Ülkede ekmek bulamama korkusu, kısır bir çekişme ve suni olarak yaratılmış olmaktan ibaret değildir. Söz konusu olan bugüne kadar ekmek bulamayanların da problemi değildir. Şimdiye kadar ekmek derdi olmayanların da ekmek derine düşmesidir.
Korkunun kaynağını bildiğimiz için, dehşet verici olan bu olaya katlanacağız. İzlenen ekmek olayı, köpekten korkmak gibi içimize işliyor. Böyle bir korkuyu herkesin yaşaması olayın boyutunu göstermesi açısında dikkate değerdir.
Toplumda umutlar sönmez, umudumuz kırılmayacak, çünkü umut bir milletin yaşamına yön veren beklentidir. Ekmek bulamama olayı başka olayların habercisidir. Genelde yönetimin tutarsızlığıdır. Bu durum ölçekte, halkın zor durumunu gösterirken, halkta davranış bozukluğuna da neden olacaktır.
Bireyler toplumsal yaşadığı için problemler herkese yansıyacaktır. Sisin karalara çökmesinden her şey nasibini alacaktır. Etkisinden kurtulmak, insanların kimseyi dışlamadan yapacağı çalışmalar sonucunda başarılacaktır.
Halkın yanında olmak, “Korkuyorum” yalanını davranış haline getirmek yerine iyilik severlik ve iyi kalplilikle beraberce işlerin üstesinden gelmekle halledilir.
Ekmek korkusu yaşanıyorsa, o atmosferde modası geçmiş sözlerle, halkı oyalamak ahlak dışı yapılanmaya yönelmektir. Çünkü ekmek korkusu demek, halkın geçim sıkıntısı yaşayacağı anlamına gelmektedir.
Ekmeğini çöpten arayanların, yöneticileri ilgilendirmemesi ruh hallerinin bozukluğunu gösterir. Yönetim, halkın yarınlara umutla bakmasını, kendini güvende hissetmesini sağlaması gerekir.
Birçok olayı yasaklarla çözmeye kalkmak, közü küllemek demektir. Bu olaydan çözüm manası çıkmaz. Yarayı naylon ile kapatırsan, hava ve su alamaz. Yara daha azgın hale gelir.
Halkı ekmek korkusuna kadar sürüklemek, vurdumduymazlık değilse bile, basiretsizlik örneğidir.
Bu durumda, demokrasilerde çare tükenmeyeceği için, Sosyal Devletin gereğini olan erken seçime gidip yönetimi ehil ellere teslim etmekten başka çözüm yolu görülmemektedir.
Sosyal Devlet, liyakat sahibi ve başarılı insanların omuzlarında yücelecektir.