Televizyon kanallarında, bizi bu ekonomik bunalımdan çekip çıkaracak , görüş ve düşünceleri dinliyorum da bozuk plak gibi aynı nakaratları dinlemekten bıktık.
Nerede bizim o tok sesli, israf ekonomisiyle ticaret bakanı olur olmaz kuruluşlarımızı kârâ geçiren Agah Oktay Görenlerimiz.
Erbakan, Hükümeti kurar kurmaz Osman Altuğ’u arar ” Sayın Altuğ sana memleketin ihtiyacı var. Ekonomi baş danışmanı olmanı teklif ediyorum ne diyorsun ?- Ben solcuyum kabul görmez.- Olsun bu işi en iyi sen biliyorsun.Gel- Ama tam yetkiyle gelirim – Tamam. ”
Borsa- döviz- faiz üçkağıt ekonomisi yerine havuz sistemini getirdi. Havuza öyle para birikti ki, borçlar verildi, biz memurların maaşına yüzde atmış zam yaparak onların refah seviyelerini yükselten o değerli ekonomistler yok.
Atatürk’ün cumhuriyet kurulduktan sonra Osmanlı’nın borçlarını ödedikten sonra (kapitilisyonlar) yüzde yirmilik tarihte görülmemiş bir hızla nasıl kalkındığını, bütün yurt satında fabrika bacalarının nasıl tüttüğünü, üretimim nasıl arttığını anlatan ekonomistler yok.
Güçünü, kendi milli kaynaklarını, kendisi eliyle işletip, gelirini kendi insanının cebine koyan modeli anlatan yok.
Bu Fabrikalar zarar ediyor- Üç kişinin çalışacağı yere on kişi alısan tabi zarar eder. Yanlış politikalar yüzünden bilerek veya bilmeyerek özelleştirmeye zorlanan Türk ekonomisi, yabancıların aç gözlü, doymak bilmeyen empeyal emellerine kurban edildi. Bırakın zengin yer altı kaynaklarımızı, yaylalarımıza, sularımıza kadar ne varsa yabancıların eline geçti. Sonunda her şeyimizle dışa bağımlı hale geldik.
Bugün hala kurtuluşu dışarıda arayanlara şaşıyorum.
Sayı saymasını bilen çocuklar bile anladı milli ekonomiyle kurtulacağımızı ama bu aklı evveller halkı kandırmaktan bıkmadılar.Çünkü beyinleri köleleşmiş. Bir türlü kendisi olamıyorlar.
Bir güneş gibi bizi aydınlatan Atatürk’ün fikir ve düşüncelerini göremiyorlar.
Alsınlar İzmir İktisat Kongresinin kararlarını bir defa olsun okusunlar. Yeter.