Dünya Basın Özgürlüğü Günü
1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun aldığı bir kararla kabul edilmiştir. Amacı, basının demokrasiyi korumaktaki rolünü vurgulamak, etik gazeteciliği ön plana çıkarmak ve dünyada basının sansür edildiği ülkelere mesaj göndermek.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü, aynı zamanda basın mensuplarının karşılaştığı zorlukları ve tehlikeleri de gündeme getirmek için bir fırsattır. Gazetecilere yönelik saldırılar, tutuklamalar ve sansür gibi konularda farkındalık yaratmak ve bu tür olayların önlenmesi için mücadele etmek bu günün önemli amaçlarından biridir.
Birleşmiş Milletler 3 Mayıs Dünya Basın Günü ilan edilmesinin temel gerekçelerini 5 madde halinde sıralamıştır;
1. Demokrasinin Temel Taşı:
Basın özgürlüğü, açık ve şeffaf bir toplum için hayati önem taşımaktadır. Bağımsız ve tarafsız bir basın, halkın bilgi edinme hakkını korur, yetkilileri denetler ve siyasi katılımı teşvik eder. Bu sayede, demokrasinin işleyişi ve gelişmesi için gerekli zemini oluşturur.
2. İnsan Haklarının Korunması:
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve bilgi edinme hakkı gibi temel insan haklarıyla doğrudan bağlantılıdır. Gazeteciler, insan hakları ihlallerini ve adaletsizlikleri ortaya çıkararak, mağdurların sesini duyurmaya ve hesap verebilirliği sağlamaya katkıda bulunur.
3. Toplumsal Gelişme:
Basın, toplumdaki önemli konulara dair tartışma ve fikir alışverişi platformu sağlar. Farklı bakış açılarının sunulması ve eleştirel düşüncenin teşvik edilmesi, toplumsal gelişme ve ilerleme için gereklidir.
4. Güçlü Bir Sivil Toplum:
Bağımsız bir basın, sivil toplum kuruluşlarının ve aktivistlerin çalışmalarını destekler ve kamuoyunun katılımını artırır. Bu sayede, daha adil ve eşitlikçi bir toplum inşa edilmesine katkıda bulunur.
5. Küresel Barış ve Güvenlik:
Basın özgürlüğü, farklı kültürler ve uygarlıklar arasındaki diyaloğu ve anlayışı teşvik eder. Bu sayede, uluslararası ilişkilerde gerilimi azaltmaya ve barışın korunmasına katkıda bulunur.
HANİFİ ÇELİK