Ülkemizde son günlerde “Dünya GAFAM’dan büyüktür” söylemi ile bir politika oluşturuldu. Amaç olarak; bu şirketlerle mücadele ve uyguladıkları faşizme karşı gelme olarak belirtildi. Bunun içinde alternatif platformlar oluşturulmalı, oluşturmalıyız dendi…
21.yy başlamasıyla Dijital Platformların, Sosyal Medyanın gücü yadsınamaz boyuta ulaştı. Geç kalınmışlığın sebebi, idarecilerin vizyon, öngörü, ileri görüşe sahip olamamaları ile değişen toplum ve dünya düzenini görememeleri ve doğru okuyamamalarıdır. Yine de bir yerden başlamak lâzım mottosuyla, alternatif yaratmak düşüncesiyle temel anlamda desteklenmesi gereken bir projedir. Ama bunun amacı, niteliği çok önemli. Eğer bir yenilik, farklılık yaratılamayacaksa talep oluşturamazsınız. En önemlisi, bu platformlarla insanları kontrol altında tutmak, manipüle etmek, idarenin çıkarlarına yönelik kullanmak, yönlendirmek amacı güdülerek hareket edilecekse asla kabul görmeyecektir.
Değişen dünya düzenini, son süreçte yaşadığımız Pandemi daha da şekillendirdi. Yönetimlerce bilinmesi gereken; artık insanları kontrol altında tutmak, manipüle etmek kolay değil. Dijital Platformların gelişmesiyle, dünyada olan, oluşan her şey anında duyuluyor, haber alınıyor. Bu platformlarda bilgi kirliliği yok mu? Elbette var! Ama kendi içinde tespit edilip, dışlanması, doğrulanması, düzeltilmesi de bir o kadar kolay ve çabuk oluyor. Bunun daha da etkin olması için teşvik ve yöntemler geliştirilmeli. Sonuç olarak; bu platformlar ve düzen artık, önlenemez, kapatılamaz, yok sayılamaz. Yönetimlerin bu gerçeklikle hareket etmesi gerekiyor. Bu platformlar, kendi yapı ve dinamiği ile kendi ahlâkî yapısını, çalışma prensiplerini oluşturdu. Onun içindir ki; ülkemizde Twitter adlî makamların yerini aldı söylemi yapılıyor. Onun içindir ki; son ABD seçimlerinde yapabileceği manipülasyonları önlemek için Trump’ın tweetleri kısıtlama altına alındı.
Dijital Platformlara nasıl müdahale edilemeyeceğine, yok sayılamayacağına ve sahip olduğu önlemez güce verebileceğim en güzel örnek;
PAVEL DUROV
Rusya’nın Marc Zuckerberg’u olarak tanınan P.Durov, 10.Ekim.1984 Leningrad doğumlu. Çocukluğunun büyük bölümünü İtalya’da geçiren Durov, matematikçi ve bilgisayar programcısı Nikolai Durov’un küçük kardeşi. 2006 yılında, Sankt-Peterburg Eyalet Üniversitesi Filoloji Bölümünden mezun olduğu söyleniyor. Aynı yıl, Facebook’tan etkilenerek V.KONTAKTE (VK)’yi kuruyor. Ağabeyinin de yardımıyla, şirketi büyüterek Rusya’da kullanıcı sayısı Facebook’un önüne geçmiş ve şirket değeri 3 Milyar USD’nin üstüne çıkıyor. 2011 yılında, Parlamento Seçimlerinde muhalif tutumlarından dolayı Putin ile sorun yaşamaya başlıyor. İnsanlar, VK Platformu ile Putin aleyhine büyük protestolar organize ediyor. Durov’dan bunların silinmesi istendiğinde, olumsuz cevabını Mavi Kapüşonlu Köpek ile vermesi büyük olay yaratır. Bedeli de bir o kadar büyük olacak olan. Bir gün kapısında, bir Swatt Timi görüp, ağabeyini aramak isteyip fakat o an için bunun çok güvensiz ve tehlikeli olduğunu farketmesi TELEGRAM’ı kurmasına neden olur. 2012 yılında, VK’nın St.Petersburg’daki merkezinden Durov ve arkadaşları, kâğıt banknotları uçak yapıp, pencereden atar. Telegram’ın logosunun bu kağıt paradan yapılmış uçak olduğu söyleniyor. 2013 Kasım ayında, yaşadığı baskılara dayanamayarak, VK’nın %12 hissesini, Putin taraftarı olan, Rusya’nın en büyük internet şirketlerinden Mail.ru’nun sahibi Ivan Tavrin’e satmak zorunda kalıyor. Daha sonra %52 ve sonunda 2014’de geri kalan tüm hisseleri devreder. VK artık Ivan Tavrin’in şirketidir.
