Dostlar merhaba demek istiyorum. Çünkü yazımı okuyan ve paylaşan herkes, yazın dostumdur. Öyle kabul ediyorum. Günlük olarak yazamıyorum uzun süredir.İnsanın hayatında dibe vurduğu ve kurtulmak için çabalar sarf ettiği dönemler vardır. Ben de onu yaşıyorum. Ben yoksam, diğer gelişmelerin ne önemi var ki?
Bencilce belki, bu düşünce ama öyle düşünüyorum.
Ben yoksam, bize nasıl faydalı olabilirim ki?
Ben yoksam, sevdiklerime nasıl yararlı olabilirim ki?
Ben dipteysem, sevdiklerimin ve değer verdiklerimin hayatını nasıl kolaylaştırabilirim ki?
Ve ben dipteysem, beni dostu olan gören kişi yanımda değilse, paylaşılanın ne anlamı vardır ki? Ve hangi söylenen gerçektir ki? Ya da hangi yapılan? Ya da kim gerçek dosttur?
Bensiz hayatın anlamı ne ki?
Hayat ben varsam devam ediyor. Bencilce ama böyle.
Ben yoksam hayat da yok. Ve ben hayatın umurunda değilim.
Hayat, benim (bizim) umurumuzdaysa hissediyoruz. Yaşıyoruz. Acıları sevinçleri iliklerimize kadar.
Yaşadığımız acı bizi yaralıyor. Başkasını değil. Yaşadığımız sevinçler beni çoğaltıyor. Başkasını değil.
Ve biliyoruz ki, “acılar paylaşıldıkça azalıyor, mutluluklar ise paylaşıldıkça çoğalıyor.”
Ve hayat bize çoğaltıyorsa beni, hissediyor ve çoğalıyoruz. Yaşadıklarımız bizi çoğaltmıyorsa, hayat anlamını yitiriyor.
İşte onun içindir ki, geleceğe çoğalarak değerler bırakıyoruz. Kimilerimiz çocuklar, kimilerimiz eserler, kimilerimiz ise bir zaman sonra unutulacak anılar bırakıyoruz.
Ve çok az insana mal olan, tarihe unutulmaz isimler bırakıyoruz. Ne çocukların, ne anıların anlamı oluyor? Varsa yoksa bıraktığımız değerler oluyor geleceğe, unutulmamak adına.
Son iki aydır yaşadığım tüm acılar ve sevinçler, umutsuzluklar ve umutlar 47 yıllık hayatımın en anlamlı dersleri oldu bana.
Son iki ay öncesi ben değilim, artık yaşadıklarımdan ve yaşattıklarımdan sonra. Hayatın en dibini ve yukarısını gördüm. Bundan daha dibi olamaz.
Önemli olan iki dostu yitirmek
Hayatta en önem verdiğim iki dostu yitirdim. Yol arkadaşımı yitirdim. Onlar olmadıktan sonra hayat bana bir anlam ifade etmiyor.
Ve biliyorum ki, iki yitirdiğim yol arkadaşıma, dostuma dipte durarak yoldaşlık yapamam. Dipten çıkarsam, eski ben değil, geçmişten ders çıkarmış yeni ben olabilirsem hayatımı anlamlandıracağım ve yitirdiğim dostlarımla yeniden yoldaşlık yapabileceğim.
İşte bunun içindir sevgili dostlar, yaşadıklarımızdan ders çıkarabiliyor ve hayatımızı (kendimizi) değiştirebiliyorsak (bunun için adımlar atabiliyorsak) hayat anlamlı.
‘Değiştim’ demekle değişim olmuyor. Zaman gerekiyor. Zamanın bilgeliğine bırakmak gerekiyor kendini. Değişmek istediğinde, zamanın ruhu sana yoldaşlık yapıyor ve zaten yanında oluyor.
Hesapsız dostluklar kurmaktır, asıl olan…
Yitirilen dostlar, hayatlarına devam ediyorlar. Ve ben onları çok seviyorum. Hayatımın anlamı ve umudu olan dostlarıma selamlar gönderiyorum.
Eskiden olduğu gibi yeniden beraber olacağız. Geçmişten dersler çıkararak… Ama eski olan ben olarak değil.
Yeniden konuşacağız, hoş sohbetler yapacağız ve yeniden dostluklara merhaba diyeceğiz.
Son iki ay bir gerçeği öğretti bana. Nasıl ilişki yaşarsanız yaşayın. Yeter ki, dost olun. Hesapsız kitapsız. Çıkarsız, içten…
Ve dostunuz ise ‘dostum’ dediğiniz kişi, siz kötü durumda olduğunuzda, yanınızdaysa dosttur.
Ve siz ‘dostum’ diyorsanız dostunuza, o kötü durumda iken, kötü olduğunu hissettiğinizde hesapsız yanında iseniz dostsunuzdur.
İşte budur asıl gerçek olan. Onun yanında çıplak iseniz, arınmış iseniz dostsunuzdur, dostunuzdur.
Gerçek dostlukları kurabilenlere ve yaşanılan dostluklara ihanet etmeyenlere. Dostlarının yanında olurken hesapsız olanlara… Selamlar… Önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Son söz: Hayatında gerçek dostlukları kuramayanlar, ne kadar fakirdirler. Dostluklarla, hayatını zenginleştirebilenler ne kadar zengindirler, aslında.
Ben yeni öğrendim bunu. Keşke daha önce öğrenebilseydim. Bu gerçeği… Yine de hiçbir şey için geç değildir.
Hayatın asıl gerçeğini öğreten dosta, hayatımı zenginleştiren ve yaşattığı her değer için teşekkür ediyorum.
Teşekkürler sevgili dost, teşekkürler… Öğrettiklerin için…
Ve hayatımın en büyük dersini verdiğin için…