GÜL DİKENİ
KALDI…
Zaman ağırlaştı, Tarihler tamam.
Dahi Mihrâbını beklemez imam.
Müezzin/Cemaat yediği haram.
Eklolacak Edep/Erkân mı kaldı?
HİCRÂNİ
DÜNYANIN YENİ VEBÂSI: KORONAVİRÜS MÜ?…
“Felâket Dellallığı” yapmayı seven bir toplum olarak,Veba’nın bir benzeri olan Korona Virüs; şu anda dünyanın başta gelen gündeminde…
Önce medyadan bazı araştırmaları buraya alalım:
“Çin’de 571 kişiye, şiddetli akut solunum yolu sendromu ile benzerliği bulunan yeni tip koronavirüs bulaştı, 25 kişi bu nedenle hayatını kaybetti. Ülkede salgına dönüşen yeni koronavirüsü nedeniyle toplu ulaşım geçici olarak gerçekleştirilemeyecek. Bilim insanları virüsün yarasalardan değil de yılanlardan ortaya çıktığı sonucuna vardığını açıkladı. Yapılan araştırmaya göre, Çin’in Wuhan kentinde hastaneye kaldırılan ilk hastaların çoğunluğunun deniz ürünleri toptan satış pazarının çalışanları veya müşterileri olduğu dikkati çekti. Koronovirüs hızla yayılıyor ve 25 Ocak’ta 7 milyon Çinli yeni yıl kutlaması için seyahat edecek.
Çin’de koronovirüsünden ölenlerin sayısı 25’e yükseldi. Vaka sayısı ise 830 olarak açıklandı.
Ulusal Sağlık Komisyonu toplam 830 Koronovirüs vakasının olduğunu, ölü sayısının ise 25’e yükseldiğini doğruladı. Yapılan açıklamada, “23 Ocak saat 24.00 itibariyle, Ulusal Sağlık Komisyonu 29 şehirde (otonom bölgeler dahil) toplam 830 yeni corona virüs vakası tespit edildi. 177 ağır vaka ve 25 ölüm.
Hubei eyaletinde 24, Hebei eyaletinde bir ölüm dahil” ifadeleri kullanıldı.
Salgından ölenlerin sayısı 25’e yükseldi.
8 binden fazla kişinin ise tıbbi gözlem altında olduğu da bildirildi. İlk olarak Wuhan şehrinde görülen hastalık Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2019-nCoV veya yeni tip Koronovirüs olarak adlandırılmıştı.
Wuhan’dan yayılan yeni tip Koronovirüs vakaları Hong Kong, Makao, Tayvan, Tayland, Güney Kore, Japonya ve ABD’de halihazırda saptandı. Virüsle ilgili endişeler dünya çapında yayıldı.
Endonezya’da Korona virüsü taraması yapıldı.
Daha önce bilinmeyen bir zatürre salgını, daha sonra yeni tip bir Koronovirüs olarak tanımlanan salgın hastalık Aralık ayı sonunda Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıktı.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve ülke geneline yayılan yeni tip ölümcül Corona virüsü için hava alanlarında tedbir ve denetim arttırıldı. İstanbul Havalimanın’da kurulan sistemle Çin’den gelen yolcular taramadan geçirildi.
Icou yerel hükümetinden yapılan açıklamaya göre, ülkede salgına dönüşen yeni koronavirüs nedeniyle toplu ulaşım geçici olarak gerçekleştirilemeyecek.
Hubey eyaletine bağlı Huanggang yerel hükümeti de kentte toplu ulaşımın gece yarısı itibarıyla duracağını bildirdi.
Hong Kong’ta corona salgını hızla yayılıyor.
Hükümet, özel bir durumu olmayan vatandaşların şehirden çıkışının askıya alınacağını duyurdu.
Ayrıca şehirdeki, tüm sinema, internet kafe, turizm ve eğlence mekanları ikinci bir açıklamaya kadar çalışmayacak.
Dün itibarıyla Hong Kong ve Makao Özel İdari Bölgelerinde birer kişide saptanan virüs, ABD, Japonya, Güney Kore’de birer, Tayland’da 3 kişide tespit edilmişti.
Salgından şüphelenenler sağlık ekipleri tarafından hastaneye ulaştırıldı.
Vuhan’da dün havaalanı ve tren istasyonları, giden yolculara kapatılmış, toplu ulaşım askıya alınmıştı.
