Eğitim çocuğundan, ihtiyarına kadar, her yaştaki insanlar için geçerlidir.
Bu geçerlilikle ilgili uygulama, ailede başlar. Onun için ilk eğitimciler, aile büyükleridir. Onlar çocuğunun davranış bilincini geliştirir. Çocuk böyle bir gelişimle okulun yolunu tutar.
Okulun ilk gününden itibaren, kitap sayfalarında gezinen çocuk, başarı mesajlarıyla çevresinin ilgi odağı olur. Edindiği bilgiler, yaşantısının her devrinde, gelişimini sağlar.
Genç karşılaştığı engelleri çalışarak aşmasını bilecektir. Kendisine göre, karşılaştığı zorluklardan biri de üniversiteye hazırlıktır. Üniversiteye hazırlık, yakalandığı önemli engellerden biridir. Engelden kurtulmak için gece gündüz çalışır ve başarır.
Büyük bir heyecanla okulunu bitiren genç, hayata atılır. Böylece genç eğitim sisteminin çarklarından geçmiş fakat kendini, hayatın acımasız dalgaları arasında bulur.
Bunun için eğitimciler, genci sayfalara hapsetme yerine, kişiliğini kazanma doğrultusunda çaba gösteren, bir birey olarak yetiştirmeyi amaç edinir. Çocuğun kişiliği sevgi, saygıyla donanmış, ahlâklı ve adaletli yaşama doğrultusunda planlanacaktır. Böylece insanlar arasında, güvenilir, nazik ve düzgün yaşantısını devam ettirir. Kendinin istemediğini başkasına yapmamayı öğrenir. Bu şekilde, engebeli zirveyi aşmasını bilir. Toplumda yaygın anlayışıyla, “oturmasını kalkmasını bilen,” kişilikli olarak yetişmiş olur.
Kişiliğini geliştirme yönünde, çevresini de temiz tutmasını bilecektir. Bu duyguları aile ve okul eğitiminde öncelikle almış olacaktır. Sınıf içindeki masasının, evindekinden farkının olmadığını öğrenmiştir.
Örneklerle anlatıldığı gibi yetişen genç, insanlık değerlerini özümsemesi gerekir. Bu eğitim sistemi okulun dördüncü sınıfına kadar uygulanmalıdır. Yetişen çocuk harf tanımadan önce taşıyacağı değerleri öğrenmelidir. İnsanlık neyi gerektiriyorsa onu öğrenip hayatına uyarlayacaktır. Böylece hayatın bir anlamı olduğunu bilecek ve olgun kişiliğe sahip olacaktır.
Bu tür bir eğitimden geçen, yarının genci, varsın bilimsel bilgilerden uzak olsun. Gerektiğinde nereden ve nasıl öğreneceğini sorgulayıp bulacaktır. Kitaplardan deneyi öğrenecek ve üzerinde yorum yapacaktır. Böylece yenilik konusunda farkındalık yaratacaktır. Yoksa yaşanan olayın fotoğrafını çekmenin bir alemi yoktur.
Böyle bir sistemden geçmiş, yaparak ve yaşayarak öğrenmiş bir genç; medeni, aydın ve bilimsel araştırmalar yapan niteliğiyle seviyeli bir toplumun oluşmasına büyük katkısı olacaktır.
Eğitimin amacı insanca yaşamayı ve doğayla uyumu öğretmelidir. Yoksa çocuğun beynini kitap bilgileriyle fotokopi gibi doldursan ne yazar. Ayının ormana vermediği zararı kendisi verebilir. Sahilleri bir daha oturulamayacak hâle getirir.
Eğitim, öncelikle kişilikli insan yetiştirme üzerin kurgulanmalıdır. Ülke çapında uygulanmalı ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
Yetişen gençler başarıda yarışmalıdır.
Hasan TANRIVERDİ