Duy sesimi dedim, duymadın. Huy dedim, huylandın…
Duy sesimi duy ki, gidişatın bir ölçüsü olsun. Duy sesimi dinle gözle ve hisset ki, yanmasın insanlar, yanmasın toplum.
Duy sesimi duy ki, eğitim ve öğretimimiz dünya milletleri seviyesine çıksın. Üniversitelerimiz dünyanın ilkleri arasına girsin. Hocasıyla öğrencisiyle başarılara imza atsın.
Duy sesimi duy ki, sanayide büyük ilerlemeler gösterelim. Sanayinin kalbi, Anadolu topraklarında atsın.
Duy sesimi duy ki, paramız pul, altınımız değerlensin. Duy sesimi duy ki, emeğe, çalışana, üretene saygı duyasın.
Duy sesimi duy ki, geçmediğin yola, gidemediğin hastaneye veya köprüye, tünele niçin para ödeyeyim.
Duy sesimi duy ki, dağlar arasındaki köyümü büyük şehre dahil ettin de ne oldu. Böyle bir aldatmacanın ortadan kalkmasını istiyorum.
Sesim çıkmıyor artık. İstesen de duyamazsın. Kalbime cihaz koy dinle ve hisset nasıl attığını. Ne zorluklarla hayata tutunmaya çalıştığını. Kalbimin derecelerini oku da aklın alıyor mu bakalım. Biri 16 ya çıkmış diğeri, 5’ te tereddüt ediyor.
Cihaz ne diyor söyle, patates ve soğan tarlada kaldı, sıfır satış. Sıfır gümrük ve sıfır satış paralel gidiyor. Çalışıyoruz ABD’ye, çalışıyoruz mercimek için Brezilya’ya. Yerli ve milliydik, zili taktık oynattık.
Sıfır gümrükle kestin sesimizi, duy dedim, duymadın huy dedim huylandın!
Bir gün, o bir gün güneş daha parlak doğacak, çiçekler parlak ve meyveler daha lezzetli olacak. O bir gün.
Duy dedim, duymadın, huy dedim, huylandın.