Korkutan virüs THY uçağında kontrole alınan şüpheli yolcuda çıkmadı
Korkutan virüs THY uçağında kontrole alınan şüpheli yolcuda çıkmadı
Virüs yarasalardan değil yılanlardan insanlara geçti
11 milyonluk Wuhan kenti ve bu kente komşu iki şehrin dış dünyayla bağlantısı tamamen kesilirken Çinli bilim insanları yeni bir açıklamada bulundu.
Bilim insanları virüsün yarasalardan değil de yılanlardan ortaya çıktığı sonucuna vardığını açıkladı. Yapılan araştırmaya göre, Çin’in Wuhan kentinde hastaneye kaldırılan ilk hastaların çoğunluğunun deniz ürünleri toptan satış pazarının çalışanları veya müşterileri olduğu dikkati çekti.
Virüsün canlı hayvan pazarından çıktığı açıklandı.
Wuhan’da işlenmiş etler ve canlı hayvanların yanı sıra yemek için yılanlar da satılırken, bu yılanların genellikle vahşi doğada yarasa avlayarak beslendiği aktarıldı.
Çinli bilim insanlarından corona virüsü açıklaması: Yılanlardan insanlara geçti
Çinli bilim insanlarından corona virüsü açıklaması: Yılanlardan insanlara geçti
Virüs Singapur ve Vietnam’da da ortaya çıktı
Koronovirüsü Çin’in ardından, Singapur ve Vietnam’da da ortaya çıktı. Singapur Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ülkeye seyahat amacıyla gelen bir Çin vatandaşında Koronovirüsü tespit edildiği bildirildi. Pazartesi günü 9 arkadaşıyla beraber Wuhan’dan Singapur’a gelen 66 yaşındaki erkek hastanın, Shangri-La Rasa Sentosa beldesinde konakladığı bildirilirken, Bakanlığın Bulaşıcı Hastalıklar Müdürü Doçent Doktor Vernon Lee, “Olası yayılmanın kontrol edilmesi için tüm önlemler alınacak” açıklamasında bulundu.
Vietnam’da virüs nedeniyle iki kişinin hayatını kaybettiği açıklanırken, Filipinler’de ise perşembe günü itibariyle Çin’in Wuhan şehrine yapılan uçuşların iptal edildiği duyuruldu. Hindistan’ın Kerala eyaletinden bir Hintli hemşirede virüsün tespit edilmesiyle beraber, üç Hint vatandaşının da Suudi Arabistan’da gözetim altında tutulduğu bildirildi. Kerala Eyalet Valisi Pinarayi Vijayan, Merkezi Hükümet’ten acil müdahale talebinde bulundu.
İlk olarak Çin’in Wuhan şehrinde Aralık ayı sonlarında tespit edilen virüse şuana kadar ABD, Japonya, Güney Kore ve Tayland’da rastlanmıştı.”
Medya’dan satır başları böyle…Ateşe körükle gitmenin bir rant kapısı olduğu gerçeğinde; Toplum olarak böyle felâket haberlerini daha çok seviyor, hayatımızdan çıkarmıyoruz.
Tarihi tetkik ettiğimiz zaman; bir zamanlar VEBA denen virüs, hastalık milyonları mezara sokmuş.
Büyük veba salgını, tarihte yaşanılmış birçok savaştan daha fazla can kaybına sebep olmuş bir felakettir. Etkisi o kadar büyüktü ki birkaç yılda 100 milyona yakın kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Veba salgını 1347-1351 yılları arasında Avrupa’da meydana gelmiştir. O zamanlar Avrupa’da yoğun nüfus artışı yaşanmış, bunun sonunda da kıtlık dönemine girilmiştir. Büyük veba salgınının kıtlık döneminin hemen arkasından gelmesi haliyle Avrupa’nın bu durumla mücalesini çok zorlaştırmıştır. Salgın ilk olarak yoksul ve bakıma muhtaç insanlarda görülmüş, salgının yayılmasıyla birlikte üst tabakadaki kesimin de etkilenmesi kaçınılmaz olmuştur. Tarihten tanıdığımız vebaya yenik düşen kişiler ise; Aragon Kralı 4. Pedro ve eşi Leanor, İngiltere Kralı 3.Edward’ın kızı Jon’dur. Cnterbury’de de iki başpiskopos vebadan dolayı ard arda hayatlarını yitirmiştir.
