Bir “Anneler günü” daha geride bıraktık…
Dört tane evladı doğurup karşılıksız büyüten ve bizi biz yapan o… Dünyanın en güzel, en muhteşem annesi o.. Çok mu abarttım ?.. Yapmayın…
Bence hiç abartmadım. Sizinki de öyle değil mi? Bu güzel, bu anlamlı, bu duygu dolu günde tüm annelerin “Anneler Günü” kutlu olsun..
** ** **
Dünyadaki en kıymetli, kutsal varlığımız annemizdir. Çünkü biz onların sayesinde varız. Annesini çok seven Amerikalı bir genç kızın annesinin ölüm gününün “Anneler Günü” olarak kutlanması için gösterdiği yoğun çabalar sonunda ilk defa 1908 yılında Mayıs ayının ikinci Pazar günü “Anneler Günü“ olarak kutlanır. Daha sonra tüm dünyaya yayılan bu gelenek yurdumuza da 1955 yılında gelmiş ve anneler günü kutlanmaya başlamıştır. Annemizi bir gün hatırlayıp halini hatırını sormak elbette yetmez. Aslında en doğrusu her günü anneler günü gibi görüp ona göre davranmaktır.
Hepimiz Amerikalı bu geç kız gibi duyarlı olmalıyız. Annelerimizi asla ihmal etmemeliyiz.
Ama insanoğlu nankördür…
İşte benim annem Lütfiye …
Ben size kendi annemi anlatmak istiyorum… Çünkü ben onu tanıdım ama her anne aynı değimlidir zaten…
O öyle mükemmel bir kadındır ki 9 ay hiç karşılık bile beklemeden beni ve 3 kardeşimi karnında taşıdı, besledi… Sonra bir gün doğdum ve dünyaya geldim. Göbek bağımı koparttıklarında annelik görevim bitti demedi ve yine benim için mücadele etti. Artık daha çok çaba göstermesi gerekiyordu çünkü her şey artık göbek bağıyla halledilmiyor. Süt emzirdi aylarca hatta yıllarca beklide… Altıma yaptım, değiştirdi ve tertemiz yapıp beşiğime yatırdı uyumam için. Sonra saatlerce başımda durdu, beşiğimi salladı, daha rahat uyuyabilmem için. Çok gece ağladım ve en güzel uykusundan uyandırdım belki de O mükemmel kadını… Ama hiçbir zaman bundan şikayetçi olmadı ve aksine çok mutlu oluyordu benle ilgilenirken… Çünkü o bir anne bense o mükemmel kadının çocuğu…
Yavaş yavaş büyüdüm…
Artık daha çok ilgi gerekiyordu ama biraz da ben olgunlaştığım için işi biraz daha kolay olacak gibiydi. Ama biz çocuklar yok muyuz… Biraz deli dolu oluyoruz sanki…
İyi hatırlıyorum, tertemiz ve ütülü önlüğümü giyip okula giderdim ilkokuldayken. Sonra akşam eve geldiğimde, önlüğüm artık mavi değil resmen toprak rengi olmuş olurdu…
Ama ertesi sabah kalktığımı da üstüme giydiğim önlük sanki dün akşam bıraktığım kirli ve ter kokulu önlük değil, aksine tertemiz ve ütülü…
Dünyanın en güzel, en mükemmel kadını “Benim Annem”
İşte böyle idi benim annem, işte böyle mükemmel bir kadındı benim annem peki ya sizin anneniz? Benim annemden faklı mı? Bence faklı değil, her anne aynıdır… Onlar mükemmel ve bir o kadar güzeller.
Şimdi kocaman olduk ve artık nankörlük ettiğimizi düşünmeye başladık çünkü O mükemmel anne bunca sene bizi büyüttü ve biz onu sadece bir günde hatırlıyoruz…
Annelerimizi sadece bir gün değil her gün hatırlamalıyız, çünkü onlar bunu en fazla hal edenlerden. Onlar sevgiyi en fazla hak edenlerden…
Onları unutmadığımızı hissettirelim…
Annelerimiz hatırlayalım, onlara bir hediye bir çiçek alalım ya da en güzeli yanlarına gidelim, onların mutlu olması için bu bile yeterli…
Hiçbir anne maddi bir hediye beklemez ama her anne yanında çocuklarının olup onları sevmeyi, saçlarını okşamayı ister…
Bu güzel günde annelerimiz yalnız bırakmayalım ve gidip ziyaret edelim, ziyaret edemiyorsak onları unutmadığımızı hissettirelim…
Onların hakları çok büyük…
Sadece öz annemizin mi “Anneler Günü”’nü kutlamalıyız?
Şu an bakıma muhtaç olmasa da sevgimize, şefkatimize muhtaç bu insanların, hiç mi hayır duasına ihtiyaç duymuyoruz, hiç mi evlatlık görevimiz yok… Hadi bu günü fırsat bilelim, hadi hayır dualarını alalım bu mübarek insanların.. Sadece öz annemizin mi “Anneler Günü”’nü kutlayalım… Hayır; şefkate muhtaç, sevgiye muhtaç bir dünya yaşlı insan var çevremizde.. Çok mu zor bir demet çiçekle gönüllerini hoş tutmak için beş-on dakikalık ziyarette bulunmak. Biliyorum bu yazıyı okuduktan sonra bir çoğumuz duygulanacağız ve Pazar günü için gözlerimizi kapatacak ve çevremizde sevgiye muhtaç, şefkate muhtaç yaşlı teyzelerimizi, Semra teyzeleri, Çağla yengeleri, Gökçe nineleri, Binnaz Halaları ve sayamadığım bir çok yaşlı büyüğümüzü ziyaret etme, onları bir anlıkta olsa mutlu etme çabasıyla program yapacağız ailecek… Unutmayalım bizde bir gün o şansa sahip olabilirsek yaşlı olacağız…
Şöyle diyor; Hz. Peygamber:
“Siz atanızı, sırtınızda Hac’a götürseniz bile, yine de hakkınızı ödeyemezsiniz”
Başka söze hacet var mı?
Hepinizin “Anneler Günü” ‘nü en içten duygularımla kutluyorum.
Ve… Ben annemi çok seviyorum! Siz de sevdiğinizi haykırın, O’na ve tüm Kainat’a…
Sağlıcakla kalın, hoşçakalın.