Gün/aydın dostlarım…
Özlemeyi biliyorsan tebessüm et. Beklemeyi biliyorsan sabret… Sevmeyi biliyorsan… Kollarını aç___________________ Sevgiye başlangıcım ben…
DUVARLARI YIKALIM MI?..
Duvarlar yıkılmak içindir. Verilen sözler tutulmamak için, sevdalar unutmak, umutlar kırılmak için…
Bütün ışıklar karanlığı gizlemek için. Doğrular yalanları, gerçekler olmazları var kılmak içindir. Yaşamak ölümü paylaşmak içinse, nefes almak da vermek içindir.
Bütün duvarları kendimiz örer, kapatırız insanlarla, sevdiklerimizle aramızda. Hatırlıyorum da küçükken annem “ben uzaktan severim çocuklarımı “ demişti bir keresinde birine.
Uzaktan sevmek?..
Nasıl yani ya?..
En çok sevdiğine bile belli edemeyeceksen sevdiğini neye yarar sevmek, canından can katsan bile, neye yarar ellerinden tutmazsan şefkatinin?..
Kar altındaki toprağı göremedikten sonra sıcaklığını hissedebilir misiniz?..
Orada olduğunu bildiğiniz halde, bir gün yeşereceğini, papatya ve çiçeklerle bahara döneceğini nasıl umut edebilirsiniz?..
Nereden de çıktı bu gün bu Duvarları yıkmak meselesi derseniz anlatayım.
Torunlarımın resmine bakıyordum.”Ne güzel gözlerinin içi gülüyor,resimlere yansımış sevgileri” derken içimden, geride bıraktığım 76 yıllık yaşamım geçti bir filmin kareleri gibi gözümün önünden.
Yıllar önce idi, bir eğitimci neferi olan öğretmen arkadaşım sınıfında ki bir olayı anlattı.Bende size aktarayım müsaadenizle…
“Öğrencilerinden Emine, Murat’a seni seviyorum demiş. Sınıfta bir heyecan bir kızılca kıyamet. Sessizliği sağlaması epey uzun sürmüş. Gülüşmeler alaylar, gırla geçmiş. Bakmış olmayacak hayat bilgisi dersine geçmiş hemen…
Çocuklara şöyle seslenmiş; 9 kere 8 i bilmeseniz de olur, en çok başarmanız gereken şey sevdiğiniz birine bunu söyleyebilmenizdir. Hepiniz Emine kadar dürüst olabilseniz, ne olurdu, demiş.”
Sonunda karar alıyorlar birlikte, akşam eve gidince herkes bütün sevdiklerine seni seviyorum desin diye.
Kaç tanesi bunu uyguladı bilmiyorum ama ben kendi hayat dersimi çocuklardan aldım. Sanırım bu dersi insanın yaşı kaç olursa olsun alması lazım. Hatta çevresine vermesi de gerekli ki; bundan sonraki yaşamında olsun duvarlarını yıkabilmesi için…
Eskiden beri gülümsetirim akrabalarımı, yakınlarımı, dostlarımı, arkadaşlarımı. Ve hatta tüm ciddiyetimin altında bile gülümsetirim. İçimden geldiği gibi hemen ve sık sık hatta adeta şimdi bunun sırası mıydı denecek yerlerde söylememle gülümserler genellikle.
Şimdi anlıyorum ne güzel şeymiş yaptığım…
Hala öyle miyim bilmiyorum…
Yakın çevreme sormak lazım. Geçen senenin son ayları, bu senenin yeni doğum günüme iki gün kalan şu yaşadığımız Ocak ayı çok sert geçti hayatımın üzerinden. Yinede bu sertliğin ruhumu zedelediğine emin değilim. Ama bazen bunun kalemime yansıdığını fark ediyorum. Ve hatda söyleyenlerde olmuyor değil.
Aman diyorum hiç olmazsa yansıması kağıtta kalıyor…
Yinede yanlış değil mi bu sizce?.. Bence yanlış…
Hâlbuki kırmak gerek en fazla içimize yerleştirdiğimiz buzları eriterek, birden bire bütün samimiyetinizle, uzatıp bıktırmadan, yıpratmadan sevgiyi, henüz yakamıza yapışmamışken umarsızlık, 9 yaşındaki samimiyetiyle bir ” Emine” kadar olmak lazım. Dünyamızı yaşanır kılabilmemiz için, hepimizin Emine olmak olmalı hedefimiz…
Kalpte, zihinde, yüksek yüksek duvarlar örmek yerine, köprüler kurmak gerek dostlar. Ardımız engin bir denizdir, ışıktır. Gelin o duvarları yıkalım ve ışık tüm ihtişamıyla girsin içeri, aydınlatsın gönüllerimizi… Duvarları yıkamıyorsanız bir pencere açın bu duvar, hem kuşları görürsünüz, belki çiçek koyarsınız önüne. Ne bileyim işte bulursunuz bir şeyler…
Nefes almak değildir yaşamak.İçindeki sevgiyi uzaklaştırma kendinden,yoksun bırakmamak için,olmazları var kılmak için, her mevsimde bahar gibiymişcesine yaşayabilmek için,hak etmeseler de yüreğinin sesini kendi sesinle bastırmadan, önce benliğimize dürüst olarak haykır sevgini, umut ettiğini..İsterse kırılsın bütün umutların..Değer bilsinler,isterse, kırsınlar her parçasını hayallerinin…
Bütün parçalar yeniden birleşmek içindir. Kırıldıkça bütünleşir insan. En azından ben “başardım “ demek için, bir adım at ilk kez.
“Seviyorum” de can bildiklerine, canından can çıkmadan…
BİRLİKTE KIRALIM ZİNCİRLERİ IŞIK AYDINLIK İÇİN…
SEVGİ YAŞANMAK İÇİN…
DUVARLAR YIKILMAK İÇİN…
UMUT HERKES İÇİN…
Evet dostlarım yıkalım duvarları ve gönüllere köprüler kuralım…
Ve bugün kapınız sevmeyi bilen güzel insanlara açılsın, bugün telefonunuz güzel haberler için çalsın, bugün hep beklediğiniz ve düşlediğiniz güzel şeyler düş olmaktan çıkıp gerçekleşsin. Kazasız, belasız, acısız, dertsiz güzel bir gününüz olsun inşallah…
Atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Hayatınıza anlam katan, güzel olan ve sizleri mutlu eden ne varsa hep hayatınızda kalması dileğiyle mutlu, umutlu, acısız, gözyaşsız, sağlıklı bir Perşembe günü dilerim…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel… Gününüz aydın, mutluluğunuz daim, neşeniz bol, sağlığınız yerinde ve hayat ağacınızın dallarına asılacak, sevgiye giden yolda, gönlünüzce sevgi dolu günleriniz olsun…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde, görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#