Veba, Çin ve Orta Asya’da başlamış buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Veba’nın Avrupa’ya ulaşması Asya’lı tacirenlerin Çin’den satın aldıkları vebalı kürkleri Avrupa’ya satması yoluyla bulaşmıştır. Gemide yaşayan pire ve farelerin de bu hastalığın yayılmasında etkili oldukları söylenmektedir. O sıralar Kırım Ttarları’nın reisi Canıbek, Ceneviz limanını kuşatmış ve kendi vebalı adamlarını mancınıkla şehrin içine fırlatıp hastalığı İtalyan’lara bulaştırmıştır. İtalyanlara bulaşan vebayla ilk karşılan şehirler Cenova, Messina ve Venedik olmuştur. Sonrasında Veba Salgını, 1348 yılında Paris’e kadar gelmiş 1349’da ise Londra’yı etkisi altına almış İskoçya ve İskandinavya’dan sonra da başlangıcı olan tatarların yurduna tekrar ulaşmıştır. Floransa’da 90.000’den 45.000’i, Fransa’da 125.000, İngiltere de 1.000.000 kişi ve Venedik’de ise nüfusun %75 ‘i veba salgınından ölmüştür. Suriye, Lübnan, Mısır, Hatay, Mekke, Yemen ve daha birçok şehir, toplamda tüm dünyanın büyük bir kısmı veba hastalığından hayatını kaybetmiştir.
Eyüp Sabri Paşanın”Mir’âtül-Haremeyn”isimli Kitabına;
Şeyh Ahmet Duhani isimli zâtın naklettiğini aktardığı ibretli bir kıssa bize ders olacak niteliktedir. Rasim Bozkurt dostumuzun gönderdiği bu hatırat ile yazımı bitirmek ismtiyorum:
GEÇMİŞ TARİHTE MEKKEDE VEBÂ VİRÜSÜ
Bundan evvel Mekke-i Mükerreme’de gayet dehşetli veba hastalığı olmuştu. Gerek hacılar ve gerek ahali yollarda gidip gelirlerken birdenbire düşüp vefat ederlerdi. Cenazelerin çokluğundan yollarda yürümek, Mescid-i Harâm’a gitmek imkânsız bir hale geldi.
Hastalığın en ziyade dehşet verdiği günlerde beni de korku sardı ve namazlarımı evde kılmaya karar verdim.
Fakat ikindi cemaatini feda edemeyip Harem-i Şerife gittim ve namazdan sonra Safâ kapısından çıkıp güçlükle Safâ dağı eteklerine kadar gidebildim.
Yolun iki kenarında birçok kimse yatıp kalmış ve cenazelerden sa’yetmek imkânı kalmamış idi. Cenazelerin çokluğundan ürküp daha ileri hareket edemedim, cansız bir ceset gibi Safâ’ya dayanıp kaldım.
Bir müddet sonra kulağıma şöyle bir ses geldi:
“Sen utanmaz mısın?
‘Ecelleri geldiği vakit bir saat geri de kalamazlar, ileri de gidemezler’ mealindeki Yunus Sûresinin 49.âyet-i celîlesine inanmaz mısın?
Oldukça âlimsin, epeyce tefsir ve hadis kitapları okudun, îmân ağacı gönül bahçende kök tutup karar kıldı.
Li-îlâfi Kureyş sûre-i celîlesini okumaya devam edersen hiçbir şeyden korkmazsın.
Ve bu sırrı her kime söylersen vehim belâsından onu da kurtarmış olursun.
Vah vah ayıptır, hem de günahtır.
Sanki o saate kadar cansızmışım da bu ses kulağımdan bana bir ruh üflemiş gibi titreyen vücuduma taze bir hayat geldi, vesveseden hiç eser kalmadı.
Sesin ilhâm olduğunu anlayıp Kureyş Sûresini okuyarak evime döndüm, aileme “Li-îlâfi” sûre-i celîlesine devâm etmelerini tenbih eyledim. Korku ve dehşetin ehl-i beytimden dahi zâil olduğunu görünce artık her kime tesadüf ettim ise emrolunduğum üzere bu sûreyi okumalarını tavsiye ederdim.
Elhamdülillâh, bu mübârek Sûreye devam edenlerin hiçbirinde vehimden eser kalmadı.
Bu asrın kaosunda, zamanın hüsranında, sapla/samanın birbirine karıştığı yozan ve cahil anlayışlarda, okuyanlar ne der, nasıl düşünür, bilemem.
ANCAK; Akıl sahipleri, İman-ı Kâmil olanlar, O’na şeksiz/şüphesiz teslim olanlar, Şeytan’ın esiri olmayanlar müstesna…