Teknoloji ile geliştirilen robotların, yapay zekânın, tarımda insan gücünü en aza indireceği beklenmektedir. AB’de de şimdiden tek bir kişi ile yüzlerce hayvanı barındıran işletmeler oluşmaya başlamışsa da tarımda insan gücü en önemi unsurdur. Tarım işletmelerinde işletme sahibi ve ailesi ülkenin çiftçi nüfusunu oluşturur.
Nepal, Nijerya, Habeşistan gibi ülkelerde hala nüfusun %80 civarı tarımla uğraşıyorsa da ABD ve birçok AB ülkelerinde bu oran %2’nin altına inmiştir. Çiftçi nüfus hareketleri hemen hemen her ülkede hep düşüş göstermiştir ve bu böyle devam edecektir. Ülkemizde 1935 yılında yüzde 76 düzeyinde olan kırsal nüfus, günümüzde %7,7’lere düşmüştür. Fakat bu düşüş toplumda iki karşıt görüşün tartışılmasına neden oluyor:
• Batı, ileri teknoloji ile %2 gibi az çiftçi nüfusu ve dolayısıyla daha ucuza maliyetle ülke insanlarını doyururken, Türkiye’nin %7,7 civarındaki nüfusu daha da azaltması gerekmiyor mu?
• Özellikle azalan genç çiftçi sayısı ve terkedilen tarım arazilerimizle, yarınlarda tarımsal üretimimizi nasıl garanti edebiliriz?
İşte bu konu, tarımsal stratejilerle ilgili idari birimler ve konu ile ilgili akademisyenlerin uğraş alanına girmektedir. Burada, küçük aile işletmelerini teşvik veya genç çiftçiyi destek programları pek kalıcı bir çözümmüş gibi görünmüyor. Çünkü sektör diğerlerine göre en az gelir getirmektedir.
Yarınların tarımsal işletmeleri, rekabet gücüne sahip olabilmek için, ekonomik bakımdan optimum büyüklükte olmak ve profesyonelce yönetilmek zorundadırlar. Gerek bugüne kadar tarım dışı kalan ve gerekse bundan sonra boşalacak arazilerin tekrar tarıma kazandırılması için “orta” ve “büyük” işletmelere dönüşüm kaçınılmaz görünüyor. (Açıkgöz 2017:
http://blog.milliyet.com.tr/teknolojik-yenilikler-tarimsal-nufusu-daha-ne-kadar-azaltacak/ Blog/?BlogNo=551437).
Maalesef serbest dünya pazarında, artan ve sabitlenemeyen girdi maliyetleri ile ürün fiyatlarının dengesi kolay kurulamıyor. Ve dolayısıyla çiftçinin gelir garantisi yok. İşte tarımdan kopmalar, kaçmaların, hatta çiftçi intiharlarının ana nedeni bunlardır. Ayrıca sosyal açıdan bakıldığında hangi birey, hafta sonu veya genelde tatil yapamadığı mesleği seçmek ister.
Birçok ülkede tarım sektöründe görülen intihar oranların hiçbir diğer sektörde rastlanmaz. Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin yanında Fransa’da, Almanya’da çiftçi intiharları, her ne kadar medyada yer almasalar da azımsanamayacak gibi değildir. Hindistan’da çiftçi intiharlarının sosyo-ekonomik analizlerinde durum oldukça derine inilmiştir. GDO pamuk tarımının intiharların nedeni olduğu iddiaları üzerine yapılan bir araştırmada, 1995-2011 yılları arasında 250.000 intihar olayın gözlenmiştir. Söz konusu intiharların en çok yaşandığı 5 eyalette pamuğun ana ürün olmadığı saptanırken, zaten transgenik pamuk tarımının da 2002 yılında başladığı belirtilmiştir (Tablo). Söz konusu analizde intiharların ana nedeni olarak üretim maliyetlerinin artması, kurak, don, aşırı yağış gibi İklimsel nedenlerle beklenen ürünün alınamaması, istikrarsız pazar, işletme kredisinin zamanında ödenememesi, bankaların yerine tefeci ile çalışma gibi kredi sistemleri ve birçok diğer neden sıralanmıştır.
Tablo: Hindistan’da yıllara göre yuvarlatılmış yıllık intihar sayıları
1995 1997 1999 2001 2003 2005 2007 2009 2011
10100 13500 15200 15950 15700 17000 16000 15300 14000
Not: Hindistan’da GDO ekimleri 2002 yılında başlamıştır.
