Dünya savaşı söyleminin yükseldiği bir süreçten geçiyoruz.
Örtülü savaşlar sürecimin tamamlandığı ve nihai amaca ulaşmak için kirli savaşların yetersiz kaldığı ifade ediliyor.
Amerika hegemonya kaybına uğradıkça, hegemonyasını yeniden inşa etmek üzere hareketlendiği sır değildir. Musul, Yemen, Suriye, Güney Çin Denizi, Libya vs.
Çok yazdım bir kere daha ifade edeyim. Çok uluslu tekellerin (mali sermaye) ulus devletleri yıkma ve bölme amacı, gelip geçici bir amaç değildir.
Ulus devlet emperyalizm çelişkisi; aslında, çok uluslu mali sermayenin milli devletlerle olan savaşından ibarettir.
Dünya savaşının çıkmasına ve çıkmamasını belirleyen unsur; uluslararası mali sermayenin büyümesi veya büyüyememesidir.
Sanayi devrimin tamamlandığı süreçlerde, egemen sermaye veya mali sermaye denetimden çıkarsa, sendikal ve halk hareketleri oluşurdu.
1980 Küreselleşme hareketiyle birlikte, uluslararası mali sermayenin önündeki tüm engeller kalktı.
Ancak, küreselleşmeye ve uluslararası mali sermayenin dizginsiz yol almasına tepkiler oluşmadı. Oluşan cılız tepkileri de, mali sermaye satın alarak yoluna devam etti.
Sermaye küreselleşti. Fakirlikte küreselleşti.
İfade etmeye çalıştığım süreç; ülkemizde de, fütursuzca işledi. Sendikalar, çalışanlar, aydınların emperyalizme karşı tepkileri yetersiz kaldı.
Sendikalar, öğrenciler ve çalışanların tepkileri yetersiz kalınca, cemaatçilik, tarikatçılık gibi sanayi devriminin baskıladığı dini örgütlenmeler kendilerine alan buldular.
Anlattığım sosyo-ekonomik süreç İslam ülkelerinde, daha ağır yaşanır oldu.
Başlangıçta, kendilerine özgürlük alanı açmak için başka kuvvetlerden(ABD) medet uman cemaat ve tarikatlar, iktidarlardan pay almaya başladı.
Sanayi devriminin bir ürünü olan milli devlet bünyesinde, emperyalizm ile çelişkiler yükseldikçe, milli devlet cemaat(tarikat) çelişkisi de su yüzüne çıktı.
Milli devlet emperyalizme direnince, cemaat yapılanmasıyla olan çelişkisi dayanılmaz oldu.
Cemaat temizliği; emperyalizmin ulus devlet içindeki uzantılarının temizliğidir.
İç temizlik tamamlanabilirse, emperyalizm ulus devlet bağlatısı da zayıflayacaktır. Bu da emperyalizmin dorudan saldırısını davet eden unsurdur.
En büyük ulus devlet olan Rusya ile hesaplaşamayan mali sermaye(ABD), Rusya ile işbirliği yapan diğer küçük ulus devletleri ayıklamak üzere yola çıktı.
Ne Türkiye Rusya ilişkilerinin düzelmesi tesadüftür. Ne de, Amerikan devletinin Erdoğan’ı dorudan öldürme tehdidi tesadüftür.
(“Yeni Darbe geliyor Erdoğan hayatıyla ödeyecek” Michael Rubin, AEI. Org adlı sitedeki köşe yazısı)
Özetle, dünya savaşını tetikleyen unsurların başında; ulus devletlerin, Çin ve Rusya etrafında kümeleniyor olmasındadır.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr