Hayatın anlamı yaşanılan mücadelede belki bir hiçti. Acı çekenler acı çekmeye devam ediyordu. Ruhun derinliğinde, her an bir keder ve tasa yaşanırdı.
Zincire vurulmuş olsa da duygular, kül olmuş hayaller ve doğal acılar. Yaşanılan hayatta tutku hâline gelen bir dünya. Dünyada ruhunu sarmış ateş, akıl ile irade birbirini kaybetmiş, kurtuluş ümitsiz. Kalmamış hayal gücü, idealler ve de sevgi.
Dumanın tüttüğü yerde ateş sönmüş geriye kalanlar kararmış, acımamışlar ve bakmamışlar göz yaşlarına. Gözleri alev topuna dönmüş, kulakları kor olmuş. Kökleri bozulmuş, çiçekleri solmuş ve yaprakları sararmış bir bitki acıyla suyu çekilmiş. Bitki meyve vermeden beden sağlığını kaybetmiş.
Beyin düşünemez olmuş, sıvıları baskı yapmış merkezlerine. Dumanın tüttüğü yere dönmüş harabe hâlindeki organları ve bu organlar acı hissini yitirmiş. Ciğerleri iş göremez olmuş, acıları kalıcıya dönüşmüş ve atıklar kalmış damarlarda.
Hayatlar sönmüş, yenileri filizlenmemiş. Dumanın tüttüğü yerde, ruhsuz ve çulsuz canlılar da kalmamış. Acılar derinde, acılar yeni yaralar açmış. Duman tütmeyen yerde, gelir, kendine ettiğin eziyetin faturası. Fatura acı ve de hesapsız.
Derman ararsın boşuna, duman tüterken, çevre karanlık göremezsin ve bulamazsın aradığını. Amacın ne? aramayla tatmin olamazsın. Ruhunu acılar sarmış, normal hareket edemezsin. İçini duman kaplamış, özünde sevgi dışa vuramadığın, acımasız, ruhsuz ve fosilleşmiş bedenler.
Dumanın tüttüğü yerde, acı ve kedere dayanmaz ana yüreği, ağlar ana yüreği ve kırılır ana yüreği. Ayırmayın anayı sevenlerinden, koparmayın yavrusundan ağlamasın. Huzursuz etmeyin anayı yaşasın. Ruhu özgür ve güven duysun çevreye. Böylece acıları hiçe saysın, dolanmasın ayağı, yürümeye çalışsın.
Dünyasından kederi silsin, algılamasın dertleri dönsün filizlenen doğaya. Doğayı bilsin, kurallarını tanısın. Acıları çekmesin ve unutup gitsin. Ruhunu yüceltsin, sevgi dolsun yüreği, toplumla bütünleşsin, güneş aydınlatsın onu sonsuza tek.
Yaşa ki, iyiden yana her şey çok güzel olsun.