Yeni bir yılın, ilk yeni gününden Gün/aydın Merhaba…
DÜN GECEDEN BU SABAHA NE DEĞİŞTİ?..
Kullanıp kullanıp ardımızda bıraktığımız bir yılın ardından ____ Yeni Bir Yıla Girdik!..
Ben yeni yıla muhteşem keyifle girdim. Neden mi?..
Çünkü tüm çekirdek ailem ile birlikte, doyulmaz bir yılbaşı akşamıydı. Oğullarım, gelin kızlarım, torunlarım ve onlara sahip olmamı sağlayan sevgili eşim ile unutulmaz bir akşamdı…
İşte biz kullara bahşedilen yepyeni bir yıla girdik. İster iyi kullan ister kötü hayat sizin…
Yaşadığımız bu hayat ağacında ise 2022 yılında kimi arzularına kavuştu, kimi beklentilerini bulamadı, kimileri de bu dünyadan sevapları ve günahlarıyla aramızdan ayrılıp ahrete intikal etti…
Kimileri hasta yatağında, kimileri de hastasının başında, kimileri yalnızlığın coğrafyasında 2022 nolu sokaktan çıktı, 2023 nolu sokağın ucunda, henüz ışığın görülmediği, 365 adımlık bilinmez bir yola koyuldu.
“Dün geçmiş zaman, yarınsa gelecek Bugünü dünden yakalamalısın. Mademki her canlı bir gün ölecek; Seni yaratana kul olmalısın…”
“Ben eskiden” diye başlayıp uzadıkça uzayan, ne zaman ve nerede biteceği belli olmayan sözüm ona ders verici konuşmaları, bazen de “ben senin yaşında olsam” la başlayıp, “neler, neler” yapacağının sıralanışını çok duymuşsunuzdur. Oysa eski günler gitmiş, yeni gün gelmiştir. Başka yeni günlerin geleceğinden ne kadar emin olabiliriz.
Mevlana: “Dünya üç gündür; dün, bugün ve yarın. Dün geçti. Yarının geleceği belli değil. Öyle ise; bugünün kıymetini bil!” der.
Can Yücel, insan ömrünün bir gün olduğunu şöyle açıklar: “Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti yarın meçhuldür… O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür…”
Acısıyla tatlısıyla koca bir yılı daha geride bırakıp yeni bir yıla başladık. Her ne kadar “acısıyla-tatlısıyla” desek de geride bıraktığımız yılın hem dünyada hem ülkemizde çok da tatlı anılar bıraktığını söyleyemeyiz.
Daha güzel günler ve yarınlar için umutla karşıladık yeni yılı.
Çünkü her yeni başlangıç yeni umutlara gebedir. Şöyle veya böyle her insanın geleceğe dair umutları, beklentileri vardır, bu nedenle insanoğlu her yeni başlangıcı kendince kutlar ve kutsar.
Her Yeni Yıl, yeni tazelenen umutların, çoğalan sevgilerin habercisidir denir…
Her yeni yılda klasikleştiği üzere herkesin beklentileri var. Biz her zaman olduğu üzere kendi adımıza Türk dünyasın ve Müslüman âleminin birliğini, huzurunu, refahını, bağımsızlığını ve sağlığını istiyoruz.
Biten bir yılı dün gece 12.00 da kullanıp kullanıp paçavra gibi çöpe attık ve yeni başlayan yepyeni bir yıla da umutla gülerek sarıldık sanki kırk yıllık ahbapmışız gibi.
Daha ilk günün başındayız ve bu sabahın ilk güneşini gördük. Değişen ne var diye düşündüm. Güneş yine sancılı doğdu, balkondaki kumrular yine yem istedi.
Yeni yıla girerken Rabbimden diledim ki ülkem ve dünya, hastalıktan, kaostan, Türk Dünyası eziyetten, Müslüman coğrafyası me- zalimden yeni yılda kurtulsun.
Beyaz umutlar. Yeni yılda /Yeni umutlar/ Yeni beklentiler/Yeni planlar/ Yeni hayaller, değişimler ve dahası. Yapılması planlanıp da tamamlanmamış ve hep de bir sonraki yeni yıla ertelenmiş duran bir dolu yeni hayal ve arzu…
Bunca şeyler yaşanmış eski bir yılın ardından, gelmiş olan yeni bir yıldan bu kadar umutla söz etmek herhalde boşa bir çaba değildir. Dahası umutla bakmak, hala iyimser olmak ve iyi şeylerin yaşanacağı inancına sahip olmak da çok yerinde bir tutumdur bana göre.
