Toplum yaşayışında yer almak için edinilen bilgi, beceri ve anlayışlara EĞİTİM diyoruz. Eğitim geniş anlamda, bireylerin toplum standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir. Kısaca, istenilen davranışı geliştirme sürecidir. Yaşam boyu sürer. Her türlü bilgi, deneyim ve öğrenmeyi içerir. Zaman ve mekân boyutu açısından kapsamlı, sürekli ve çok boyutludur. Her zaman her yerde oluşabilmesi, amaçlı, planlı ve programlı veya rastlantısal, gelişigüzel olabilmesini de sağlar. Eğitim amaçtır. İnsanın yaşamı boyunca kullanabileceği bilgileri kapsar. İyi insan olmak, yalan söylememek…gibi.
Çoğu zaman kavram karmaşası yaşanmasına rağmen, ÖĞRETİM farklı ve daha dar kapsamlıdır. Süreli ve sınırlıdır. Öğretim; öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinliklerle, belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, öğrenmede yol göstermedir. Sınıf/okul ortamında gerçekleşir. Planlı ve programlıdır. Genel anlamda eğitimin aracıdır. Öğrenci, öğretmen ya da profesyonel kişilerin etkileşimiyle gerçekleşir. Basitçe; anaokuldan üniversiteye kadar olan süreç diyebiliriz. Öğretimin dinamiği ve en önemli unsuru ÖĞRETMENdir. İyi bir öğretim için; bilgili, donanımlı ve mesleğinde idealist öğretmen kadrosunun olması şarttır. Hepimizin dikkatini çeken, tüm imkansızlıklara rağmen kırsal bölgelerden sınav birincileri ya da her alanda başarılı öğrencilerin çıkmasının nedeni, bu bilinçle görev yapan öğretmenler sayesindedir. Öğretmenin, öğretme işini iyi yapabilmesini sağlamak, maddi manevi gerekli ortamı hazırlamak Devletin görevi ve zorunluluğudur. Öğretim özel şahıs ya da kurumların hüküm sürdüğü, onların insiyatifine bırakılacak bir alan değildir. Devlet, başta Anayasal ve Evrensel İnsan Hakkı olarak, herkesin azamî ölçüde eşit öğretim almasını sağlayan düzeni kurmak mecburiyetindedir.
Her eğitim öğretim değildir ama her öğretim eğitimdir. Öğretimde istendik davranışlar kazandırmak esastır. Eğitim kitle iletişim araçları, anne-baba, arkadaşlarla başlar. Öğretimin eğitimdeki rolü çok büyük ve önemlidir. İnsan, yakın çevresi ile başladığı eğitimine öğretimi ile yön verir, sınırlarını aşar, bulunduğu çevreye bağlı kalmayarak ufkunu geliştirebilir. Bunun için öğretim çok iyi seviyede olmalıdır.
Eğitim, bireyi kültürleme süreci olduğu için, bu sürece öğretim katkı sağlayarak süreci hızlandırır. Eğitimin sonunda belli bir davranış değişikliği olmalı ve bu davranış değişikliği de istendik yönde amaca uygun olmalıdır. Davranış, insanın tüm bilinçli devinimleri, düşünceleri, duygu gösterileri, bir işi yapması, bir duruma karşı tutumu ve beğeni etkinlikleridir. Yâni, insanın gözlenebilen, ölçülebilen, bilinçli etkinlikleri. Bir insanın, bir duruma, bir olaya ya da herhangi bir karşıtına yaptığı tepki, bunlarla ilgili düşüncesi, tutumu, duygusu eğitim seviyesine bağlıdır.
Eğitimsiz İnsan özellikleri; her şeyi bilmeleri, menfaatlerini önde tutmaları, savunmalarında şiddete yer vermeleri, kendilerinden bahsetmeyi kendilerini övmeyi sevmeleri, cahil lafına kızmaları, az düşünüp çok konuşmaları, karşısındakileri suçlamaları, değişime kapalı olmaları, kendilerinden gururla bahsedeceği bir özellikleri olmadığından manevi değerlerin (dinî, millî değerler gibi) üzerinde durmaları, kendilerine dayatılan düşünceleri size dayatmaları, uzmanlık veya tahsilinizi küçük görmeleri…gibi insan olmasına karşın Eğitimli İnsan; tarafsız, empati yapabilen, duymakla kalmayıp dinleyen, odaklanarak izleyerek doğru iletişime geçebilen, olumlu, sevecen, anlayışlı, huzur dolu davranışlara sahip, saygılı, doğru, dürüst, sorumluluk ve ciddiyet sahibi…gibi olan kişilerdir.
Eğitimli insan, saygının verilmeden alınmayacağını, karşısındakini dinlemediği için tartışma çıkacağını, baskıcı ve anlayışsız insanların sayılmayıp bilâkis onlardan korkulduğunu, doğru/dürüst olamanın erdem olduğunu, güvenilir olmanın sevilmeyi yarattığını ve bunun etkili iletişim için çok önemli olduğunu, güvenilmeyenlerin dışlandığını, soru sormayı bilmenin iletişimi kolaylaştıracağını aksi takdirde şüphe, öfke, nefret doğarak şiddetin oluşabileceğini, işine ciddiyetle yaklaşarak adaletli ve paylaşımcı olması gerektiğini bilir.
Bu şekillerde beliren insan davranışları toplum düzenini oluşturur. Eğitimli bir toplumda; âdil bir hukuk düzeninin olmaması mümkün müdür? Namus adı altında işlenen kadın cinayetleri, çocuk istismarları, liyakatsizlik, güvensizlik, yolsuzluk, eşitsizlik, başarısızlık, huzursuzluk, suistimal, ayrımcılık, geri kalmışlık, kandırılma, sahtekârlık, bir kişi ya da zümrenin üstünlüğü, fakirlik kısaca halkın mutsuzluğu mümkün müdür?
İşte bu yüzden; Örgün Eğitim dediğimiz ÖĞRETİM, Yaygın Eğitim dediğimiz başta kitle iletişim araçları ile geniş halk kitlelerine sunulan tv programları ve gazete, dergi içerikleri, meslek veya meslekiçi eğitimler ile tüm halk eğitimleri DEVLET POLİTİKASI olarak, belirlenmelidir. Hükümetlerle, bilimsel hiçbir veri içermeyen ya da tecrübesi yapılmadan, keyfe keder siyasî menfaat sağlamak üzere değiştirilip oluşturulan Eğitim Sistemi ülkenin hazin sonunu yaratır. Toplumun gelişmişliği, verimli insanlara bağlıdır. Verimli insan, düşünebilen, muhakeme yapabilen eğitimli insandır.
Biz, bir an önce çoğunluğu verimli insanlardan oluşan bir toplum inşa etmek zorunluluğu taşıyoruz. Bunun için ivedilikle, Eğitim Sistemimizi dünyaya entegre olmuş,bilimsel,güncel ve geleceğe yönelik DEVLET POLİTİKASI haline getirerek oluşturmalıyız.
Tebrikler temel konulara yeterince değinen bir siyasallıya layık irdeleme.