ABD’de Durum: Yıllara bağlı olarak, çiftçilerin tüm ülkelerde geçici olarak sıkıntılar yaşaması hiç de nadir değildir. Günümüzde ABD’de bazı eyaletlerdeki üreticilerin yaşadıkları maddi sıkıntıların iflaslarının nedeni ise tamamen politiktir. Günümüzdeki Dünya ticaret savaşı mağdurlarının başında ABD’li çiftçiler gelmektedir. Çin’in karşı atak olarak soyaya %50 ilave vergi koyması ile, Illinois, Indiana ve Wisconsin çiftçilerinde, 2008 yılında görülen iflaslar Wall Street Journal haberine göre günümüzde ikiye katlanmıştır . Bu artışta mısır, soya fasulyesi ve diğer çiftlik ürünleri Brezilya gibi ülkelerin rekabet güçlerinin artmasının da payı küçümsenemez.
Avrupalı çiftçiler neden intihar ediyor? Fransa Ulusal Sağlık Enstitüsünün bir araştırma rapora göre, devletin tüm tarım desteklerine rağmen çiftçiler arasında intihar oranlarının son 40 yılda giderek arttığı izleniyor. Yine aynı araştırmaya göre, çiftçilerin yüzde 30’u ayda 350 Euro’dan az kazanıyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun, 2020’den sonra çiftçilere verilecek sübvansiyonları yüzde 5 düşürecek olması çiftçileri endişelendiren en önemli konuların başında geliyor.
Özerk Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol’ün 18 Mart 2014’de Rusya tarafından yasa dışı ilhak edilmesi ve Ukrayna’nın doğusunda çıkan olaylardan sonra Avrupa Birliği, ABD ve diğer ülkeler Rusya’ya bazı stratejik mallarda ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlamıştı . Bunu Rusya’nın bu ülkelerin tarım ürünlerine ambargosu takip etti. Bazı basın organlarında Rusya’nın gıda ambargosuyla ilgili olarak, “Avrupa tarım sektörünü felç ettiği” yönünde haberlerini, Fransız çiftçilerinin traktörleriyle Paris gösterisi takip etti. Kamuoyunda tarım politikalarının değişmesi gerektiği dile getirilmeye başlandı. Gerçekten de Fransa domuz eti ve elma pazarında ciddi sıkıntılar yaşanmaktaydı. Birleşik Krallık ve Almanya’nın tarımsal ürün ihracatında ön sıralarda yer alan Rusya pazarı kaybının, 80 milyar dolarlara ulaşacağı endişesi, yetkilileri bazı acil atılımlara yönlendirdi. Fakat bazı atılımların zamanlamasında sorunlar yaşandı.
Fransa, AB ülkeleri içinde tarım ve gıda üretiminde ilk sıraya yer alıyor. Fransa’nın toplam tarım ve gıda ürünleri ihracatı, 65 milyar Euro’yu geçiyorsa da Tarım Bakanlığı’na göre çiftçilerin yüzde 10’unu iflasın eşiğinde bulunuyor.
Avrupalı çiftçilerin intiharında gelecek kaygısı, yaşı ilerlemiş çiftçilerin teknolojinin-dijitalleşmenin getirdiği yeniliklere ayak uydurmada yaşadıkları zorluklar ve bürokratik prosedürler gibi nedenler öne çıkmaktadır.
Genelde çiftçilerin gelirlerindeki gerilemeler, fiyat istikrarsızlığı, maliyetlerin yükselmesi ve aşırı iklim olaylarından kaynaklanmaktadır. O nedenle gelecekte, sera ve bazı özel durumlar dışında, küçük işletmelerin yaşama şansı ancak hobi işletmeler seviyesinde devam edebilir. Tarımsal uğraşlarda üreticinin genelde yalnız başına olması, belki de gençlerin tarım dışına yönlenmesinde ana etkendir. Türkiye’de çiftçi intiharlarının yaşanmamasında ana neden tevekküldür.
Nazimi Açıkgöz
Not: Bu yazı https://nazimiacikgoz.wordpress.com/2020/02/22/dunyada-ciftci-intiharlarinin-nedeni-teknoloji-mi/ bloğundan özet