Eğitimin bir köşesinden başlamak gerektiğine inanıyorum. İnsanların yapabilecekleri, faydalı olacaklarına inandıkları işlerin bir köşesinden tutmaları sorumluluk bilincinin bir göstergesidir. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirenlerde ya da getirmeye çalışanlarda bir huzur; bu sorumluluklarını yerine getirmeyenlerde de bir huzursuzluk hissedilecektir. Ben de bu köşede o huzuru hissetmeye çalışacağım.
Bu köşede sizle eğitim ve öğretim alanında akla gelebilecek ve size yararlı olacağına inandığım bilgileri paylaşacağız. Tüm insanlar eğlenmekten hoşlanırlar ve eğlenebilmek içinde paralar harcarlar. Eğlence türleri kişiden kişiye değişir. Bir de tüm insanlar için değişmeyen bir eğlence vardır öğrenmek; öğrenmek dünyanın en ucuz ve en zevkli eğlencesidir. Öğreten ya da öğrenenseniz ki mutlaka birisi olmak zorundasınız. O zaman unutmayacağınız öğrenmenin dünyanın en ucuz ve en zevkli eğlencesi olduğunu aklınızdan çıkarmamanızdır. Eğitim ve öğretime bu cümle ile başlamadıysanız hiçbir şey öğrenemeyecek ve çok sıkılacaksınız.
Bir toplumun insanları eğitim ve öğretimden sıkılmaya başlayınca o toplum için öncelikli yatımlar hapishane ve hastane yatırımları olacaktır. Eğitime ayırmadığız her yatırımı daha sonra hapishane ve hastane yaptırmak için ayırmak zorunda kalacaksınız. Eğitime yatırım yapmak kadar kolay olan başka bir alan yoktur. Eğitimin tek yatırımı fedakârlıktır. Fedakârlığınızı artırdıkça eğitime yapacağınız yatırımın sonucunu tahayyül bile edemezsiniz.
Toplumumuzda hemen hemen herkes eğitimsizlikten yakınmaktadır. Tüm bu yakınmalara rağmen toplum olarak eğitilmeye ve eğitmeye çokta sıcak bakan insanlar değiliz. Dönüp geçmişteki toplumsal değer ve inançlarımıza baktığımızda gördüklerimiz artık yok.
Eskiden bir yanlışı gördüğünde o yanlışı diliyle ya da eliyle düzeltmeden oradan uzaklaşmayan büyüklerin yerini ‘bana mı kaldı, uğraşamam bunlarla’ diyen büyükler. Eskiden bir yanlışı hatırlatılan küçükler özür diler helallik isterlerken; bugünün küçükleri ‘sana ne, sen ne karışıyorsun ’ diyerek uzaklaşıyorlar inançlarından ve toplumsal değerlerinden. Bu durum düzelmedikçe toplumumuzun ıslah olacağını düşünmek kendimizi kandırmak olacaktır.
Toplumun tüm kemsinde tepki psikolojisi hakim. Kimse kimsenin iyi niyetle kendini uyarmaya çalıştığını kabullenmiyor. Kabullenenleri de takdir etmekse hem toplumsal hem de bireysel en büyük vazifemizdir.
Tüm iyilikler eğitimle kazanılır. Eğitimin yolu ise öğrenmeden geçer. Öğrenmeden zevk almaya başlayınca eğitilmeyi kabullenebileceğiz; eğitildikçe de hem kendimize hem toplumumuza hayırlı işler yapan bireyler olacağız.
Bugün, eğitim deyince okul, okul deyince de öğrenci ve öğretmen akla geliyor. Öğrenci öğretmen deyince de ilk akla gelenler bireysel ve toplumsal olumsuzluklar. Öğretmen öğrencinin, öğrenci de öğretmenin ne yapmaya çalıştığının farkında değil. Kişiler arasında bir güven ortamı olmayınca da istenilenler değil de istenilmeyenler oluyor.
Öğrencilerin yarıdan fazlası isteyerek ve severek okula gitmiyor. Öğrencilerin, ya öğretmenler dediğini duyar gibiyim öğretmenlerde tabii ki. Bir takım sosyal ve ekonomik zorunluluklar gereği okuldalar. Daha okulların açıldığı ilk gün okulların biran evvel kapanması temennileri dillerden dökülür öğrencilerin ve öğretmenlerin dillerinden.
Her sanatın kendine has zorlukları vardır. Eğitim sanatın zorlukları ise daha başkadır. Her şeyden önce şekillendireceğiniz insan, insanı şekillendirmekte elbette kolay değildir. Tüm sanatların kendine has bir zevki vardır. Eğitim sanatının zevkini ise hiçbir sanat veremez.
Tabii ki ölüm hariç diğer durumlar için elbette bir şeyler yapılabilir yapılmalıdır da iyi niyetle yapılan hiçbir çabada boşa gitmez. Her şey her zaman kötü olamaz burası cehennem değil; yine her şey her zaman iyi olamaz burası cennette değil. Burası dünya bazen bazı şeyler iyi gitmez bize düşense iyi gitmeyenleri iyileştirmeye çalışmaktır. Dünyada kötü gidenleri iyileştirmeye çalıştığınız kadar da cennete yaklaşırsınız. Tüm kötü gidenlere karşı bir iyileştirme çabasına girmez sessiz sedasız olan biteni izlerseniz cehenneme müstahak olursunuz.
Eğitim öğretim alanında iyi gitmediğine inandıklarımızı hep beraber iyileştirmeye çalışmalıyız. Öğrenmenin ve öğretmenin gerçekten dünyanın en ucuz ve en zevkli eğlencesi olduğuna inanacağız ve bu eğlencenin bireysel ve toplumsal zevkini çıkaracağız. Öğrenmenin bir eğlence ve en ucuz eğlence olmadığına inananlar bundan sonraki yazılarıma vakit ayırmasınlar. Öyle değil de öğrenmenin bir eğlence ve en ucuz eğlence olduğuna inanıyorsanız duyan duymayan herkesler bu eğlenceye davetlidirler duyurulur…
Bilgi Aktivasyon Uzmanı
Ercan HARMANCI