Kendi içinde sorgulamasını tamamlayamamış insan, ne istediğini bilemeyen insandır. Kendi içine bakamamış, kendi yaralarıyla yüzleşememiş ve yaralarını tamir etmeye niyet edememiş insan, yakınına gelen tüm insanlar için bir tehlikedir.
Toplumsal baskıdan ötürü ya da sırf zamanı geldi diye düşündüğünden veya kendi korkularından dolayı bir insanın hayatına tüm iyi taraflarıyla girmeyi başarmış sonra da o kişinin başına dünyayı yıkmış insanlardan bahsediyorum.
Bir ilişkiye başlamak, bir insanla evlenme niyetiyle konuşmak, karşınızdaki insanın size dair hayaller kurmasına neden olur. Eğer siz kendi gelgitlerinizde bir gidip bir gelirken; bir evlenmeyi ister, bir evlenmekten korkarken, diğer insan darmadağın olmaya başlayabilir.
Ne istediğinden emin olmak önemlidir. Yola çıkmanızı sağlar. Ama bir o kadar önemli olan ikinci şey de isteğinizde kararlı olabilmektir. Ve aklınızın getirebileceği zanlara karşı, evrenin sahibine güvenerek yola devam etmenin ne kadar gerekli olduğunu bilmektir.
Eğer kendi dünyanda sağlam bir duruş edinememişsen bir başkasının dünyasında güvenilir bir duvarmış gibi davranmaya çalışma.
Olur da sevdiğin adam veya kadın sana senden daha fazla inanmaya ve güvenmeye karar verebilir. Sana inanabilir. Sen bile yolda kalmayacağına dair kendine inanmazken, seni seven kişi seninle uzun bir yol yürümeyi hayal edebilir.
Bazen karşındaki üzülmesin diye söyleyemezsin bazı şeyleri. Mesela ilişki istiyorsundur, sevilmek istiyorsundur, ama ilişkinin getirdiği sorumlulukları istemiyorsundur. Yolun tıkandığı yere kadar gitmek sonra geri dönmek hesabındasındır. İşte o zaman hemen söyle ki karşı taraf da nasıl bir insanla nasıl bir yola çıktığın bilsin.
Eğer o yola çıkmak istemiyorsa vakit geçmeden, yola bağlanmadan ve gözleri henüz kör olmadan yoldan dönebilsin. Zira senden hayır gelmeyecektir.
Her insanın biraz bencil olduğu doğrudur. Fakat bir diğer insanın kendi kararsızlıklarıyla oyalamanın adı sadece bencillikle adlandırılacak kadar kolay olmamalıdır.
Tüm verileri akılla değerlendirdikten sonra kalbimize bırakabilirsek, sanırım daha isabetli karalar vermiş olacağız. Hata yapma endişesiyle karşımızdakini üzmemek adına ve en önemlisi de sorumluluk almaktan kaçtıkça durum herkes aleyhine kötüleşecek. Bir ömür bitmeyen suçluluk duyguları ve ağlamalar peşinizi bırakmayacak.
Eğer küle dönmüş bir ateşsen, o adamın/kadının karşısına çıkıp da kendinden harlı bir ateş olarak bahsetme. Ola ki inanır ve yanılır. İşte o zaman dokunduğun ruh harabeye döner. Arkanda harabeler bırakırsın. Bir gün kendin harabe olana değin…
En iyisi siz ne istediğiniz bilmeden, kendinize ait bazı defterleri kapatmadan, yeni ruhlara dokunmamaya çalışın.
Nazlı Özburun / Aile Ve Evlilik Terapisti
nazliozburun@gmail.com