Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Dost
“İnsan gözden ibarettir aslında geri kalan cesettir. Göz ise ancak gerçek dostu görendir.” – Mevlana
TDK na ve sözlüklere baktığınızda dost kelimesi için sevilen, güvenilen, yakın arkadaş tanımlamasını bulursunuz. Dostlarımızı arkadaşların ötesinde görürüz. Hatta öyle dostlar vardır ki akrabalarımızdan da önemlidir bizim için.
Çeşit çeşit insan var. Her birinin değişik karakter yapısı, ruhsal olgunluk durumu, kültür düzeyi, iletişim anlayışı, söz söyleme ve dinleme alışkanlıkları var. Sorunlar da bir o kadar çeşitli; mutluluklar, mutsuzluklar, yalnızlıklar, çaresizlikler var. Her biri için çözüm yolları da o denli birbirinden farklı.
Dostluk insanlar için çok önemli bir kavramdır. Öyle dostluklar vardır ki akraba ilişkilerinden daha önemlidir, öyle dostlar vardır ki insana kardeşinden daha yakındır.
Bir dost için veya dostluk adına söylenmiş pek çok güzel söz vardır. Bu anlamlı sözlerin bazıları ağırdır, insanı düşündürür ve duygulandırır. Dostluk adına söylenen sözler özel anlamlar taşır. Ancak bazıları vardır ki insanı derin düşüncelere daldırır…
Ancak tüm sorunlara, yaşamın zorluklarına, monotonluğuna, yalnızlık acısına, korku ve endişelere iyi gelen tek ilaç var: Arkadaşlıktan da öte gerçek bir dostluk!..
İnsanın sorunları çözülmesi zor bir yumak haline gelmişse tek çaredir iyi bir dost. Dost dediğimiz su gibi, ekmek gibidir. Yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Senin ona ne zaman ihtiyacın olduğunu bilir ve anında yanında olur. Bir süre aramasan da kırılmaz, darılmaz, sevgisi eksilmez. En darda olduğunda ya sesiyle, ya düşünceleriyle ya da varlığıyla hemen yanı başındadır.
Dostumuz kalbimizin ve beynimizin yaşam enerjisidir. Sahip olduğumuz şeyleri paylaşabileceğimiz, inanacağımız ve kendisine zaman ayıracağımız kişidir. “Dostluk” ekonomik ve sınıfsal farklılıklar gözetmeksizin mutluluğun gerçek tanımıdır.
Dost ile sohbet, yardımlaşma, birbirine güç vermek, farklı düşüncelere sahip olunsa da birbirini olduğu gibi kabul etme, birbiri için var olma yaşama anlam katan özelliklerdir. Dost, kişinin dünya ile arasında yaşadığı kaçınılmaz çatışmaların yorgunluğunu ve acısını az da olsa azaltır. Yaşamı dar ve sıkıntılı dört duvar arasından kurtarır. Çünkü dost insan için güvenli bir sığınaktır, sadakattir, paylaşımdır. Yaşamın farkındalık düzeyini renklendiren manevi kapısıdır. Dostluk yaşamın umududur.
Romalı ünlü bilim ve devlet adamı Cicero dostluğu, “Karşılıklı doğal çekime ve erdem sevgisine dayalı, karakter benzerliğinden kaynaklanan samimi bir ilişki” olarak idealize eder ve “Kutsal ve insani her konuda tatlı bir duygu birlikteliği içeren ve bunu nazik duygular ve bağlılığın da eklendiği bir ilişkidir,” şeklinde tanımlar.
Dostluğa ve dostlarımıza sahip çıkarsak, yaşama sevincimize artı güç, enerji kazandırırız. Mutlu oluruz. Ünlü düşünür – yazar Montaigne, çok sevdiği dostu La Boétie için, “Böyle bir şans insana üç yüz yılda bir rastlar,” ifadesini kullanmıştır. Balzac’ın tespiti ise, “Felaketin bir iyiliği varsa, hakiki dostlarını tanımasıdır,” olmuştur. Oscar Wilde dostluktaki çok farklı bir erdemden söz eder: Bir dostun üzüntüsünü herkes paylaşabilir fakat başarılarına içtenlikle sevinmek bir ruh özelliği gerektirir.
Herhangi bir tanıdık ya da arkadaşı geç vakitte ararsak rahatsız olur, bunu anlarız. Dost ise, “Derdini anlatmak için neden bu saate kadar bekledin?” diye sorar. Tanıdık, bir tartışmadan sonra her şeyin bittiğini düşünür. Dost ise sizi tereddüt etmeden ve zaman yitirmeden arar.
Dostluk yalnızlığı alıp götürür. Çevrende onca insan olacağına bir dostun olsun kâfidir.
Dostlarımız iyi günümüz kötü günümüzde her daim yanımızda olan bizlere kol kanat geren insanlardır. Gerçek dostluk çok zor elde edilir. Ama bu duygu dünyadaki pek çok duygunun üstündedir. Gerçek bir dost bulan kişiler bu dünyadaki şanslı insanlardır.
Eğer sizin de gerçek anlamda bir dostunuz varsa ona sımsıkı sarılın ve hiç bırakmayın. Çünkü dost karların içinde açan bir çiçek gibidir. Onu bulduktan sonra kendisine gereken değeri vererek asla kaybetmemek gerekir. Aman dostunuzu kırmayın, onu kaybetmeyin.
Yalnız üzülerek belirtmeliyim ki, kırk yıllık dostların birbirini yok saydığı, selamı bile esirgediği günleri yaşıyoruz.
Hesap yapmaktan, çıkar ilişkilerini izlemekten dostluk kurmaya zaman ayırmayanların sayısı hızla artıyor.
Oysa dostluk ya da dostlarımız tam da böylesine, bireysel çıkarların insani duyguların önüne geçtiği günümüz dünyasında insani değerlerimizin, birikimlerimizin, kültürel kimliğimizin çürümesine set çeker.
Günümüzde modern bireylerin ilgi alanları, yükümlülükleri, bakış açıları, kişiliklerinin çeşitliliği dostlar arasında bazı anlaşmazlıklara yol açabilir.
Bunu aşmak için;
“Hoşgörü” “Empati” “Anlayış” “Sevgi” ve gerektiğinde susmak ve susarak cevap vermek en iyi yollardır.
Cep telefonlarına ve bilgisayarlara kilitlenen insanlar buralardan aldıkları temelsiz ve zahmetsiz bilgilerle, fırsat buldukça çok fazla konuşuyorlar. Oysaki dinlemeden konuşmak dostluğun ve insan ilişkilerinin acımasız düşmanıdır.
Huzur, umut ve gerçek sevgi gönül sofranızın baş tacı olsun…
Sevin hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Karanlıktan aydınlığa sancıyla doğan gününüze selam olsun…Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbet gönderiyorum… İçeriden sürgülü ise kalp kapınız durmayın açın, açın dostlarınıza, açın size sevgisini ikram edenlere…
#öskurşun#