21.Nisan.2014’de P.Durov, VK CEO’luk görevinden alındı. Durov bunun nedenini; şirketin Putin müttefiklerinin etkisi altında olması olarak açıklar. Akabinde “şu an Rusya internet şirketleri için uygun bir ülke değildir” diyerek ülkeyi terk ediyor.
2020 yılında, Telegram 400 Milyon, Whatshapp 2 Milyar kullanıcıya sahipken, Telegramın daha güvenli bir hizmet olarak kabul görmesi, ağırlıklı terörist grupların tercih ettiğinin söylenmesine rağmen Rus Güvenlik birimleriyle işbirliği yapmaması, Rus Hükümet yetkililerinin etkin kullanmasını engelleyememiştir.
8 dil bildiği söylenen Durov, şimdilerde 2014 yılında 250.000 USD bağış yaparak aldığı, Karayip Ada Devletleri/Saint Kitts ve Nevis vatandaşı. 3-4 Milyar USD servetinin olduğu, nakit parasının İsveç Bankalarında olduğu söyleniyor. Özel hayatına ilişkin neredeyse hiçbir şey bilinmiyor, kamuya açık hiç bir etkinliğe katılmıyor, medyaya bilgi vermiyor, tek güvendiği mecra olan Telegram üzerinden iletişim kurmaya devam ettiği söyleniyor.
Kısaca; Putin yönetimindeki Rusya, ülkesinde kurulmuş olan bir dijital platforma baskı kurmak istemiş, müdahale etmiş, şirket kurucusu olan Durov’un elinden alınmış ve Durov ülkeyi terketmek zorunda kalmıştır. Peki ya sonuç; Putin yönetimindeki Rus Hükümeti başarılı olamadı. Durduramadı. 2021 Ocak ayında, Aleksey Navalni önderliğinde, sosyal medya üzerinden örgütlenen Rusların, Kafkasya/Gelincik şehrinde inşa edilen Başkanlık Sarayı’nın Putin’e ait olduğu ve yapılan yolsuzluklar nedeniyle protesto gösterilerine engel olamadı. Ve bunları tüm Dünya biliyor.
Artık insanlar, şeffaf ve adil bir idare ile daha özgür, müdahale olmayan bir tarzda, belirlenen kalıplarda yaşamak istemiyor. Her alanda var bu istek. Netflix meselâ. Sunulan değil de seçtiğini izlemek istiyor insanlar. Aynı dizi ya da film aynı zaman diliminde tüm dünyaca izleniyor ya da biliniyor. Bir diğeri Dijital Para ve Borsası. Hiçbir Merkez Bankası müdahalesi yok, 7/24 işleyen bir borsa. Şimdilerde sahte, geçersiz…gibi karalamalar yapılsa bile, durdurulamayacak. Yakın bir gelecekte aktifleşerek kullanıma geçecektir. Bunlarda kendi dinamiğini, kendi yapısını oluşturuyor, oluşturacak.
İşte bu gelişmelere baktığımızda; tek parti ve tek kişinin tüm yetkileri elinde bulundurarak, demokratik düzene karşı, baskı düzeni kurmak isteyen bir öğreti olan Faşizim bunun neresinde?
Değişimlere karşı durmak, kapatmak, yasaklamak, engellemek, baskı kurmak ya da troll hesaplarla müdahale etmek. Budur Faşizm. Yâni evet bir faşizm var ama bu Dijital Platformların yaptığı değil, Dijital Platformlara uygulanan faşizmdir.
Akılcı yönetim ve idarecilerin yapması gereken; bunları dikkate alarak, şeffaf ve adil bir yönetim bilinciyle kendilerine çeki düzen vermeleri olacaktır. Aksi takdirde, kendi mevcudiyetleri sona erecektir.