Bu aralar beynimin sulandığını hissediyorum. Bazen de uzaydan geldiğimi düşünüyorum. Çünkü kendimi bu dünya ya çok yabancı hissettiğim anlar çok oluyor. * Gazete ve televizyon da haksızlıkları görmek, tutuklanan, öldürülen, ölen, kavga eden vs.. insanları görmek ruhumu sıkıyor. Bir gün elbet düzelecek derken her şeyin daha da kötüye gitmesini görmekse tarif edilemez bir duygu…
* Bunun yanında saçma sapan magazin programlarını ve yarışmaları eleştirip izleyen, izlemekten keyif alan insanları görmek de beni çok üzüyor.
* Tepkilerini sadece sosyal paylaşım sitelerinde gösteren, okumayan, araştırmayan, kulaktan dolma bilgilerle hareket eden, zamanının büyük bölümünü gereksiz şeylerle geçiren, kendi fikirleri olmayan, kısacası anca konuşan kişileri görmek de canımı acıtıyor.
* İnsanları anlamadan dinlemeden yargılayanları görmek, ufacık bir hareketten ya da sözden herkesi bir kalıba sokan insanlara ise ayrı üzülüyorum…
*Her gün beyinsizler takımını görmek ve kibar yollu da olsa onlarla atışmaktan kendimi alamıyorum. Beyinsizler takımı kendini ve ne yaptığını bilmeyen şoförlerden oluşuyor. Arabalarını kaldırım, yaya geçidi, özürlüler için yapılmış alanların önü, evinizin ve iş yerinizin önü fark etmeksizin park eden. Sinyal kullanmasını bilmeyen, trafik kurallarını ihlal eden, yaya geçidin de yolcu indirip bindiren insan denen şoför olmaya çalışan kişileri kapsıyor.
*Güneşi görür görmez soyunan gençler aklımı alıyorlar. Ben donarken onların ayaza ve yağmura aldırmadan dolaşmaları uzaylıymışım hissini daha çok arttırıyor.
* Eşini, çocuğunu döven, işkence eden ve öldüren insanları ise anlamaya çalışmıyorum…
* Zamanını boş şeylerle geçiren, başkasının işlerine burnunu sokan, dedikodusunu ve muhasebesini yapan, anlamadan dinlemeden yargılayan, sürekli kendi çıkarlarını düşünen, para için gururundan, onurundan vazgeçip tüm bu kavramlar yokmuş gibi davranan, edepten ve hayadan uzak olanlar kişiler için söyleyecek kelime dahi bulamıyorum…
* Aşkı ve sevgiyi iki bacak arasında arayıp, herkesi cepte sanan, iyiliği güzelliği anlamayan, ufak hesaplar peşinde koşan, herkesi kendi gibi sanan insanlara da diyecek laf bulamıyorum.
Tüm bunları gördükçe de ne yapacağımı bilemiyorum. Kendimden şüphe ediyorum. Ben dört dörtlük bir insan değilim kabul ediyorum. Kimseden de dört dörtlük olmasını beklemiyorum. Ama herkesin hayatı biraz yaşanılır kılması için ufak tefek de olsa çaba göstermesini çok istiyorum.
Tüm bunların gerçekleşmeyeceğini bildiğim içinde; hayata dair dip notlar almaya devam ediyorum….