Bize anlatılan ekonomi ile gerçek hayatta işleyen ekonomi arasında çok büyük farklar vardır.
Arz talep, piyasa işleyişi, döviz, faiz, rant gibi anlatıların sadece ekonomi kitaplarında, “büyüklere masallar” olduğuna inanıyorum.
Sözde serbest, tarafsız piyasa evrenselciliği; sermaye birikimini belli bir seviyenin üzerine çıkarmış, 500 çok uluslu şirketlerin dünyaya anlatısıdır.
Bu haliyle, serbest piyasa ideolojisi yoruma açık değildir. Yani kendisini kapatmıştır. Eleştiri dışı bir dogmadır. Bilimsel bir olgu olmaktan çok bir inanıdır.
Kapitalizmin asıl işleyişi; yoksulluğun zenginler yararına, üretken bir bicimde yönetilmesidir.
Bu anlamda, kapitalizm, bir ekonomik işleyiş olmaktan öte, siyasi bir işlev gören mekanizmadır.
Sermaye birikimini tamamlayan çokuluslu şirketler, piyasaya yeni şirketlerin girmesine şiddetle karşıdır. Büyük şirketlerin, arkadan gelen şirketlere karşıtlığı; komünizme olan karşıtlıklarından daha büyüktür.
Çokuluslu şirketlerin ulus devletler içinde elde ettiği piyasa, ulus-içi yerli bir tekel şirketle sağlanır.
Ortaklıklar oluşur. Çokuluslu şirketten, yerel ortağa sermaye akışı sağlanır. Yerel şirket ulusal pazarları açmış olmanın sağladığı imkânlarla daha da büyür. Dış çokuluslu şirkete kafa tutmaya başlar.
İşte kıyamet burada kopar.
Çokuluslu şirketin, ulus devlet içinde palazlanmış, ulus-içi tekeli terbiye etmesi, hizaya getirmesi ihtiyacı ortaya çıkar.
Örnek olsun diye söylersek; Yerli Ford, aynı Türk ordusunun generalleri gibi çizmeyi aşmıştır. Çok uluslu şirketin başka pazarlarına göz dikmiştir.
Bu durumda Panama Belgelerinin servis edilmesi gerekir.
Bu operasyonlar, çokuluslu şirketlerin asıl programı olan, ulus devleti yıkma amacıyla da, eş zamanlılık arz eder.
Çokuluslu şirketlerin karar mekanizmaları ile ulus devletin kararları çatışırsa, devreye Amerikan resmi makamları, NATO, OECD, Dünya Bankası gibi kuruluşlar dahil olur.
Yeni pazarlık konuları devreye girer. Şantajlar yapılır. Besledikleri örgütleri harekete geçirirler. Vs.
Panama Belgelerinde, ülkemizin birçok ekonomik kuruluşunun yer alması; yukarıda anlatmaya çalıştığım korsanlığın bir parçasıdır.
Panama Belgeleri çokuluslu şirketlerin, ulus-içi yerel tekellere uyarısıdır. Artistlerin, yazarların listede olması garnitürdür.
Çokuluslu şirketler, ulus-içi tekellere diyor ki; biz sizin nasıl halktan çaldığınızı biliyoruz. Daha ileri giderseniz, halkınıza diğer yolsuzluklarınızı da anlatacağız. Ayağınızı denk alın.
Kanun; Sermaye birikimi tamamlamış bir şirket, piyasaya girmek isteyen, ancak, sermaye birikimini, çokuluslu şirketler seviyesine çıkaramayan şirketi terbiye eder.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com