdeli bir haber verdiler. Terminalde su satacaktı. Çabuk iyileş diye de talimat verdiler.
Hasan TANRIVERDİ