Fakat her sorun için yeni yıla odaklanmak biraz kolaycı bir yaklaşım olacaktır. Aslında gelin bu sene, yeni yıl için yaptığımız planların arasına bir de kendimizi keşfetmeyi ekleyelim.
Kendimizde büyük değişimler yaratmak için çabalamaktan öte, içimizde büyük keşifler yapmanın yollarını arayalım. Hayatta bir sihirli değnek olmadığına göre, belki de bu yolla yeni yılın bir tatlı cadı olmadığını da anlamış olacağız. O yüzden en büyük yenilikler bizim içimizde, bunu unutmayalım. Keşfetmek keyifli olacaktır… Keşfederken içimizdeki sevgiyi ve paylaşımcılığı ertelemeyelim.
Gelgelelim bazıları için de yılsonları biraz buruktur. Hele de yaşı biraz orta yaşın üzerinde olanlar için ‘zaman yine ne çabuk geçti’ cümlelerinin kurulduğu o sitemkâr zamanlardır. İtiraf etmeliyim ki ben de zaman zaman bu hisse kapılanlardan biriyim. Belki de birçoğunuzdan fazla. Çocukluğumdaki o yılbaşı heyecanları yerine şu an galiba daha çok buruk bir his içindeyim.
Her ne kadar buruk bir his yaşıyorum desem de aslında, yeni bir yıl için planlar yapmaktan da kendimi alamıyorum.
Geleneksel bir adet olsa gerek plan yapmak, hayal kurmak. Yeni bir yılın en büyük umut vadedici sözcüğü her halde ‘yeni’ kelimesi ile başlaması olsa gerek. Zira bizler yeni olan her şeye biraz daha çok heyecanla yaklaşırız nedense.
Yine gerçek, yine yaşananlar bize kurduğumuz hayalleri unutturdu. Gerçekleri bir tokat gibi suratımıza çarptı maalesef. Bu kadar da umutsuz konuşmamak lazım değil mi, mutlaka güzellikler de yaşandı biten yılda.
Öyle bir yılı geride bıraktık ki; Corona virüs salgını, grip mi değil mi anlaşılmayan bir hastalık başta olmak üzere, silah sesleri, patlayan bombalar, çatışma, şehit cenazeleri, kadın cinayetleri, masum insanların katledilmesi, tecavüzler, eşlerin birbirilerine ihanetleri, bebeğini sokağa atan terk eden anneler, katliamlar, trafik canavarı, uzattıkça uzar bunlar ama tüm bunların üstüne tuz biber olan hele hele ekonomik sıkıntı, insanlara ve hayvanlara me-zalim, ağaç katliamı, hava kirliliği, küresel ısınma say da dur daha neler…
İnsanın şu ilk günden içini karartıyor başımıza gelecekler, çünkü dünya gittikçe küçülüyor ve insanlar kötülüyor. Gelde yaşa diyor mu sana bunlar… Yahu ne kötü şeyler yapıyoruz şu dünyaya ve Rabbin kullarına, Rabbin kulları olarak. Yazık insanlığımıza…
Hı birde “BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE” kavga, ne ayıp ne ayıp… 2022 yılı da… Sanki “Gerilim ve korku filmi” gibiydi. Ama bu filmi her yıl izlemez miyiz dostlar. Ya meclis sandalyelerine, masalarına vura vura, ya da kürsüden, bazen de basın toplantısı yaparlar birbirlerine bel altı vurmak için. Hakaretler, küfürler, yumruk yumruğa kavgalar. Ama baş ne yaparsa ayak oraya gider değil mi dostlar…
Biz sizi, bizden daha akıllı uslu diye seçtik gönderdik meclise, bizi temsil edin, bize örnek olun diye. Oysa siz seçimden önce, seçilmek için kürsülere nutuk atmak için çıktığınızda, oyumuzu istemek için, ne güzel şeyler söylemiştiniz. Hayran hayran dinlemiş birde alkış tutmuştuk…
Yapmayın, etmeyin, haydi bizlere güzel örnek olun ki bizler de sapıtmayalım Sn. vekillerim… Güzel ve örnek bir Türkiye yaratıp dünyaya ders verelim güzellikler ve huzur konusunda…
Biz ki hala Mevlana’nın torunları olarak onun şu sözlerinden feyz ve edep alarak hayatımızı idame ettiriyoruz.
“Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kâfir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel,
Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…”
Anladınız sanırım bunu sayın vekillerim…
Ama bizlerde şunu unutmayalım onların patronu da biz seçmenler…
Demeden geçmeyeceğim aklımda olanı kuldan saklamadan;
Yahu bizim paramızla, bizim oyumuzla bize vuruyorsunuz. Ama bizde akıl ne gezer vurula vurula yine gider vurana oy veririz… Neyse can sıkmaya gelmez yeni yılda yeni günde…
Şunu bir bileseler ah bir bilseler; Kendimi meclis önünde kurban ederim Rabbime…
Ben, bir şey yapmaya gücüm yetmediği için öylece bakıp duruyordum… Durmama sıram sandıkta gelecek bilginize…
“Bilelim ki hepimiz; kontrol vardır yollarda, kesintisiz bir kayıt, kamera yukarıda…
Ayaklar yaralıdır, vasıtalar külüstür, acep varır mıyız ki Allah’ımız büyüktür…”
“Omuzdaş edelim bireyi,
Birlikte bulalım çareyi,
Tertemiz edelim çevreyi;
Fitnecileri kova kova!
Hakka çevirelim yönleri,
Toprağa gömelim kinleri,
Artık biz yapalım benleri;
Birlikteliği seve seve!”
Bakın ey insanlar, hak çalıp, mal kaldıranlar… “Müslim babanın bir şarkısı vardı. ‘Yakarsa dünyayı, garipler yakar’ diye.
Garipler yakacak sonunda dünyayı, doğrudur. Gerçekte haramileri tepede tuttuklarının farkına vardıklarında. Çünkü garipler olmasa fabrikalar çalışmayacak, tarlalar ekilip biçilemeyecek, kömür, petrol çıkartılamayacak, kurumlar ve kurumda ki bilgisayarlar çalışmayacak. Ve birçok şey öylece atıl kalacak…
Üretim araçlarına sahip olanların dünyaları parçalanacak. Milyonlarca garibin emekleri haramzadeler tarafından kullanılarak paraya çevriliyor. Garipler de karın tokluğuna şans oyunlarına bel bağlayıp ‘ya çıkarsa’ umuduyla yaşıyor. “
Bilgi en kıymetli hazine… Bilgiyle ve pratikle gelişecek garipler akımı gecekondulardan gelip meydanları zapt ettiğinde fabrikaları, tarlaları kilitlediğinde zannetmeyin ki ülke batacak. O zaman kutlanacak yeni yıllar bayram olacak. Zarar gören, bir avuç azınlığın ve onların iktidar gücü olacaktır.
‘Umut Fakirin Ekmeğidir’ sözü bu durumu açıklamaya yeter mi bilmem ama umut etmekten, güzellikler dilemekten, barış için mücadele etmekten ve en önemlisi de bu ülkedeki herkesin bu vatanın çocukları olduğu gerçeğinden asla vazgeçmeyeceğiz.
Yeni yılda da en büyük dileğimiz ve duamız sevgi olacak, barış dolu bir dünya olacak. Ve bunlardan sonra diğer umutlarımız ve hayallerimiz için dilekler dileyip dualar edeceğiz. 2022’nin buruk vedasına 2023’ün büyük umutları inşallah perde çekecek. İnşallah 2023 yılı dünyamıza, bize ve ülkemize iyi gelecek, şans ve mutluluk getirecek. Bazılarına da akıl getirecek ki önce ülkemizin sonra dünyanın tabiatın dengesini değiştirmekten vazgeçeler…
Unutmayacak ve unutulmayacak her bir dost yüreğin “Yeni Yılını” tekrardan en kalbi duygularımla tekrar kutluyor, uzun ve sağlıklı, huzurlu ve mutlu, başarı ve barışın egemen olduğu, huzurun hüküm sürdüğü, adaletin bir isim olmaktan çıktığı nice mutlu yarınlarda, içi sevgi dolu koca bir 365 günü, sevdiklerinizin hep yanı başınızda olduğu bir yıl geçirmenizi temenni ediyorum… Dünyayı değiştirmek istersen yüreğine inan, dostlarına güven, sevgine sarıl. Yeni yıl sizin, başarılarının anahtarıyla tüm kapıları açacaktır…
Ve diyorum ki; anılmak gönül dağlarındaki gül kadar güzelse, unutulmak hüzün dağlarındaki diken kadar acıdır…
Sevin sevilin, hayat sevince sevilince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun, gecenizden doğan sabahınıza selam olsun yeni yılın ilk gününden… Hoş kalın, hoşça kalın ama sevgiyle her dem dostça kalın… Bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#