Solaklık, hareketlerde, ince işlerde ve görsel, işitsel algılamalarda kendiliğinden vücudun sol yarısının kullanılmasıdır. Solaklar yazı yazarken, resim yaparken… sol ellerini, topa vururken, tekme atarken… sol ayaklarını, göz kırparken sol gözlerini, telefonla konuşurken sol kulaklarını kullanırlar.
Solakların toplumdaki oranı, ülkeden ülkeye değişmekle beraber, dünya nüfusunun %6-13’ ünün, ortalama olarak da %10’unun solak olduğu tahmin edilmektedir. Solaklık erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülür. Anneleri solak olan çocukların solak olma ihtimalleri daha yüksektir. Ülkemizde yapılan bir araştırmada, solakların oranı %5.5 olarak bulunmuştur.
Solaklık neden olur?
Solaklığın oluşumu konusunda pek çok teori vardır. Bunlar içinde en çok yaratılış ve alışkanlık teorileri gözdedir. Yaratılış teorisini savunanlar, solaklığın soyaçekim, iç organların eşit olmaması, vücudun her iki tarafındaki temiz kan damarlarının aynı hızla gelişmemiş olması, kol kemiklerinin aynı büyüklükte olmaması ve çocuk henüz doğmadan ana rahmindeki duruşunun yarattığı farklılıklardan kaynaklanabileceğini ileri sürerler.
Alışkanlık teorisi ise, çocuğun sağ veya sol elini kullanmasını, öğrenmeye, yani ana-babanın ya da bakıcısının çocuğa verdiği alışkanlıklara bağlar.
Bu teorilere göre, solaklık anormal bir durum değildir.
Patolojik solaklık
Solaklık bazı kişilerde patolojik bir durum, yani bir hastalık olarak kabul edilir. Bunun da, bebeğin anne rahminde gelişimi sırasında karşılaştığı beyin hasarından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Genel olarak, beynin sol yarısı sağa göre daha yavaş geliştiğinden, beynin oluşumu sırasında ortaya çıkan bir problem beynin sağ yarısının hakim olmasına, bu da solaklığa neden olur. Çünkü beynin sol yarısı vücudun sağ tarafını, sağ yarısı da sol tarafını kontrol eder.
Son yılların en ilginç teorisi ise, solaklığın fetüsün anne karnındaki gelişimi sırasında fazla miktarda testosteron oluşumu ile ilgili olabileceğini ileri sürmektedir. Erkeklik hormonu olan testosteron fazlalığında, ya da testosterona aşırı duyarlılık durumunda beynin sol yarısının gelişmesinin yavaşladığı ve beynin sağ yarısının hâkim olduğu ve bunun da solaklığa yol açtığı düşünülmektedir. Solaklığın erkeklerde daha çok görülmesi de testosteronla ilgili teoriyi desteklemektedir. Ayrıca, testosteron timüsün ve talamusun gelişimini de etkileyerek oto-immun ve alerjik hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.
Eskiden tek yumurta ikizlerinin yüzde onunun farklı ellerini kullanması, solaklığın genetik olmadığına kanıt olarak gösterilebilir. Oysa İngiliz bilim adamları geçtiğimiz günlerde insanların solak olma ihtimalini artıran geni bulduklarını açıkladılar. Habere göre, ‘LRRTM1′ adlı gen, beynin hangi bölgesinin, konuşma ve duygulanma gibi görevleri yerine getireceğinin belirlenmesinde rol oynuyor.
Toplum solaklığa nasıl bakıyor?
Solaklık birçok kültürde ve dinde anormal bir durum olarak kabul edilir. Solak olmak bir çeşit özür olarak, kusur olarak görülür. Mesela, şeytan solaktır. İyilik melekleri sağımızda, kötülük melekleri solumuzda bulunur. İbadetlerde de sağ hep önceliklidir. İngilizce`de sağ anlamına gelen `right` kelimesinin kökeni, Latince’ de doğruluk, düzenli olma, adalet anlamına gelen `rectus` kelimesine dayandırılır. Sol anlamındaki `left` ise, zayıf ve kullanışsız anlamında eski İngilizce`de kullanılan ‘lyft’ kelimesinden türetilmiştir.
