Siyasetçilerin, gazetecilerin, akademisyenlerin, spor adamlarının,
sanatçıların gazetelerdeki demeçlerini, köşe yazılarını okudukça, TV
ekranlarındaki konuşmalarını dinledikçe davranışlarını izledikçe; bu ülkede
ne kadar çok palyaço, hokkabaz, soytarı ve Don Kişot var diye insan
düşünüyor.
Hemen bütün toplumlarda bu tip insanlar vardır. Ve bunlar toplumun eğlence
kaynağıdır. Güldürüle eğlendiriler kimi zamanda düşündürtürler. Ama devlet
yönetiminde bu tiplerin olması ise toplumda sorundur, anarşidir, kaostur ve
yıkımdır
Hokkabaz, palyaço, soytarı tipler romanlara konu edilmiş, tiyatrolarda
oynanmış ama hepsinden de öte halk arasında kimlik ve kişilik
tanımlanmasında kalıcı izler bırakmıştır.
Don Kişot (İspanyolca: Don Quixote ya da Don Quijote), İspanyol romancı
Miguel de Cervantes Saavedra'*nın romanı ve aynı zamanda bu romandaki asıl
şahsiyetin adı.
1605 ve 1615'te El ingenioso hidalgo Don Quijote de La Mancha (Marifetli
ayan Don Kişot de La Mança) ve Segunda parte del ingenioso caballero Don
Quijote de La Mancha (Marifetli şövalye Don Kişot de La Mança'nın ikinci
bölümü) olmak üzere iki bölüm halinde yayımlanan roman, İspanyol Altın
Çağından bir örnek olarak en akıcı edebi eserlerden biridir ve belki de
İspanyol edebiyatına ciddi bir giriştir. Modern Batı edebiyatının en kayda
değer kurgu romanlarındandır.
Don Kişot (Alonso Quijano): Şövalye serüvenleri okumaktan aklı karışmış
yaşlı ve aristokrat bir şahsiyettir. Rosinante: Don Kişot'un atı, Sancho
Panza: Don Kişot'un uşağı, Dulcinee du Toboso: Don Kişot'un sevdiği
kızdır.
La Mancha'da yaşamakta olan 50'li yaşlarındaki emekli bir centilmen olan
Don Kişot şovalyeleri anlatan kitaplara takıntılıdır ve yazılan her şeyin
doğru olduğunu sanmaktadır. Don Kişot Sancho Panza ve Rosinante ile
birlikte umarsızca şövalyelik günleri tasarlarken, etrafındaki insanlar
onun yavaş yavaş çıldırdığını düşünür. Dulcinee du Toboso, Don Kişot'un
hayalinde canlandırdığı ve onunla birlikte maceralar kurduğu sevgilisidir.
Don Kişot, yani Senyor Kesada; halkını, vatanını çok seven bir insan olduğu
için olsa gerek Sancho Panza'yı da yanına alarak Don Kişot oluyor. Kitapta
da sözü edildiği üzere Don Kişot, mazlumları korur ve de kötülere göz
açtırmaz. Fakat her zaman yere yıkılır.
Hayaller; kişiyi hayata bağlar, ona şevk verir, nerdeyse kanatlandırır.
Don Kişot'un hayalleri de iyi hayallerdi aslında. Kötülükle savaşacak,
dünyayı düzeltecek ve bunları, plâtonik bir aşk duyduğu Dulsinea adına
yapacak, ona lâyık olacaktı. İyilik, doğruluk, güzellik uğruna, sevgi adına
bedel ödemek, insana zor gelmiyor doğrusu. İnsan ruhunun taşıdığı hayal
gücü, rüya, yalan, ümit, istek ile aldanış ve ideal, insanın eylem yapma
iradesi ve yaşama nedeninin kaynaklarıdır. İnsandaki bu çatışmalar eserde,
ilk bakışta çok net ve kesin çizgilerle izlenebilirken, giderek daha
karmaşık hale gelir ve sonunda ne okuyucu, ne Don Kişot'un kendisi, ne de
onun karşılaştığı kişiler, gerçeğin ne olduğundan artık emin olabilirler.
Bu roman; görünüşle gerçeklik, soylulukla ahmaklık ve ahlaksal erdem ile
iyi ve kötünün karışımı olan dünya arasında uzlaşma gereğinin ilk
incelemelerindendir. Şövalye, hayalci, kendini aldatan yaklaşımı, uşağı ise
ayağı yere basan, gerçekçi bakış açısını sergiler.
* *
Kitap; Batı toplumunda çürümek üzere olan şövalyeliği, alaylı bir dille
eleştiren bir romandır. Hayal ile gerçeğin genellikle iç içe anlatıldığı
romanda komik pek çok öğe bulunur. Hikayeden romana geçişin ilk adımı kabul
edilmektedir.
Türkiye'nin son yıllardaki iç ve dış politikadaki gelişmelere bakıldığında;
ilginç tiplerin aktör olarak ya da figüran olarak sahnede yer aldıklarını
görüyoruz.
Do Kişot'luğa gerek var mı yok mu?
Hadi canım, şimdi Don Kişot'luğun gereği yok, deyişini bugüne kadar her
birimiz en az birkaç kez duymuş veya kullanmışızdır. Bununla söylenmek
istenen nedir acaba?
– Kendini ortaya koyma, öne çıkarma mı?
– Asıl düşündüğünü kendine sakla, ortama uy mu?
– Sivrilik yapma, haklı da olsan etrafını tedirgin edecek söz ve
davranıştan kaçın mı?
– Değiştiremeyeceğini bildiğin şeyin üzerine varma mı?
– Kahramanlık yapayım derken başını derde sokma mı?
Bu nasihatlara rağmen Don Kişot'luk yapılırsa ne olur? Ne mi olur? Örneğin,
gülünç duruma düşebilir. İnsanlar ona enayi gözüyle bakar. Antipatik olur.
Sonra, başına iş açabilir. İnsanları karşısına alır, düşman kazanır. Rahatı
kaçar. Bir sürü şeyle uğraşmak zorunda kalır. Çıkarlara zarar verir.
Amaçlanan konumlara, unvanlara erişemez. Daha başka ne olsun!
Don Kişot'luk terimi, çoğumuza bunları düşündürürken, önce bunların kim
olduğunu iyi bilmek ve ona göre tavır almak gerekir.
TV ekranlarında, gazete sayfalarında toplantılarda meydanlarda konuşan esip
gürleyen siyasetçi, gazeteci, akademisyen tipleri bir de bu gözle
değerlendirin olmaz mı?
Günün Sözü: Ciddi, bilgili, hoşgörülü, bilinçli, esprili, yetenekli
kişilerle yaşam güzelleşir.