Kimi arkadaşlarımızda aşırı derecede Türkçe konuşma ve yazma hassasiyeti var. Yalnız yazdıkları metinlere baktığımızda metinlerine düşen kelimelerinin büyük bir çoğunluğunun Arapça ve Farsça olduğunu görüyoruz. Yani Türkçe hassasiyetlerini yazarlarken yazdıkları kendi metinlerindeki kelimelerin ve konuştukları kelimelerin bile bir çoğu Arapça ve Farsça!…
Bu topraklar farklı kültür geçişkenliğine uğrayan bir coğrafya olduğundan, kültürler arası bir takım kelimeler varıp komşu dillere yerleşmişlerdir. Yani yerleştikleri dillerde bir nevî millîleşmişlerdir. Bu kelimeleri çıkarıp atarsak, sanat, edebiyat, iletişim dilimiz kısırlaşır.
Aydınlarının 300 kelimeyle avamının 100 kelimeyle yazdığı ve konuştuğu bir ülkede, sanat ve edebiyat kavramlarının yücelmesini ve yükselmesini bekleyebilir misiniz? Karşı çıkacaksak önce, cadde ve sokaklarımızı; dükkan, site, apartman isimlerini işgal eden başta İngilizce olmak üzere, Batı menşeli kelimelere karşı çıkmamız gerekmiyor mu?