Sol taraflarını kullananlar için solak denir, ama sağ el, sağ bacak, sağ göz… kullanımı o kadar doğaldır ki, bunu belirtmeye bile ihtiyaç hissetmeyiz. Bu nedenle de, sağak ya da sağlak terimlerini pek az duyarız.
Türkçe’ de de aksiliği üzerinde olan, ters hareketler yapan, inat eden kişiler için `sol tarafından kalkmış` deyimi kullanılırken, akla uygun, yerinde ve doğru karar verme yeteneği olanlar için `sağduyulu` denilir.
Arap ülkelerinde ve Hintliler arasında sol el, geleneksel olarak `kirli` sayılır. Bu yüzden, kişisel temizlik için kullanılırken, yemek temiz sayılan sağ elle yenir. Bazı kültürler hırsızları cezalandırmak amacıyla sol elini keserler. Eskiden Japonya`da erkek, karısının solak olduğunu öğrendiğinde bu bir boşanma nedeniydi.
Solaklarda sık görülen hastalıklar
Solakların, genel olarak sağ ellerini kullananlara göre daha kısa yaşadıkları bilinir. Çünkü bir kere dünya düzeni sağaklara göredir, mesela aletler hep sağ elini kullananlara göre yapılmıştır. Solaklar daha çok kazalara maruz kalırlar, daha çok yaralanırlar ve ölürler.
Ayrıca, bazı hastalıklar ve rahatsızlıklar solaklarda daha fazla görülür. Bunların başlıcaları, diyabet, inflamatuar bağırsak hastalıkları (ülseratif kolit, Crohn hastalığı), migren, sağırlık ile pek çok ruhsal ve sinirsel bozukluklar (saldırganlık, alkolizm, otizim, ilaç bağımlılığı, öğrenme güçlükleri, uyku bozuklukları, şizofreni, kekemelik…)’dır.
Hatta solaklığa ister kadın ister erkek olsun homoseksüellerde iki misli fazla rastlandığı da bildirilmiştir.
Türkiye’ e solaklarda astım riski de yüksek
Son yapılan araştırmalar, solaklarda astım ve allerjik hastalık riskinin de daha yüksek olabileceğini de göstermiştir. Benim yaptığım bir anket araştırmasında, 215 allerjik astımlının 23’ ünde (%10.6) solaklık saptanırken, astımı olmayan ve 195 kişiden oluşan kontrol grubunda bu oran %4.1 olarak bulunmuştur. Bu verilere göre, alerjik astımlılarda solaklık ihtimali astımı olmayanlara göre 2.5 misli fazla bulunmuştur.
Solaklığın iyi yönleri de var
Solaklık için bu kadar olumsuz şeyler söyledikten sonra, biraz da onların içini açacak bilgiler verelim. Araştırmalar, müzik, spor ve resim alanında solakların sağ taraflarını kullananlara göre daha başarılı olduklarını açıkça ortaya koyuyor. Aşağıda isimlerini verdiğim ünlü solaklar bunun en iyi kanıtı.
Leonardo Da Vinci, Michelangelo, Rafael, Picasso… gibi ressam ve heykeltraşlar.
Beethoven, Mozart, Ringo Star, Phil Collins … gibi müzisyenler.
Büyük İskender, Sezar, Fidel Castro, Napolyon… gibi devlet adamları.
Marlyn Monroe, Greta Garbo, Charlie Chaplin, Demi Moore, Tom Cruise… gibi sinemacılar.
Einstein, Sergen Yalçın, Pele, Maradona…. ve daha niceleri.
Orhan Veli`nin bir şiiri ile sözü bağlayalım:
Sarhoş oldum da
Seni hatırladım yine
Sol elim
Acemi elim
Zavallı elim
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.